1. YAZARLAR

  2. Yıldız RAMAZANOĞLU

  3. İmam Hatip Gençliği
Yıldız RAMAZANOĞLU

Yıldız RAMAZANOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları >

İmam Hatip Gençliği

A+A-

     Üniversite sınavlarının sonuçları açıklanınca Türkiye’nin dört bir yanından güzel haberler gelmeye başladı.

     İzmir’de, Batman’da ve daha nice şehirlerde kırk yaşlarında mütedeyyin kadınlar kızlarıyla birlikte yeni bir başlangıç yapıyorlar. Yıllar önce kazandıkları halde başörtüsü ayrımcılığı nedeniyle eğitimlerini sürdüremeyen kadınlar için bu ne kadar büyük bir boşluk yaratmış, nasıl bir acı vermiş ki "hiçbir şekilde geç değil" düşüncesiyle yola çıktılar şimdi.

     Türkiye’de başörtülü kadınların eğitim hakkını engellemenin utanç verici olduğuna dair birçok kesim özeleştirisini yaptı zaman içinde. Giden hayatlar, yok saymanın yol açtığı yoksunluklar ve ağır travma düzelmez elbette. Kaldı ki Gezi dolayımından yaşananlar yasakçı vesayetçi yaklaşımların kimi zihinlerde hâlâ pusuda olduğunu da gösterdi hepimize. En doğal hakkı çiğnenen kadınların birçoğu imam hatipliydi.  

     Katsayı eşitsizliği ve mezalimi yüzünden Avrupa’ya hicret eden öğrencilerin kuruluşu Wonder’in iftarında, baştan sona hikâyesini bildiğim sayısız insanla karşılaşınca herşey monitörden hızla aktı bir kez daha. Sepetçiler Kasrı’nın bahçesini dolduran hüzünlü insanların üzerinden güneşin batarken ayın doğduğu an çok manidardı. Mütevekkil, zahidane bir sabırla inandıklarından vazgeçmemiş gençlerin, zihinlerin iyiliğe ve eşitliğe doğru gelişmesini beklemiş anne - babaların toplantısıydı. Bir imam hatipli olan Başbakanımız bütün dünyada Müslümanlar'a yönelik saldırıları özetlerken konuşmasının sonunu gelecek iyi günlere bağlıyordu.      

      Her zaman dikkatimi hatta hayretimi çeken şey ise bütün insanlığın gözü önünde pervasızca gerçekleşen, insanlık onurunu çiğneyen hak ihlallerine rağmen bu gençlerde kin, nefret ve intikam duygularının oluşmamasıdır. Bunu “onlar bilmiyorlar” diyen af dolu hadislerle çokça hemhal olmalarına mı bağlamalı? Geçen yıl Genç Öncüler Dergisi'nin düzenlediği "Sınıftan Sokağa İmam Hatip Sevdam" başlıklı deneme yarışmasına gelen 400 çalışmanın önemli bir kısmını okumuştum. Dereceye giren çalışmalarda bu gencecik insanların kendilerine biçtikleri cansiparane rol, ülkelerine duydukları hizmet aşkı, aslında fıtrî olarak çoğu gençte var olan verme, paylaşma duygusu öne çıkıyordu. Türkiye’nin ve bölgenin barışı ancak bu yürekle kök salabilir.  

      Denemelerde daha dünyevî olanla çarpışmamış, uğruna bütün değerlerden vazgeçeceği nesneler biriktirmemiş ulvî duygular içindeki safiî yüreklerin el değmemiş güzellikteki cümlelerini görmek çok değerliydi. Anmadıklarımıza haksızlık olmasın diye isim vermeden onbeş - onaltı yaşındaki gençlerin hissiyatından söz etmek lazım.   

      "Benim okulum, dedemin alınteriyle, ninemin gözyaşlarıyla açıldı, halkımın taşıdığı tuğlalarla, milletimin attığı iman dolu harçlarla yapıldı" diyorlar mesela. Bir öğrenci okulunu Tefsir - Fıkıh gibi dîn ilimlerinin, Matematik - Tarih  - Biyoloji - Edebiyat gibi dünya ilimlerinin okunduğu kutlu mekân olarak tanımlıyor. İmam hatipli genci tarif ederken Peygamberimiz’in örnek davranışlarını öğrenip hayata geçirmekten, bu nedenle yapmadıklarını söyleyen insanlardan olmayacaklarından söz ediyorlar. "Üç beş günlük olan fanî dünyada kula kul olmama kararımız var" diyen bir gençlik. Emrolunduğu gibi dosdoğru olmaktan, derviş gönüllülükten, zalimin korkusu mazlumun umudu olmaktan, fırtınaları melteme çevirmekten bahseden.

     "Bir imam hatipli genç sokağa çıkınca ortalığı sürur, güven ve güzellik kaplamalı" derken bunun adaletle olacağına vurgu yapıyor bir yarışmacı, ayetle örneklendirerek: “Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutun ve kendiniz, ana babanız ve yakın akrabalarınız aleyhine bile olsa, yalnız Allah için şahidlik eden kimseler olun!” Bir başkası diyor ki; "benim oturduğum apartmanda aç geceleyen olamaz, ben yaşarken Van’dan Afrika’dan açlık haberleri verilirse sorgularım kendimi, yaptıklarımdan ve yapmadıklarımdan sorulacak bana çünkü."

     Kalplerindekinin bilinmemesi, yılların hoyratlığı Güngören İmam Hatip Lisesi’nden Muhammed Gider’in "Yanlış Giden Şeylerin Anısına" şiirine bütün derinliğiyle yansımış: "Sokak lambalarının altında / Donuk mat kimsesiz fikirler var / Kahramanımız milenyum güneşten / Şimşekler kaldı payımıza / Acaba adaletten payımıza ne kalmıştı / Belki de payımız sona karışmıştı" (Genç Öncüler, Mayıs 2012).

     İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER)’in dergisi Tohum’un bir soruşturmasına cevap veren Emre Kocaoğlu’na katılmamak mümkün mü: "İmam hatiplileri kimi 'ülkeyi batıracak' kimileri de 'ülkeyi kurtaracak insanlar' olarak gördü. Oysa mesele siyasal olarak değil insanî ve toplumsal ihtiyaçlar, talepler bağlamında ele alınmalı. İnsanlar çocukları dînî hassasiyetlerle yetişsin istiyor. Bu dünyanın her yerinde, Avrupa ve ABD dahil böyledir zaten genelde. Dînî eğitim de veren okullar daha saygın hatta pahalıdır diğerlerinden. İmam hatipler dînî eğitim de yapan düz liselerdir aslında. Bir imam hatipli müzisyen, ressam, mühendis, doktor, hukukçu, psikolog olabilir elbette, hatta olmalıdır. Arapça keşke hakikî manada öğretilebilse. Yanısıra Batı dilleri de tabiî."

     "İmam hatipler misyonunu tamamladı" diyenler olmuştu eşitsizlik ortadan kaldırıldığı günlerde. Tersine yerini dolduracak bir oluşum görünmüyor ufukta. "Diğergam" kelimesinin ortadan kalktığı bu günlerde "vefa, hasbilik" gibi kelimelerin içini yine onlar doldurabilir. Anadolu’da metropol şehirlerde nice idealist öğretmenler şevkle inançla emeğini, enerjisini akıtıyor bu kurumlara. Sonuçta on yılda düşük yoğunluklu sürekli bir devrim gerçekleştiren, halka hizmeti ibadet bilen bir başbakan çıkardı bu okullar. Daha donanımlı olmaları için yeni düzenlemeler, yeni bir ruh gerekli belki de. Dünya basınına sanatına ve akademyasına kendi değerleriyle özgüven içinde dahil ve müdahil olabilecek, inisiyatif alabilecek birikim, benzerimiz olmayanların da hakkını hukukunu güvence altına alan merhametli bir dil için zemini sağlam yerler bu okullar.

     ZAMAN

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.