1. YAZARLAR

  2. Ali BAYRAMOĞLU

  3. Hrant'ın eli…
Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Karar
Yazarın Tüm Yazıları >

Hrant'ın eli…

A+A-

Gizliliğe değil şeffaflığa ihtiyaç var. Şeffaf ve özgür bir düzene doğru yol almak, karanlıkla kavga edebilmek için toplumun desteğine ve toplumsal meşruiyete ihtiyaç var.

Bu çağda kimi meseleler kamuoyunun vicdanı ile hukukun aklını biraraya getirerek ele alınmayı gerektiriyor.

Ergenekon davası ile kapatma davası buna açık örnekler.

Her iki dava da hukuki bir süreç olmaktan öte, en azından suç ve suç takibatını ifade etmek kadar, toplum önünde "hem yargılanan hem yargılayan açısından yaşanan bir siyasi şeffaflaşma, hesaplaşma ve temizlenme süreci"ne gönderme yapıyor.

Nitekim Taraf, Yeni Şafak, Star, Radikal gibi gazetelerin son dönemlerdeki yayın politikaları, yayınladıkları bilgi ve belgeler "bu sürecin ayrılmaz, hatta olmazsa olmaz parçaları" haline gelmiş durumda…

"Bilgi kirliliği", "soruşturmanın gizliliği" diye sızlanan çok kişi var…

Bu koşullarda elbet bilgi kirliliği de manipülatif bilgi de olacaktır.

Ancak zaman ve akıl, çürük, yanlış ve manipülatif olanları bir kenara atar, atacaktır…

Öz değişmez…

Nitekim bazı bilgi ve belgelerin eksikliği ya da hafifliği Ergenekon sürecini sulandırmak isteyenler tarafından kullanılsa da, saat aksi yönde seyretmektedir. Her gün ortaya çıkan yeni bilgiler bir yandan kirliliğin derinliğini, öte yandan temizlik sürecinin yüzeysel olmadığını ortaya koymaktadır.

Yeni Şafak Gazetesi'nin dünkü manşeti son derece önemliydi, örneğin…

Bir dönemin cinayet ve karanlık hadiseleriyle bugünü, Susurluk ile Ergenekon'u bağlayan, sır perdesi altında kalmış kimi olaylara ışık tutan bir "yapı ve isimler silsilesi" çıkıyordu karşımıza…

2001 yılında yürütülmüş bir soruşturmadaki tanık ifadesinden düşen bu bilgiler, o soruşturmanın İstanbul Başsavcılığı tarafından engellendiği söylentilerini akla getiriyordu…

Bu bile karanlığın derinliğine işaret eder…

Ve tüm bunlar "resmi politikaların uygulayıcısı gayri resmi çeteler" ile darbe planlayıcılarının nasıl el ele verdiğini, bu el ele verişin belirli bir devlet geleneği tarafından, onun koruması altında doğrudan ya da dolaylı bir şekilde nasıl üretildiğini gösterir.

Ergenekon soruşturması ve davasının "kamuoyunun gözünün önünde" görülmesi, "demokrasiden yana taraf gazete ve gazeteciler"in çabalarıyla sürdürülmesi işte bunun için önemlidir…

Toplumsal meşruiyet karanlığın üzerine gidenlere, örneğin "korunaksız savcılar"a güç verir, siyasi iktidarları adım atmaya zorlar, suçlululara baskı oluşturur…

Dink cinayetiyle ilgili gelişmeler açık örnekler değil mi?

Trabzon Jandarma Alayı'nda görevli iki astsubay neden ve hangi koşullarda konuştular?

Açıktır: "Dink cinayetiyle ilgili önceden bilgi aldıklarını, bunu üstlerine ilettiklerini, ama onların herhangi bir işlem yapmadığını ve cinayetten sonra zamanında işlem yapmış gibi zabıt tuttuklarını" Ergenekon koşullarında, Dink Davası'na basının gösterdiği ilgi, toplumun duyarlılığı sayesinde itiraf ettiler…

Düne kadar gerek polis gerek jandarma görevlileri konusunda koruyucu bir tavır takınan İçişleri Bakanlığı ve Trabzon Valiliği, Ergenekon koşulları olmasaydı, o alayda görevli yüzbaşı ve albay hakkında savcılığa soruşturma izni verir miydi?

Bunlar önemlidir…

Dink cinayetiyle ilgili olarak, görevi ihmalden soruşturmaya uğrayacak Alb. Ali Öz'ün, Şener Eruygur döneminde Jandarma'da teknik takip işlerinin başında olan ve şu anda Ergenekon davasında tutuklu emekli Alb. Atilla Uğur'la birlikte, ünlü 'Andıç'ın devamı olarak Akın Birdal'a yapılan saldırı olayını soruşturan kişiler olduğunu öğrenebilir miydik?

Ya da bu saldırıyı örgütleyen Gülaltay ile Muzaffer Tekin'in yakınlığı olduğunu, bu kişilerin Danıştay saldırısından önce sık sık buluştuklarını bilebilir miydik?

Bunların sadece dava dosyalarında değil, gazete sayfalarında yer alması önemlidir…

Son söz:

Bu süreç Dink cinayetiyle başladı, Ergenekon'la devam ediyor…

Ettikçe Dink cinayeti Ergenekon'a doğru açılıyor…

Ve Hrant oradan bakıyor…

Hrant'ın ahı tutuyor…

Hrant'ın eli yakalarda dolaşıyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.