1. YAZARLAR

  2. Yavuz Yılmaz

  3. HAYAT BİR PARADİGMADIR
Yavuz Yılmaz

Yavuz Yılmaz

Analiz
Yazarın Tüm Yazıları >

HAYAT BİR PARADİGMADIR

A+A-

 

 

 

            T.Kuhn'un bilim felsefesinde kullandığı temel kavram olan paradigma "belli bir dönemde bilim adamlarının olayları anlamlandırmak için kullandığı kavramsal çerçeve” olarak tanımlanabilir.

Thomas Kuhn, paradigmanın belirli aşamalarda oluştuğunu söyler. Bu aşamalar;

1-Bilim öncesi dönem,

2-Olağan Bilim Dönemi,

3-Bunalım Dönemi,

4-Paradigma Değişimi Ya da Devrimsel Süreç.

        Bilim öncesi dönemde henüz paradigma tam anlamıyla oluşmamıştır. Olağan bilim döneminde ise, paradigma olayları açıklamada yeterlidir, güçlüdür, güçlü olduğu sürece de yaşamaya devam eder. Bunalım döneminde artık paradigma olayları açıklamada yetersiz kalmaya başlamıştır. Devrim dönemi ise yeni paradigmanın oluştuğu dönemdir. T.Kuhn’a göre bilimsel dönüşüm ve gelişim aslında paradigmadan paradigmaya geçiştir.

            Paradigma, örnek, model, bakış açısı, ideoloji gibi anlamlara geldiği gibi, bir döneme hakim olan bilimsel zihniyet olarak da tanımlanabilir.
Kuşkusuz sadece bilimsel açıklamalar değil; kültürler, ideolojiler, inançlar da birer paradigmadır. Çünkü paradigma olaylara anlam kazandıran kavramsal çerçevedir. Bir paradigmada anlamlı olan bir davranış diğer paradigmada anlamsız hatta kötü olabilir. Hindistan'da yemekten sonra, yemeği yiyen misafir, eline sağlık, yemek çok güzel olmuş anlamında geğirir. Bu güzel bir davranıştır. Oysa aynı davranış Türk kültüründe terbiyesizliktir. Paradigma değiştirmek devrimci bir dönüşümdür. Örneğin dindar bir insanın ateist, Hıristiyan bir insanın Müslüman olması köklü paradigma değişimidir. Paradigma değiştiğinde iyi, doğru, güzel yeniden tanımlanır.

        Paradigma sadece bilimsel alanda geçerli değildir. Milliyetçilik, sosyalizm, muhafazakarlık, liberalizm, faşizm, Kemalizm de bize birer paradigma sunar. İdeolojiler gibi din de bize yeni bir paradigma sunar. İyi, doğru, güzel değerler o paradigmanın içinde bir anlam kazanır. Namaz kılan birinin bu eylemi ancak İslam paradigması içinde anlamlıdır. Paradigmayı değiştirdiğinizde yapılan eylem de anlamını yitirir.

            Hz. Muhammed’in gelişiyle Arap Cahiliye Döneminde yaşayan insanlar büyük bir paradigma değişimi yaşamışlardır. Bütün değerleri kökten bir değişime uğramıştır. Bu değişim kolay değildir kuşkusuz. Eski paradigmada hayata anlam katan bütün değerler anlamını yitirmiş, yerine yeni bir paradigma geçmiştir.

            Şimdiye kadar sosyalizmi, liberalizmi, faşizmi, milliyetçiliği, Kemalizm’i eleştiren biri, bu ideolojileri övmeye başlamışsa köklü bir paradigmal değişim yaşamıştır. Buna şaşırmamak gerekir. İnsanlara tavsiyem paradigma değiştirenlerin düşüncelerini bu düzlemde değerlendirmeleridir.

Birbirine benzemeyen, hatta karşıt olan iki paradigma arasında tercih yapamadan ikisini de aynı anda savunanlara gelince, bu kişiler hayat hakkında henüz tercih yapamayanlardır. Örneğin materyalizm ve dindarlık iki farklı paradigmadır. Bu iki paradigma tüm parametreleri itibarıyla birbirine zıttır. Bu iki paradigmaya aynı anda sahip olmak kuşkusuz bir çelişkidir. Materyalist dindar olarak adlandırılmak kadar saçma bir pozisyondur bu.

Aslına bakılırsa Kürt siyaseti de büyük bir paradigma bunalımı yaşamaktadır. Yeni bir paradigma yeni bir çıkış yolu gerekmektedir. PKK’nın paradigması artık Kürtlerin taşıyamayacağı bir noktaya gelmiştir. Bunun için yeni bir bakış açısına ihtiyaç vardır.

Said Nursi’nin dediği gibi: “Ya yeni hal, ya izmihlal.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.