1. YAZARLAR

  2. Atilla YAYLA

  3. Gezi neydi, ne değildi?
Atilla YAYLA

Atilla YAYLA

yeniyüzyıl
Yazarın Tüm Yazıları >

Gezi neydi, ne değildi?

A+A-

'DurDe olarak biz Gezi Parkı'nın Ermeni Mezarlığı olduğunu açıklayan bir bildiri yayınladık. Özgürlükçü olduğunu söyleyen 'Gezi ruhu'ndan çok büyük bir tepki aldık. Hrant Dink Caddesi tabelası astık Gezi Parkı'na. Bu tabelayı parçaladılar. Sembolik bir anıt dikmek istedik. Kalpaklı Mustafa Kemal resimli meşhur bayraklarla çevremizde toplandılar. Bağırıp çağıranlar oldu. Taksim Dayanışma Platformu'ndan da uyarı gelince o etkinliği yapamadık. Bütün alanı saran Atatürk'ün kalpaklı fotoğraflarının ardından burada özgürlükçü bir sol hareketin egemen olamayacağı belliydi ve ilk günlerden itibaren Gezi'den ümidimi kestim.

'Gezi ruhu' diye bir ruh zaten yoktu. İlk gelenler bağımsız insanlardı. Bir örgüte üye olmayan insanlar gelmişti. Sadece iktidar siyasetinden değil, muhalefetin siyasetinden de rahatsız olan insanlar vardı. Sonra klasik solun hâkimiyeti yerleşti Gezi'de. Son günlerinde ise 10. Yıl Marşı'nı söyleyen insanlar çoğunluktu. Bir ruhtan söz edeceksek kısa sürede Kemalizm ruhu ele geçirdi Gezi'yi'.

Bu sözler eski DSİP'li, Gezi olaylarına katılarak içinden gözlemler yapmış, özgürlük taraftarlığı, demokrasi ve darbelere karşı olma bakımından iyi bir sicili bulunan Cengiz Alğan'a ait (http://www.sabah.com.tr/Gundem/2014/06/22/artik-o-mahalle-ile-birlikte-yurumek-istemiyorum). Alğan'ın İsa Tatlıcan'ın yaptığı röportajda söyledikleri bundan ibaret değil, fazlası var. Benzer şeyleri ben söyleyince bazıları problem ediyor. O yüzden, neme lazım, yeni saldırı ve hakaretlerle karşılaşmamak için, önce bir Troçkist olduğunu söyleyen Alğan'ın röportajından parçalar aktaracağım:

'-Gezi'de sizi en çok rahatsız eden ne oldu?

DurDe olarak biz Gezi Parkı'nın Ermeni Mezarlığı olduğunu açıklayan bir bildiri yayınladık. Özgürlükçü olduğunu söyleyen 'Gezi ruhu'ndan çok büyük bir tepki aldık. Hrant Dink Caddesi tabelası astık Gezi Parkı'na. Bu tabelayı parçaladılar. Sembolik bir anıt dikmek istedik. Kalpaklı Mustafa Kemal resimli meşhur bayraklarla çevremizde toplandılar. Bağırıp çağıranlar oldu. Taksim Dayanışma Platformu'ndan da uyarı gelince o etkinliği yapamadık. Bütün alanı saran Atatürk'ün kalpaklı fotoğraflarının ardından burada özgürlükçü bir sol hareketin egemen olamayacağı belliydi ve ilk günlerden itibaren Gezi'den ümidimi kestim.

-Gezi'den ümidi kestikten sonra ne yaptınız?

Kendi aramızda DSİP olarak yaptığımız bir toplantıda Gezi eylemlerinden çekilmeyi önerdim. Gerekçelerimi de sıraladım, burada ırkçıların ve milliyetçilerin, darbecilerin hâkim olduğunu, özgürlükçü diğer sol gruplarla görüşerek hep birlikte çekilmeyi önermiştim. Ancak bu öneri kabul görmedi.

-Sol çevreleri heyecanlandıran Gezi eylemleri neden başarısız oldu?

'Tayyip istifa' gibi sloganlarla Gezi eylemleri inandırıcılığını kaybetti. Erken bir devrim hevesine kapıldılar. İktidarın derhal halk komiserleri konseyine devredilmesi gibi absürd talepler bile vardı. Sol için çok önemli bir deneyim olabilirdi. Referandum kararı alındığı zaman barikatlar kaldırılsaydı, eylem bitirilseydi, 30 yıldır bir otobüs bileti mücadelesini bile kazanamamış Türk Solu ilk kez bir zafer kazanmış olacaktı. Bu küçük bir kazanım gibi geldi onlara. Diz çöktürdük zannettiler, kayboldu gitti.

-Gezi eylemlerinin Türkiye'ye hiç yararı olmadı mı?

Türkiye'deki bütün muhalif grupların birbiriyle tanıştığı, kaynaştığı, kendisini özgürce ifade ettiği söylendi. Bu açık bir şekilde aldatmacaydı. Hadi insaflı olalım, çok küçük bir kesimle sınırlı kalan romantik bir yaklaşımdı. Kimsenin birbirini tanıdığı falan yoktu orada. Kürtleri taciz edecek birçok küçüklü büyüklü eylem yapıldı.

-Gezi'den ne kaldı geriye?

Gezi'ye çok fazla anlam yüklediler. Bir parti çıkamadı. Gezi'den doğan mesela Karşı gazetesi ilk yılını tamamlayamadan kapandı. +1 TV kapandı. Erken bir devrim hevesiydi, ilk yılda söndü gitti. Hiçbir kazanımı da olmadı. Ulusalcıların, darbecilerin, ırkçıların, Kemalistlerin, CHP'lilerin kalpaklı Atatürk bayrakları ile yaptığı görüntüler kaldı geriye. Bütün solun gücünü toplasan Türk Solu'nun oy oranı %1'dir. Bir kişinin 'öfkeli' söylemlerinden yola çıkarak hükümet devrilir mi? Bu sadece romantizmle açıklanabilir'.

Alğan'ın sözleri çok net. Ben, hazır konu açılmışken, kendi görüşümü de birkaç kelime ile tekrar ifade etmek istiyorum. Gezi'den bazı mahfillerce bir darbe çıkartmak, böylece bürokratik devlet geleneğini tahkim etmek istendiği çok net. Ama bu orada bulunan, olaylara katılan, isyana destek veren herkesin bunu onayladığını ve bilerek ve isteyerek bu amaca hizmet ettiğini göstermiyor. Alğan bunun en iyi örneklerinden biri. Benim açımdan Gezi'de yer alanlar arasında en önemli kesim az sayıdaki liberal genç. Onların özgürlük sevgisi, bilgisi ve özgürlük taleplerinin samimiyeti tartışılmaz. Kimse onların darbeye su taşımaya koştuklarını iddia edemez. Yanılmakla açık darbeci olmak başka başka şeylerdir. Liberaller dışında kalan kesimlerin (Atatürkçüler, faşistler, ulusalcılar, sosyalistler vb.) gerçekten özgürlük istediklerine ve özgürlükçü bir sistemi tesis edebileceklerine inanmak ise saflıktan öte geçmez. Maalesef buna Troçkist DSİP'liler de dâhil; çünkü, içinden geldikleri gelenek özgürlüğü slogan olarak kullanmanın ötesine geçmelerine imkân verecek bir birikime ve açılıma sahip değil.

Evet, Gezi'de Geziler vardı Gezi'den içeri…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.