Filistinde Ateşkes
Mısır yönetiminin aracılığıyla, işgal devletiyle Gazzedeki direniş arasında ateşkes sağlanması için birkaç haftadan beri çalışma yürütülüyordu. Filistin direnişi ateşkesin karşılıklı olması ve Gazzeye uygulanan ambargonun kaldırılması durumunda kendisinin bu öneriyi kabul edebileceğini bildirmişti. İşgal devleti yönetimi ise kendi içinde yaşadığı ihtilaf sebebiyle tereddütteydi. Bazı aşırı gruplar HAMASla aralarındaki meselenin kapsamlı bir askeri operasyonla sonlandırılmasını istiyorlardı. Ama bunun kolay olmayacağını da biliyorlardı. İşgal devletinin özellikle son dönemde yaşadığı tecrübeler bu konuda daha fazla tereddütlü davranmasına sebep oluyordu.
İşgal devleti kendi içindeki ihtilaf yüzünden ateşkes konusunda kesin kararını açıklamayı bir süre erteledi. Sonuçta kabul ettiğini bildirdi ve iki gün önce yani 17 Haziran Salı akşamı ateşkes konusunda ittifak sağlandığı haberleri yayınlandı. HAMASın siyasi liderlerinden Dr. Halil el-Hayye ile Dr. Mahmud Zehhar da basın toplantısı düzenleyerek ateşkesin içeriği hakkında ayrıntılı bilgi verdiler. (Bu bilgileri www.filistinhaber.com sitesinde yayınlanan haberlerde bulabilirsiniz.)
özetle ifade etmek gerekirse ateşkes karşılıklı askerî operasyonların durdurulmasını ve Gazze üzerindeki ekonomik ablukanın kaldırılmasını şart koşuyor. Ateşkesin fiili olarak bugün (19 Haziran Perşembe) sabah saat 06.00dan itibaren başlamış olması gerekiyor ve altı ay süreli olacak. Belki bu altı ay süre içinde işgal devleti ateşkesi ihlal edici hareketler içine girmez ve tutumunu değiştirmezse yine Filistinli direniş gruplarının muvafakati ile uzatılması mümkün olabilir.
Filistin direnişi açısından ateşkes yoluyla elde edilen en önemli kazanç Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılmasının işgal yönetimi tarafından kabul edilmesidir. çünkü bu abluka gerçekten Gazze ahalisi açısından hayat şartlarını oldukça ağır ve çekilemez duruma getirmişti. Başta BM olmak üzere uluslar arası teşkilatların Filistin halkının ızdırabına kulak tıkaması işgalcilerin ablukayı en katı şekliyle uygulamalarına imkân sağlıyordu.
Anlaşmaya göre Gazzenin ticari geçiş kapıları ateşkesin başlamasından itibaren birkaç gün içinde açılacak ve Gazze ahalisinin ihtiyaç duyduğu tüm ticarî malların girmesine imkân verilecek. Bu eşyaların nakledilmesinde Mısır aracı devlet görevi görecek ve Rafah sınır kapısı da bir geçiş kapısı olarak kullanılacak. Bu kapının yönetimiyle ilgili prosedürü belirlemek amacıyla yine Mısırın ev sahipliğinde özerk Yönetim Başkanlığı, İsmail Heniyye hükümeti ve AB temsilcileri toplantı düzenleyecekler.
Ateşkesin kabul edilmesinin İsrail işgal devletinin tanınması ve meşrulaştırılması gibi bir anlam taşımadığını dile getirmekte yarar görüyoruz. Bu sefer ki ateşkes de öncekiler gibi silahların susturulmasından ve o çerçevede bazı şartlara riayet edilmesinden ibarettir. Filistin toprakları üzerindeki Siyonist işgalin gayri meşru sayılması ilkesinden herhangi bir taviz söz konusu değildir. Dolayısıyla Filistin halkının meşru haklarını savunan direniş de varlığını koruyacaktır.
Ateşkesin işgalci esir asker Gilad Şalitle ilgili herhangi bir şart içermediğini de belirtmekte yarar görüyoruz. çünkü Filistinde olduğu gibi Türkiyede de belki bu doğrultuda haberlerin yayınlanması söz konusu olabilir. Esir askerle ilgili pazarlık tamamen esirlerle bağlantıdır ve onun serbest bırakılması işgal devleti zindanlarındaki Filistinli tutsakların serbest bırakılması şartına bağlıdır.
Ateşkesin en önemli yanlarından biri Filistin direnişinin işgalcilere karşı sürdürdüğü silahlı mücadelenin gücünü gösterdiğini ortaya koymasıdır. Gazzedeki direnişin kabul ettiği ateşkesi 2006 yazında Güney Lübnandaki direnişin kabul ettiği ateşkese benzetebiliriz. Siyonist devlet o saldırıyı Lübnan direnişini tümüyle dağıtacağı ve artık kuzeyden kendisini rahatsız edecek bir silahlı organın kalmayacağı bir ortam oluşturmak amacıyla başlatmıştı. Ama bu gerçekleşmedi ve Siyonist devlet direnişin gücünü kabullenmek zorunda kaldığı bir ateşkese razı oldu.
Şunu da ifade edelim ki Gazzede ateşkesin sağlanması işgal devletinin önümüzdeki altı ay içinde rahat duracağının ve Filistinlileri rahatsız etmeyeceğinin garantisini vermez. Ama en azından Gazze üzerindeki ablukanın kalkması ve bu bölgeyi hedef alan askerî operasyonların sona ermesi Filistinliler açısından önemli bir kazanım olacaktır. İşgal devleti, kendisinin ittifakı ihlal etmemesi durumunda Filistin direnişinin taahhüdüne bağlı kalacağından emin olabilir.