1. YAZARLAR

  2. Zeki Savaş

  3. Filistin Sorunu 'Kuvvet' ile Çözülür
Zeki Savaş

Zeki Savaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Filistin Sorunu 'Kuvvet' ile Çözülür

A+A-

کلموا الناس علی قدر عقولهم" İnsanlar ile idrak edebilecekleri, anlayabilecekleri düzeyde konuşunuz" şeklinde meşhur bir rivayet vardır. Bu hadis bize, birbiriyle konuşabilen, yekdiğerini anlamaya çalışan insanların karşılıklı iletişimde dikkat etmeleri gereken bir ölçüyü belirlemektedir.

Allah-u Teala da sözden anlayan insanlarla pozitif bir söylem üzerinden ilişki kurulmasını emrediyor:

"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler." (İsra, 53)

"İçlerinden zulmedenler bir yana, Ehl-i kitab'la ancak en güzel yoldan mücadele edin…" (Ankebut, 46)

Muhatap, sözden anlıyorsa, izlenecek yöntem belirlenmiştir.

Peki sözün en iyisinden ve hangi düzeyde olursa olsun sözden anlamayan hasımlara karşı ne yapılmalı? Kur'an bunun da cevabını veriyor:

"Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz döner, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız." (Enfal, 60)

Sözden anlamayan, hasmane ve düşmanca tutum izleyenlere karşı yapılması gereken, savaş araç ve gereçleri ve de savaş teknolojisi ile donanmak ve donatmaktır.

Mazlum Filistin halkı elli yılı aşkın bir süredir akla gelebilecek her türlü zulme ve vahşete maruz kalıyor. Tehcir, tab'id, terör, katliam onların yaşamının bir parçası haline getirilmiş. Katledilen bebek görüntüleri ve bugün (20 Kasım 20012) Gazze'de ezan okunurken müezzinin "Eşhedu enne Muhammeden Rasulülah" dedikten sonra caminin bombalanıp ezanın susturulması bütün Müslümanlar için utanç vericidir ve bunun ağır bir bedeli olmalıdır siyonistler için.

Gazze'ye sıkıştırılan Filistinliler, ikinci kez toplu bir imhayı tecrübe etmektedir. Geçen elli yıllık tecrübe, siyonist Yahudiler'in sözün hiçbir türünden anlamadıklarını ve bundan sonra da anlamayacaklarını sayısız kez kanıtlamıştır. Onlarla ancak 'güç' diliyle irtibat kurulabilir. Onları hizaya getirmek, kabul edilebilir sınırlar içine çekmek, onların şerrini def etmek ancak ve ancak güçlü silahlar ve iyi bir savaşla mümkündür. Onlar ancak gücü gördüklerinde, ölümü tattıklarında söz dinlerler. Bunun dışında hiçbir yol çözüm değildir. Dolayısıyla Filistin sorununun çözümü 'güç'ten, güç kullanmaktan geçmektedir.

Hamas'ın siyasi lideri Halid Meş'al, Mısır'da yaptığı konuşmada, "Bu düşman her şeyden korkuyor, hesapları boşa çıktı. Biz onlar gibi askeri güce sahip değiliz ama iradeye sahibiz. Onların iradesi yok, askeri gücü var; bizim irademiz var, askeri gücümüz yok. Biz ilerleyeceğiz, İsrail geri çekilecek, onları yeneceğiz." diyordu.

Filistin sorununun çözüm kodları bu ifadelerde bir kez daha sarahatle beyan edilmiş, pratik olarak da anlamını bulmuştur. Eğer Filistinli direnişçilerin elinde Siyonist yerleşim beldelerini vuracak ibtidai füzeler olmasaydı, Siyonist yöneticiler sığınıklara koşmaz, ateşkes teklifinde bulunmazdı. Siyonist Yahudiler, cani oldukları kadar korkaktırlar da. Bir yandan cinayette sınır tanımazken, gücü ve ölümü gördüklerinde de fare gibi deliğe kaçacak cinstendirler. Cani oldukları kadar cesur değillerdir.

Hamas'ın el yapımı basit füzeleri şu gerçeği bir kez daha göstermiştir ki, eğer Siyonistlere adam akıllı tahrip gücü yüksek on tane füze isabet etse, birkaç yüz kişi ölse, üç-beş uçağı ve helikopteri düşürülse, Filistin'i işgal etmiş olan Siyonistler çil yavrusu gibi yer yüzüne dağılır ve onların dağıttığı Filistinliler kendi vatanlarına geri döner.

Filistin sorununu müzmin kılan, Filistinliler'in yarım asırlık dramına yol açan temel neden, Filistinliler'in hiçbir zaman için güçlü silahlara sahip olamamasıdır. Başından beri böyledir. Eğer siyonistler Filistin'i işgale geldiklerinde Filistinliler'in elinde iyi silahlar olsaydı, savaş imkanlarıyla donatılsaydı, hiçbir zaman Filistin işgal edilemeyecekti. Filistinliler iyi savaşçıdır ama silahları yoktur ve hiçbir zaman da olmadı.

Filistinliler'in en büyük ihtiyacı, düşmanı vurabilecek savaş araçlarıdır. Onların ilaçtan, gıdadan, battaniyeden ve Kızılay hizmetlerinden önce, karadan havaya, karadan karaya atılan iyi füzelere, roketlere, tank savarlara, uçaksavarlar ve bilumum modern savaş araç ve gereçlerine ihtiyacı vardır.

Filistinliler'in sorununu kınama kararları, konferanslar ve uluslar arası çağrılar çözemez ve hiçbir zaman da çözmedi. Filistin sorununu silah çözer. Filistinliler'e gerekli silahlar sağlansın, gerisini onlar çözer.

Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında, "Biz Güvenlik Konseyi'ndeki üyelerin ağzına bakarak adım atarsak halimiz perişandır. Öleceksek adam gibi ölelim, bunu başaralım" diyor.

Yine aynı konuşmada, "Mızrak artık çuvala sığmıyor. İsrail'in kanlı politikaları, vicdansız operasyonları artık telin edilecek noktayı çoktan geçti" diyordu.

Dokuz Arap ülkesinin dışişler bakanlarıyla Gazze'yi ziyaret eden Davutoğlu da buradaki konuşmasında, "Allah ve bütün insanlık şahid olsun ki, sizi bu mücadelede yalnız bırakmayacağız… Bilin ki, dökülen her kanın acısı Anadolu'daki 75 milyon insanın yüreğinde büyük yaralar açmaktadır. İnşallah bu işgal bitene kadar, Kudüs özgürlüğüne kavuşana kadar bu mücadelede yanınızda olmaya devam edeceğiz" diyordu.

Çok doğru sözler ve yerinde tavırlardır bunlar ama bu sözlerden sonra yapılması gereken yegane şey, Filistinliler'e ağır silahlar vermektir. Bu mücadelede Filistinliler'i yalnız bırakmamanın yolu, Anadolu Müslümanları'nın yüreğindeki acıyı hafifletmenin yolu Filistin'e silah ulaştırmaktan geçer.

Mısır Cumhurbaşkanı Mursi de bugünkü Araplar'ın 2009'daki Araplar olmadığını, bugünkü yönetimlerin o zamankinden çok farklı olduğunu ifade ederek bölgesel değişimlere dikkat çekti. Bu da doğru bir tespit ama bu doğru tespitler eğer Filistinliler'e ağır silahlar temini ile sonuçlanmaz ise yine sözde kalır ve söz olarak kalır ki, siyonistler sözden ve kuru tehditlerden anlamaz.

Tunus, Libya ve Mısır'da devrimlerle rejimler değişti ve Türkiye'de de ıslahatlar ve istihale sonucu değişim yaşandı. Bu yeni rejimlerin Filistin'e ilgisi elbette öncekilere oranla çok olumlu ve müsbet ama bu kadarlığı Filistinliler'in sorunun çözmüyor, onları siyonist çetelerin cinayetlerinden koruyamıyor.

Adı geçen bu devletlerin İsrail ile savaşa girmesi gerekmiyor ve kimse de onlardan bunu beklemiyor. Yine bu devletlerin Filistin'e asker göndermesini de kimse talep etmiyor. Filistin yanlısı bu devletlerden beklenen tek bir cesur adım var: Hamas'ı savaş teknolojisi ve imkanlarıyla donatsınlar.

Adı geçen bu dört devlet hatta bunlardan iki tanesi olan Türkiye ve Mısır oturup ciddi bir karar alsa ve İsrail'e 24 saat içinde silahları susturmazsan, Mısır üzerinden Gazze'ye her türlü ağır silahı vereceğiz diye bir ültimatom verse, dengelerin nasıl değiştiğine bütün dünya tanık olacaktır.

Filistinliler bugün direnebiliyorsa ve siyonistleri ateşkese zorluyorsa ve de kendi şartlarını onlara dayatabiliyorsa, ellerindeki ibtidai silahlar sayesindedir.

İslam ülkeleri arasında en iyi füze teknolojisine sahip olan ülke, İran İslam Cumhuriyeti'dir. Hamas'ın elindeki füzelerin teknolojisi ve malzemesi de büyük ölçüde İran tarafından bir şekilde sağlanmıştır. Filistin İslami Cihad hareketi genel sekreter yardımcısı Zilal el-Nahale de Hamas'ın elindeki silahların İran kaynaklı olduğunu açıklayarak bu hususa dikkat çekti.

Sadece İran'ın bin bir zorlukla ulaştırabildiği bu basit donanım, Filistinliler'e siyonistleri püskürtme imkanı veriyorsa, daha güçlü donanımlar Mısır üzerinden Gazze'ye ulaşsa, neler olur?

Çok değil mutlaka Mısır işin içinde olmak üzere sadece iki ülke, hatta bir ülke bile Filistinliler'e Mısır üzerinden iyi bir silah sevkiyatı yapsa, siyonistlerin Gazze'ye girmesi halinde oradan çıkamayacaklar ve Gazze onlar için cehennem çukuru olacaktır.

Filistinliler için bütün dünya halkları ayakta. Yürüyüşler, protestolar, bayrak yakmalar… Bütün bunlar güzel eylemler ama bu tür gösteriler hiçbir zaman için siyonistleri cinayetlerden caydırmaz. Sokaklara dökülen halklar, kendi yöneticilerinden Filistinliler'e ağır silahlar vermesini talep etmelidir. Bu taleple sokaklara inildiği zaman siyonistler vahşete kapılır.

Hepimiz Filistin'e silah ulaştırmanın yollarını aramalı, Filistin'i silahlandırmanın mücadelesini vermeli, İslam ülkeleri yöneticilerini Filistin'i silahlandırmaya zorlamalıyız. Yazılarımızın, eylemlerimizin, konferanslarımızın, çabalarımızın ana eksenini Filistin'i silahlandırmak teşkil etmelidir. Filistin işgal altında olduğu sürece, Filistin'i silahlandırma amacından vazgeçmemeliyiz. Geçici ateşkesler, bize Filistin işgalini ve işgalin devamını sağlayan ana etkeni unutturmamalıdır:

Filistin sorununun esastan çözümü 'güç'ten ve 'silah'tan geçmektedir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.