1. YAZARLAR

  2. Ali Bulaç

  3. Fiili durum
Ali Bulaç

Ali Bulaç

Yazarın Tüm Yazıları >

Fiili durum

A+A-

Bugün gerekse genelde erkeklerin fiili olarak hayatlarında birden fazla kadınla birlikte olmaları; gerekse bazı Asya ülkelerinde kadın nüfusunun erkek nüfusunun üstüne çıkması ve arızi bir durum olarak Irak’ta 1 milyondan fazla erkeğin işgal dolayısıyla hayatını kaybetmesi sonucu yüzbinlerce kadının dul ve sahipsiz kalması gibi “fiili durumlar“ın ortaya çıkması, çok eşli evliliği kendiliğinden gündeme getirmektedir. Bu çerçevede “fiili durumu yasal düzenlemeyle hukukun teminatı altına almak mı, yoksa ahlaki çözülme ve mağduriyetleri kendi başına serbest mi bırakmak daha rasyoneldir?“, sorusu önem kazanmaktadır. Olaya ahlaki ve hukuki hayatın selameti açısından bakan ilim adamlarına göre, söz konusu fiili durumun işaret ettiği gerçeği kabullenmekten başka çare yoktur. Konuya saplantı derecesinde ideolojik  bakanlara göre yasak daha da şiddetlendirilmelidir. Prof. Dr. Aysel Ekşi’ye göre “Bekar insan için çok eşlilik büyük sorun yaratmayabilir, ama evlilikte problem oluyor. İdeali evlilik ve tek eşli olmasıdır. İnsanlar çok eşli yaşamak istiyorlarsa basit bir çözümü var, boşansınlar“ (Sabah Gazetesi-Pazar, 12 Kasım 2006). Bu, “resmi kayıt (nikah) olmasın da erkek kaç kadınla yaşarsa yaşasın, önemli değil“, anlamında bir çözüm önerisidir. Nikahsız beraberliklere, sıkça partner değiştirmelere “bireysel özgürlüklerin kullanımı“ açısından bakıp evlilik dışı ilişkileri savunanlar, sıra nikahlı birden fazla eşle evlilliğe geldiğinde fikir değiştirmekte, en katı biçimde yasaların bu tür evlilikleri yasaklamaları gerektiğini savunmaktadırlar. Bu, asılnad “sivil zina“yı savunup yaygınlaştırma çabasının bir ifadesi olarak da görülebilir.

Tabii ki fiil durum, hukuki ve sosyal bir takım sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bazı ülkeler, resmi evlilik dışı beraberliklerden doğan çocuklar ve kadının hakları konusunda birtakım düzenlemeler yapmak zorunda kalmışlardır. Özellikle İskandinav devletlerinin hukuki mevzuatında gözlendiği gibi, evlilik dışı birleşme ve yaşayışın evlilik müessesesinin haiz olduğu neticeleri sağlaması (nafaka, miras vs.), bir yandan fiilen çok eşli evliliğe sevkeder, diğer yandan da aile kurumunun değerini yok ederek onu kullanılamaz hale getirir. (Bkz. Prof. Servet Armağan, İslam Hukukunda Temel Hak ve Hürriyetler, s. 168.) Çok eşli evliliklerin yasaklandığı ülkelerde, kadınlar ve çocuklar mağdur oluyor. Bilim adamlarına göre, çok eşli evlilikler hukuki düzenlemeye tabi tutulacak olursa, sayılarında azalma olur. Çünkü bu tür evliliklerde haklardan yararlanılıyor, fakat sorumluluklar yerine getirilmiyor. Kadın mağdur olduğunda başvuracak bir merci bulamıyor. Bu yüzden nafaka, nesep ve miras konularında hukuki düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Asaklama cihetine gittikleri için, sorumsuz ve keyfi hareket eden erkekler her iki eşe de duruma göre zulmedebiliyorlar.

Oysa verili durumda devlete göre düzenleme, birden fazla evliliği yasaklama şeklinde anlaşılıyor. Resmi görevlilerin işleminden geçmeyen, belediyelerin kıymadığı resmi nikahı olmayan evlilikler geçersiz sayılıyor. Burada şu soruyu sorabiliriz:

Şu soru da önemlidir: Devletlerin evlilikleri yasaklaması veya serbest bırakması ilgi alanları dahilinde bir konu mu? Bu sorunun henüz üzerinde yeterince durulmuş değildir. Evlilik sivil bir konudur. İslam bakış açısından nikah bir akittir. İki taraf, beraber bir yuva kurabileceklerine kanaat getirmişlerse, aralarında nikah aktederler. Devlete düşen, bu akdin, yani nikah sözleşmesinin hukuki sonuçlarını takip etmesi, taraflardan birinin diğerini mağdur etmemesine özen göstermesi, gerektiğinde müdahale etmesidir. İslam bakış açısından kadınla erkeği bir araya getiren yegane meşruiyet bedenlerini “Allah’ın sözü“, yani onları Yaratan’ın izniyle birleştirmeleridir. Hz. Peygamber (s.a.) “(Siz kadınların ırzını) Allah’ın sözü uyarınca kendinize helal kıldınız“ (Müslim, Hac, 147) buyurmaktadır. Yetki ve izin Allah’tan alınır, bunun yolu nekah akdidir. Başka hiçbir beşer veya kamu otoritesi kişileri “karı koca ilan edemez.“

Bu durumda, evlilikler yasal düzenlemelere göre değil, fiili durumlara göre yasal düzenlemelerin yapılması gerekir ki, Müslüman bir toplumda fiili durumu tayin eden hükümler Kur’an ve Sünnet’te belirtilmiştir. Evlenecek olan kadınlar ve erkekler İslam’ın konuyla ilgili hükümlerini çiğneyemezler. Ama tek mi, iki mi evlilik yapacaklarına ve hangi şartlarda aralarında nikah aktedeceklerine devlet değil, kendileri karar verirler. Devlet, kendi müdahalesi dışında ve tamamen tarafların özgür iradeleriyle teşekkül etmiş bulunan evlilik birliğinden doğan hak ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğine bakmakla yetinir.

       Bugünkü İslam dünyasına bakıldığında Müslüman ülkelerin konuyla ilgili dört temel tutum takındıklarını söylemek mümkün. Türkiye ve Tunus gibi ülkeler çok eşli evliliği yasaklamışlardır. Suriye, Mısır, Irak ve Malaylarda ikinci evlilikler mahkeme iznine bağlanmıştır. Fas, Endnozeya, Lübnan gibi ülkelerde ise, kadına nikah akdi sırasında kayıt koyma hakkı tanınmış, erkeğin ikinci evliliği ilk eşin rızasına bağlanmıştır. Suudi Arabistan gibi ülkelerde ise serbest bırakılmıştır.

Çok eşli evlilik yasağının en sıkı takip edildiği ülke Türkiye olmakla beraber 1990 yılındaki kayıtlara göre bu tür evlilikler yüzde 1,5 oranında gerçekleşmiş olup devlet belli zamanlarda bu tür evliliklerden doğan çocukların statülerini yasallaştırmak zorunda kalmıştır. En son babanın beyanına bağlı olarak çocuk hertürlü haklardan yararlanabilmektedir. Kırsal kesimlerde çok eşli evliliğin oranı yüzde 2.7 kadardır. Sanıldığının aksine Arap ülkelerinde de çok eşli evlilikler yüksek oranlarda olmayıp, yüzde 2 ila 8 arasında seyretmektedir.

Çok eşliliği ve imam nikahına dayalı evliliği Hollanda hükümeti yasaklama konusunda önemli adımlar attı. Hollanda Adalet Bakanı Ernst Hirsch Ballin, yasal olarak evlenmeden imam nikahıyla yapılan evlilikleri bilenlerin bu aileler hakkında suç duyurusunda bulunmalarını istedi. Çünkü bakana göre imam nikahı çok eşliliğe yol açmaktadır (Cumhuriyet, 3 Eylül 2009).

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.