1. YAZARLAR

  2. Ahmet İNSEL

  3. Faili meçhul suç şüphelisi!
Ahmet İNSEL

Ahmet İNSEL

Ahmet İNSEL
Yazarın Tüm Yazıları >

Faili meçhul suç şüphelisi!

A+A-

Bugün sayısını tam olarak bilmediğimiz ama yüksek olduğu konusunda güçlü karinelerin olduğu bir ceza yargısı garabeti var. Bunun adı “faili meçhul suç” şüphelisi! Polisin, savcıların ve tutukluluk kararlarını veren sulh ceza hâkimlerinin, şüphelinin suçlu olduğu konusunda güçlü kanaatleri var veya olması gerekiyor. Ama neden suçlu olduğunu bilmiyorlar veya söylemiyorlar! Bu garip durumu Türk polisi ve yargısı, faili meçhul suç olarak ifade ediyor.

Günümüzde “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklananlar da, çoğu kez, hangi suç örgütünün üyesi oldukları belli olmadan, faili meçhul suç şüphelisi olarak aylarca özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor. Ayrıca tutuklama kararlarında, hatta iddianamelerde örgüt kelimesi münhasıran bir suç karinesi olarak kullanılıyor. Örgüt kelimesinin kendiliğinden suç örgütü anlamına gelmesi 1980 darbesi sonrası yerleştirildi. 12 Eylül darbesinden önce tutuklanıp 19 yıl hapis kalan 78’ler Vakfı kurucularından Celalettin Can’ın bir ay önce tutuklanmasında da, üyesi olduğu örgütün bilinmediği ya da açıklanmadığı bir örgüt üyeliği suçu gerekçe gösterilmiş. Başka bir ifadeyle, Celalettin Can hakkında tutuklama kararı verenler, suçlu ama neden suçlu olacağına sonra karar vereceğiz, diye ilan etmişler. (Celalettin Can’ın hapishaneden yolladığı mektubu T24 sitesi yayımladı.) Buna, tutuklama gerekçeleriyle aylar sonra hazırlanan iddianamelerdeki suç isnatları arasında hiçbir alakanın olmadığı birçok vaka tanıklık ediyor.

***

Yargıda eskiden beri faili meçhul suç kavramı vardır. Kullanım alanı bambaşkadır. Suçu işleyen kişi veya kişiler bilinmiyorsa, şüpheli için “faili meçhul” terimi kullanılır. 1990’lardaki faili meçhul cinayetler bunun en çok bilinen örneğidir. Bir hırsızlık veya cinayet vakası gerçekten olmuşsa, hırsız veya katil bulunana kadar bu suçun faili meçhuldür.
Faili meçhul suç” kavramının tersyüz edilip, kullanılmaya başlaması 2000’lerin ikinci yarısında yaygınlaştı. 2009 Nisanı’nda eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 25 hâkim ve savcının telefonlarının dinlendiğini ve bu dinleme kararını veren sulh ceza mahkemesinin kararında suçun “faili meçhul” olarak tanımlandığını kamuoyuna bildirmişti. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin isteği üzerine, aralarında iki başsavcının bulunduğu bu 25 hâkim ve savcının cep telefonları, şüphelilerin isimlerinin değil, sadece telefon numaralarının olduğu bir mahkeme kararıyla dinlenmişti. Bu hâkim ve savcılardan neden şüphelenilmişti, bilmiyorum. Gülen cemaatinin Adalet Bakanlığı içindeki yapılanması mı bu “faili meçhul suçlu” garabetini icat etmişti? Muhtemelen. YARSAV’ın o zaman başkanı olan Ö. Faruk Eminağaoğlu, hakkında dinleme, izleme ve teknik takip kararı olan hâkim ve savcı sayısının bundan çok daha fazla olduğunu iddia etmişti. Hâkim ve savcıların dışında, birçok kişi o dönemde haklarında “faili meçhul suç” iddiasıyla soruşturma açıldığını daha sonra keşfetti.
2000’lerin sonunda, polis ve yargı içinde yuvalanmış bir şebekenin başlattığı bu uygulamayı, Allah’ın lütfettiği OHAL yargısı yeniden canlandırdı. Bugün, faili meçhul suç ortada, iktidara, Reis’e muhalefet etme “suçu” var, bunu yapan kişi belli -zaten tutuklu- ama bu kişiye yöneltilecek suç türü konusunda devletin zirvesinde daha karar verilmemiş, demek oluyor. Bu suç türü, “örgütü belirsizörgütlü suç” ve “örgütü bilinmeyen örgüt üyeliği” suçlarını da kapsıyor.
Bir ülkede hapishanelerin suçları belirsiz şüphelilerle dolu olması, o ülkede güçlünün keyfi hukukunun hüküm sürdüğünün en açık göstergelerinden biridir. Bunun bir adım ötesinde yargısız infaz yer alır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.