Eşcinsellik ve “Onur” Yürüyüşleri Üzerine
Onur Sözlük anlamı : Toplumun saygıya değer saydığı şeyleri korumak.
İng. honour
Osmanlıca şeref
Fr. honneur
Türkçe eş anlamlıları : İzzet, Şeref, Haysiyet
Onur Felsefik anlamı : İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar.
Gelelim Cinsellik meselesine ; Cinsel arzu, her dişi ve erkek canlıya verilmiş Fıtri bir duygudur. Aynı zamanda doğurganlık ve neslin devamı için de, Hazz barındıran bir ihtiyaçtır.
İnsanlar ve hayvanların tamamında bu ihtiyaç Dişi’nin erkeğe veya Erkeğin Dişi’ye ilgi duyması ve bu ilginin cinsel birleşmeyle tamamlanması şeklinde giderilmektedir.
Her toplum, her din, her cins için Doğal olan, doğru olan, Normal olan, Dişi ile erkek arasındaki cinsel ilişkidir. (“kime göre doğru” gibi saçma bir sorunun cevabını bilim her şekliyle vermektedir. Bu kitle dine allerji duyduğu için onlara Dinsel referans vermiyorum. Ancak Din ile problemi olmayanlar için, Lut kavmi ile ilgili Ayetler yeterince açıktır)
En ilkel toplumlardan en modern toplumlara kadar, tüm toplumlarda kabul edilen, doğru, normal, izzetli ve onurlu cinsel ilişki, Erkek ve Dişi arasındaki ilişkidir.
İlahi veya tek tanrılı dinlerin tamamında onaylanmış , doğru, normal, izzetli ve onurlu cinsel ilişki Erkek ve Dişi arasındaki ilişkidir.
Teolojik olarak “Değer” kabul edilen ve din sayılan tüm inanç ve düşünme sistemlerine göre, onaylanmış onurlu cinsel ilişki Erkek ve Dişi arasındaki ilişkidir.
Hatta bırakalım insanları ve insanlığı, hayvanlar arasında bile cinsel dürtüler, kadın ve erkek arasında gelişir.
Yukarıda saydığımız tüm popülasyonlarda, Dişi ile erkek dışındaki cinsel eğilimler “Haysiyetsiz cinsel hayat”, “Onursuz Yaşam”, “İzzetsiz /Namussuz Birey” ve “Aşağılık Fiil /Eylem” olarak kabul edilmektedir.
Bu toplumsal tanımlamalar, ilk insanlardan bu güne kadar süregelmiş, ilahi metinler ve ahlaki toplumsal ilkelerden beslenerek de korunmuşlardır.
Bu gün, ahlaki her değeri kendisine düşman gören hazcı, tatminsiz, her türlü ahlaki değerden yoksun, isyandan ve kural tanımazlıktan beslenen, marjinal bir kitlenin bunu normalleştirme çalışmaları, Nesli yok etme ve insanlık onurunu çürütme, onursuz bir hayatı tesis etme girişimidir.
İnsanlık neslini yok etme ve anormali özendirme davranışı olan bu sapkınlığın, hastalıklı ruhun(Sapkınlık ve hastalık olduğuna dair bilimsel kanıtlar ve tespitler herkesin ulaşabileceği kadar yakındır. Nevzat Tarhan’ın bu konudaki tespiti ve makalesi, konunun özeti mahiyetindedir.) bu gün dünya ölçeğinde bir destek ve yönlendirme ile Normalleştirilmeye çalışılması, sadece masum bir “Cinsel tercihe özgürlük” talebi olarak kalmayacaktır. Zira asıl hedef bu değildir.
Esas Hedef, “Onur, Namus, İzzet, Şeref, Ahlak, Din” olarak ifade edilen ve “iyi” olan her ilkenin içini boşaltma, toplumu ve bireyi değersizleştirme, toplumsal bir çürümeyi başlatabilmektir.
Zira, yukarıda saydığımız ilkelerin içi boşaltıldığında, “Pedofili”, “Ensest”, “Zoofili” gibi cinsel hazların da toplumsal bir talebe dönüştürülmesinin yolu açılacaktır. Zira bu azgınlar, hiçbir ilke ve kurala tabi değiller. Değer atfettikleri tek şey, sınır tanımaz Hazcılıktır.
Çünkü, bu gün eş cinsel sapkınlık için talep edilen özgürlük “Karşılıklı rıza ve bireysel beden özgürlüğü” etiketleri bayraklaştırılarak yapılmaktadır.
TEDX seminerlerinde bunlar bireysel fikirler olarak, konferansların arasına tek cümlelerle sıkıştırılmaya başlandı bile.
Bu sapkınlıklara kapı aralandığında, sonunun gelmeyeceğinin kanıtı, Hollanda’dır.
Sapkın davranışlarına özgürlük isterlerken, özellikle dini, genelde insani tüm değerlere savaş açmaktalar. Bunu pankartlarında görmek mümkündür.
“Benim Bedenim Benim kararım”, “Namus en büyük kabus”, “Bağ benim Belletirim”, “Normal de Ney Ayol” , “Lut’un çocuklarıyız” , “İbneyiz ne olmuş” , Gibi sloganların her biri, Onurlu bireylerin sahip olduğu ilkelerden birini hedef almaktadır.
Hiçbir kutsala saygıları yoktur. Ana hedefleri, din ve dine dayalı değerleri yok etmektir.
Haşa, “Allah Gay’dir” gibi aşağılık bir dil ve had bilmezliğe kadar giden bu sapıklar, bunu bir özgürlük alanı olarak görmekte ve ifade etmektedirler.
Eş cinsel yürüyüşlerdeki pankartlar, “Onur, Namus, izzet ve haysiyet” gibi ilkeleri aşağılayan sloganlarla donatılmaktadır.
Pankartlardan bir kısmını(Affınıza sığınıyorum ancak, bunlardan daha az küfürlüsü ve edeplisini bulamadık) buraya taşırsak, ne kast ettiğimiz anlaşılacaktır.
Hulasa, Her din ve toplumsal normlarda, ayrıca Sosyolojik psikolojik olarak da hastalık kabul edilen ve tedavi edilmesi gereken bir sapkınlık olan eş cinselliğin, normalleştirilmeye çalışılması, insanlığın felaketini hazırlama projesidir. Bu projenin sahibi ve hedefi vardır.
Bizlere, yani ahlaklı erdemli, izzetli, ilkeli ve onurlu bireylere ve toplumlara düşen görev, Bu onursuz, izzetsiz, haysiyetsiz eğilimlerin toplumlarda normalleşmesine izin vermemek ve normal karşılanmasına karşı durmaktır.
Bu sapıklığın, normalleştirilmesi hastalıklı bireyler ve hastalıklı toplumların peydahı demektir. Buna her toplum şiddetle karşı çıkmalıdır.
Bu sapkınlık, “İstanbul Sözleşmesi” ile adeta kanun nezdinde Meşru bir kalkan’a sahip kılındı. Yapılması gereken ilk şey, Ak Parti iktidarı tarafından imzalanmış bu sözleşmenin feshedilmesidir.
Emin olunuz ki, “bireysel özgürlük” ambalajı ile toplumlara sunulan bu sapkınlığa ses çıkarılmazsa, çok yakın zamanda “Pedofili”, “Ensest” de dahil olmak üzere, her türlü sapkın talep, aynı ambalajla bir talebe dönüşecektir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.