1. YAZARLAR

  2. Atilla YAYLA

  3. Elçi’nin ruhu mutlu edilmeli!
Atilla YAYLA

Atilla YAYLA

yeniyüzyıl
Yazarın Tüm Yazıları >

Elçi’nin ruhu mutlu edilmeli!

A+A-

Tahir Elçi’nin acı ölümü şapkamızı önümüze koyup bir defa daha Kürt sorunu hakkında etraflıca düşünmemizi gerektiriyor. Yıllardır bunu zaten yapıyoruz, ama vahim, sarsıcı olayları daha derin düşünmeye vesile kılmakta fayda var. Maalesef, Elçi’nin katli bunlardan biri oldu.

     Belki de olanı biteni anlayabilmek için bugünlerde hissetmek düşünmekten daha önemli. İnsan gerçeğe her zaman sadece aklıyla ulaşamayabilir. Duyguların ve tecrübelerin de yolumuzu çizmemize ışık tutması mümkün.

      Türkiye’nin bir Kürt problemi var. Olmasaydı bu tür vakalar yaşanmazdı. Adına ne derseniz deyin, isterseniz kod adı kullanın, bu böyle. Diğer taraftan, Türkiye’nin Kürt probleminin PKK’dan ibaret olmadığı da bir gerçek. PKK problemin elbette önemli bir parçası, ama tamamı olmaktan uzak. Böyle bir şeyi iddia etmek her şeyden önce Kürt halkına hakaret etmek anlamına gelir. Bu gerçek en başta Kürtler, özellikle PKK’ya yakın duranlar tarafından anlaşılmak zorunda. Ancak, aynı gerçeği Türklerin de idrak etmesi lâzım. Kürtler ve Türkler arasındaki radikaller bunun gizlenmesi ve Kürt probleminin PKK ile özdeşleştirilmesi için elinden geleni yapıyor.

    Bu tür problemleri anlamak için başvurulabilecek en iyi yol ahlâkın bize öğütlediği şekilde kendimizi diğerinin yerine koymak. Kürt meselesinde de böyle. Özellikle Türklerin kendini Kürtlerin yerine koyması lâzım. Soru basit: Acaba Türkler bir Kürt çoğunluğu/devleti tarafından Türklerin Kürtlere reva gördüğü muamelelere tabi tutulsaydı ne olurdu? Cevap belli: Bütün haşmetiyle bir Türk sorunu ortaya çıkardı. Bu yüzden, “mağdurum, haksızlığa uğratıldım ve uğratılıyorum” diyen Kürtlere, “canım ne sorununuz var ki, kardeşliği bozmayın” demek ahlâksızca bir tavır almak hatta Kürt halkıyla alay etmektir.

     Diğer taraftan, Kürtlerin de kendini Türklerin yerine koymasında fayda var. Sebep ne olursa olsun her gün gençlerin cenazelerinin Anadolu’ya düzenli dağıtımının yapılması, askere giden her gencin ölüm ihtimâlini bilerek yola çıkması, asker ana babalarının endişeden geceler boyu gözlerine uyku girmemesi kolay katlanılabilecek bir şey midir? Bu ortam Türklerin Kürtlere sempati geliştirmesine mi öfke duymasına mı yardımcı olur?

     Bu yüzden, Kürt kesimi demokratik siyaset kanallarının sonuna kadar açılmasını talep etmeli. Bu kanallarla Türklere ne kadar acayip görünürse görünsün her türlü talebi dile getirmeye çalışmalı. Ama şiddeti de kategorik olarak dışlamalı. Şiddet haklı olanı haksızlaştırır. Şiddet birleştirmez ayrıştırır. Ayrıca, şiddet asla sözün gücüne ulaşamaz. Örnek isteyenler L. Zana’nın TBMM’nin yemin törenindeki jestine baksın. Zana’nın davranışı geniş Türk kesimlerini düşündürdü. Her zamankinden daha çok sayıda insan bu sayede Kürtlerin yemin metnine itirazını işitti ve hak verdi. Demek ki söz etkili bir araç, sözle mesafe almak mümkün. DEVAMI>>>

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.