1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. DSÖ, İstanbul’da Acil Durum Ofisi açacak
DSÖ, İstanbul’da Acil Durum Ofisi açacak

DSÖ, İstanbul’da Acil Durum Ofisi açacak

A+A-

Türkiye Sağlık Bakanı Koca, “İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık DSÖ Ofisi'ni İstanbul'da hayata geçiriyoruz. İstanbul'da Dünya Sağlık Örgütü ofisi çok yakında açılacak” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge ile birlikte basın açıklaması düzenledi.

Pandemi sürecinde DSÖ'nün tüm dünyanın gözünün ve kulağının üzerinde olduğu bir kuruluş olarak ön plana çıktığını belirten Koca, küresel sağlığın en önemli kurumunu en üst düzeyde temsil eden birisini Türkiye'de misafir etmenin küresel anlamda Türkiye'ye olan güvenin de bir göstergesi olduğuna işaret etti.

Koca, Kluge ile gün boyu yaptıkları görüşmelerde Covid-19 ile mücadele başta olmak üzere bölgeyi ve tüm dünyayı ilgilendiren birçok sağlık konusunu enine boyuna ele alma fırsatı yakaladıklarını aktararak, şöyle devam etti:

"Pandemi sürecinin her aşamasında da zaten kendisi ile rutin olarak görüşüp bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunuyorduk. Hepinizin de yakından takip ettiği gibi Türkiye'nin pandemi yönetimindeki politikaları, Bilim Kurulumuz tavsiyeleri ve DSÖ rehberleri çerçevesinde şekillenmiştir. Bugün bu kapsamda Bilim Kurulumuzun üyeleri ile Sayın Bölge Direktörünü bir araya getirerek görüş alışverişi ve tecrübe paylaşımında bulunma fırsatını da yakalamış olduk. Bundan sonraki normalleşme süreci ve sonrasında yapılacak planlamalarda yine yakın iş birliğimizi devam ettirme kararlılığı içerisindeyiz."

"DSÖ'nün İstanbul ofisi ülkemizi uluslararası bir merkez haline getirecek"

Covid-19 sürecindeki her bilgi ve tecrübenin insanlığın ortak değeri olarak belgelendirilmesi gerektiği inancını taşıdıklarını vurgulayan Koca, "Bu anlayışın tezahürü olarak şahsımın ve Sayın Bölge Direktörünün editörlüğünde Türkiye'nin Covid-19'la mücadeledeki başarılarını anlatan ortak bir yayını da kaleme aldık. Kendisine bu çalışmadaki katkıları için de teşekkür ederim" diye konuştu.

Koca, DSÖ ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konusunda Kluge ile tam bir mutabakat içerisinde olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin sağlık alanında son dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde elde ettiği başarılar ve DSÖ teknik kapasitesi temelinde şekillenen birçok uluslararası ortak çalışmayı önümüzdeki dönemde uygulamaya koyma kararlılığı içerisindeyiz. Bu anlayışın en somut örneklerinden biri olarak İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık DSÖ Ofisi'ni hızla İstanbul'da hayata geçiriyoruz. Ofisin en kısa sürede faaliyetlerine başlamasını planlıyoruz.

Bu Ofis, DSÖ Avrupa Bölgesinde Kovid-19 başta olmak üzere sağlık acil durumları konusunda faaliyet gösterecektir. Alanında tek olması nedeniyle DSÖ açısından özel bir konuma sahip olan ofis, yapacağı çalışmalarla Kovid-19 kapsamındaki güncel ihtiyaçların karşılanması konusunda rehberlik edecektir. Tüm dünyanın Covid-19 pandemisi ile mücadele etmeye çalıştığı bu dönemde insani krizlere müdahale, acil durumları önleme, hazırlık, risk yönetimi ve kapasite geliştirme alanlarında faaliyet gösterecek olan bu ofisin İstanbul'da açılması ülkemizi uluslararası bir merkez haline getirecektir."

"Türkiye çok önemli bir virajı aldı"

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı sergilediği dayanışma için Türk halkına ve makamlarına takdir ve saygılarını sunarak, "Türkiye, Covid-19'la mücadelesinde çok önemli bir virajı almaktadır ve vaka yükü ile ölümler yüzde 75 oranının üzerinde azalmıştır" dedi.

Covid-19'la mücadelede özellikle ön cephede çalışan tüm sağlık personeline son derece fedakar çalışmaları için teşekkür eden Kluge, salgın sürecindeki seyahat kısıtlamasının kaldırılmasının ardından ilk resmi ziyaretini Türkiye'ye yaptığını belirtti.

Kluge, "Her geçen gün, her bir aile, toplum ve ülke olarak, Covid-19 sonrası yeni bir başlangıç yapıyoruz" ifadesini kullandı.

Kluge, Türkiye'de sürecin başarıyla yönetilmesinde üç önemli nokta olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Birincisi, siyasi liderlik; ikincisi, doğru politikaların karara bağlanması ve uygulanması; üçüncüsü de hız. Kararların hızlı şekilde alınması ve uygulanması önemli. Bu konularda, Türkiye ile AB ülkeleri arasında çok büyük farklılıklar olduğunu gözlemledim. Türkiye ölüm ve vaka oranlarında nisandan bu yana yüzde 70'in üzerinde düşüş kaydetti. Bunun, AB'nin güvenli seyahat edilecek ülkeler kriterleri arasına girdiğini düşünüyoruz."

Türkiye'nin test sayısını iki kattan fazla arttırdığına dikkati çeken Kluge, "Türkiye, yaşlı nüfusun korunmasında aldığı önlemler sayesinde de çok önemli bir başarıya imza attı. Avrupa'da bazı ülkelerde bu konuda felaketler yaşandı" ifadelerini kullandı.

Kluge, DSÖ'nün, Covid-19'a karşı güçlendirilmiş tanı, tedavi ve aşıların geliştirilmesini koordine etmek ve hızlandırılmasını sağlamak için Türkiye dahil üye devletlerle çalıştığını anımsatarak, "Bizler de fiziksel mesafe, el hijyeni, öksürürken ağzımızı kapatma, hastayken evde kalma, uygun her durumda maske takma ve güvenilir kaynaklardan bilgi alma gibi işe yaradığını bildiğimiz tüm önlemlere odaklanmalıyız" dedi.

Hans Kluge, DSÖ'nün kriz sürecinde Türkiye'yi daima desteklediğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"DSÖ, Türkiye Sağlık Bakanlığı ile ülkenin kriz durumlarında hazırlığını ve cevap planlarını geliştirmek, daha iyi testler, sürveyans ve tedavi için klinik kapasitelerin güçlendirilmesi, sağlık çalışanlarının eğitimi, risk iletişimi ve toplumla iş birliği stratejilerinin uygulanması, kişisel koruma ekipmanları ihtiyacı konusunda mülteci kamplarının desteklenmesi ve halka psikolojik destek sağlanması konusunda yakın şekilde çalışmaktadır. Bu iş birliği, Alman hükümetinin cömert desteği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu gibi kardeş kurumlarımız sayesinde gerçekleşmiştir. DSÖ, 60 yıldan fazla bir süredir Türkiye'de varlığını sürdürmektedir. Cömert şekilde ev sahipliği yaptıklarınıza ve Türk halkına sağlık ve refah ulaştırmada sarsılmaz ortağınızız ve ortağınız olmaya devam edeceğiz."

"Önemli olan, aşı geliştirildikten sonra adil ve hakkaniyetli şekilde dağıtılması"

Kluge, salgının bundan sonraki seyrine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, 120 civarında aşı adayının bulunduğunu ve 12'den fazla klinik çalışmanın devam ettiğini aktardı.

En iyiyi umut edip, en kötüsüne karşı hazırlıklı olunması gerektiğini söyleyen Kluge, "Önemli bir nokta var ki aşıyı sihirli değnek gibi görüyoruz. Önemli olan aşı geliştirildikten sonra bunun adil ve hakkaniyetli şekilde dağıtılması olacaktır." ifadesini kullandı.

Kluge, bazı ülkelerin, krizin en başında kişisel ekipman ve koruyucu konusunda dayanışmadan uzak tutum sergilediğine şahit olduklarını aktararak, "Krizin aşılması için aşının ve diğer bütün çözümlerin adil şekilde uygulanması gerekiyor" dedi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.