1. YAZARLAR

  2. Kurtuluş TAYİZ

  3. Dış politikada da yeni Türkiye
Kurtuluş TAYİZ

Kurtuluş TAYİZ

Akşam Gazetesi
Yazarın Tüm Yazıları >

Dış politikada da yeni Türkiye

A+A-

Musul'da IŞİD tarafından kaçırılan 49 konsolosluk personeli, 101 gün sonra başarılı bir istihbarat operasyonuyla kurtarılarak sağ salim Türkiye'ye getirildi. Bu operasyonun ayrıntılarını yakın günlerde öğrenme fırsatı bulacağımızı sanıyorum. Şimdiden söylenebilecek şey, Türkiye'nin Ortadoğu'da karşı karşıya olduğu en ciddi tehlikeyi atlattığıdır. IŞİD üzerinden Suriye ve Irak'taki kaos ve çatışma ortamına çekilmeye çalışılan Türkiye, bu tuzağa düşmedi. Heyecana kapılmadan, duygularına yenilmeden, sessiz diplomasiyle IŞİD'in elinde Türkiye'ye karşı koz olarak tutulan rehineleri kurtarmasını bildi. 

Türkiye, çok ciddi bir sınavı daha başarıyla atlatmış görünüyor. Dışarıda ve içeride zaaf içinde gösterilen hükümet, Ortadoğu'da sahaya diğer güçlerden daha fazla hakim olduğunu gösterdi. Bu başarının arkasında Türkiye'nin dış güçlerden bağımsız, kendi öz dinamikleriyle "milli" politika üretme gücüne kavuşması yatıyor. Rehinelerin kurtarılmasının ardından yapılan açıklamalara bakıldığında da bu noktanın altının özellikle çizildiği görülecektir. Rehinelerin kurtarılmasında Türkiye, dış devletlerden yardım almamış, bu operasyonu kendi başına başarıyla sonuçlandırmıştır. 

Yakın zamana kadar Türkiye'nin CIA ve MOSSAD'dan habersiz adım atması düşünülemezdi dahi. Hele Ortadoğu gibi bir alanda Türki istihbaratı doğrudan CIA ve MOSSAD'ın direktifleriyle hareket ederdi. Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edildiği olayda olduğu gibi, önemli operasyonlar da yine bu istihbarat örgütlerinin sayesinde gerçekleşirdi. 

Ancak bu durumun çoktan değiştiğini söyleyebiliriz. Rehinelerin kurtarılması örneği bile Türkiye'nin son 14 yıldaki değişimini anlamak için yeter ve artar bile. Türkiye artık bölgede kendi işini kendi başına görebilecek noktada. ABD'nin bölgeye ilişkin askeri hareket için uluslararası koalisyona katılma teklifini kabul etmemesi, sadece insani yardımla sınırlı bir pozisyon alması daha düne kadar hiçbir hükümetin gösterebileceği bir irade değildi. 

Dış politikada da artık yeni bir Türkiye söz konusu. Devlet sivil iradenin denetimine girdikçe, Türkiye daha güçlü ve daha başarılı oluyor. Rehine operasyonunun başarıyla tamamlanmasının arkasında devlet içindeki dış istihbarat örgütleriyle dirsek temasında bulunan paralel yapıya yönelik temizliğin de etkisi çok büyük. Rehine operasyonu dışarı sızdırılsaydı, eminim büyük bir fiyaskoyla sonuçlanabilirdi. Paralel yapının hükümeti zor durumda bırakmak için yapamayacağı bir sabotaj yok. Suriye ile ilgili değişik senaryoların masaya yatırıldığı Dışişleri zirvesinin Cemaat tarafından dışarı nasıl sızdırıldığını hatırlayalım. Türkiye'nin atacağı her adımdan düne kadar dış istihbarat örgütleri haberdar olabiliyordu. Ancak ilk kez bu operasyon dışarı sızmadığı için başarıyla sonuçlandı. 

Rehine operasyonu paralel yapının MİT'i ve Hakan Fidan'ı neden bu kadar hedef haline getirdiğini de açıklıyor. Rehineler, Hakan Fidan'ın Müsteşar olduktan sonra kurduğu Dış Operasyonlar Başkanlığı'nın çalışmasıyla kurtarıldı. Fidan ile birlikte MİT diğer istihbarat örgütlerinin uzantısı olmaktan çıktı, ilk kez adının ağırlığını taşıyan bir istihbarat örgütüne dönüştü. Paralel yapının onlarca sabotajına rağmen MİT düşmedi, dış istihbarat örgütlerinin uzantısı olan paralel çeteye teslim olmadı. 

Devlet içinde, özellikle de MİT'te paralel yapıya yönelik temizlik yapılmasaydı rehinelerin evlerine sağ salim getirilmesi de mümkün olmazdı.  Bu bile tek başına hükümetin büyük başarısı olarak görülmeli. 

Önceki ve Sonraki Yazılar