
DİNCİLİKTEN DİNDARLIĞA/ Arş.Gör. Erkan Baysal
Son birkaç asırdır dinin mahiyeti ve din-bilim ilişkisine dair yapılan tartışmaların bir benzeri İnsanlık tarihinde neredeyse yoktur.
Bunun birçok nedeni vardır. En önemlisi ise modern bilimin; din-bilim çatışmasının yaşandığı ve bilimin galibiyetiyle sonuçlandığı Batı'da inşa edilmiş olmasıdır. Batılı bilim adamları, kilisenin akıl dışı tahakkümüne haklı olarak karşı çıkarak modern bilimi inşa ettiler. Ancak Hristiyanlık/kilise hakkındaki olumsuz imajlarını, bütün dinlere teşmil ettiler. Bu yüzden dini ya tamamen yok saydılar ya da oldukça sınırlı bir alana hapsettiler. Cemâleddîn Afgani, Muhammed Abduh, Muhammed İkbal, Mevdudi, Mustafa Sabri Efendi ve Bediüzzaman gibi birçok Müslüman mütefekkir, bütün dinleri aynı kefeye koyan Batılı bilim adamlarına cevap vermeye çalıştılar. Buna rağmen modern dünyada dinin mahiyeti hakkında oluşan olumsuz imajı tam olarak kıramadılar. Çünkü İslam âleminin her yerinde İslam'ın ismini duyar duymaz cin çarpmışa dönüşen bir aydın zümresi ortaya çıktığı gibi halk kitleleri arasından da dindarlıktan dinciliğe geçiş hızlandı. Peki dinci ile dindar farkı nedir? Tekrar dincilikten dindarlığa bir geçiş mümkün müdür? Müslümanlar, kitlesel olarak bir model ortaya koymak istiyorlarsa mutlaka tekrar "dindarlığa" geçiş yapmak zorundalar. Dincilik ile dindarlık arasındaki bazı önemli farklar şöyledir:
Birincisi; dinci, sadece dinin gösteriş ve görünen yönünü baz alır. Onun için dinde esas olan her sene hac ve umreye gitmektir. Bunun helal veya haram mal ile olması önemli değildir. Dindar ise dinin ihlas ve samimiyet boyutunu baz alır. Dinci için esas olan herkesin omuzuna basarak ön safta yer işgal etmektir. Dindar için ise esas olan ibadetin hakkıyla ifasıdır. Ön ve arka saflarda olması onun için önemli değildir.
İkincisi; dinci, dini başkasına karşı bir kılıç ve tahakküm aracı olarak kullanırken dindar onu bir hidayet ve rahmet olarak görür. Dinciye göre din, bir akide, ahlak, ibadet ve ahlak manzumesi değil sadece bir kimliktir. Bu kimlik, çoğu zaman başkasına karşı kılıç görevini ifa etmektedir. Fakat dindar için din, her şeyden önce bir dünya bakış açısı ve hayat tarzıdır. Dini hayatla hiçbir ilgisi olmadığı halde her fırsatta Yahudi, Hristiyan ve Ermeni'yi tehdit eden milyonlarca dinci vardır. Ancak dindarın derdi ise dinini bir kılıç olarak sallamak değil onu hakkıyla temsil etmektir. Onun amacı tahakküm değil temsildir.
Üçüncüsü; dinci, dini temellük ederken dindar ise dine temessük eder. Dinci, dine babasının malı gibi bakar. İstediği zaman dini başkasına karşı kullanır ve onunla insanlara ayar verir. Dindar ise dini ilahi bir emanet olarak görür ve önce kendisi ona temessük eder/bağlanır. Bu tarz dincilik, aile içi çok yaygındır. Bir baba, anne veya koca, dincilik yaparak evlatları ve eşine karşı dinin bütün haklarından istifade eder. Ancak iş dindarlık olan karşılıklı haklar ve sorumluluğa gelince orada ayet ve hadis pek etki etmiyor. Dinci bir koca için esas olan dinde yer alan kocaya itaat etmektir. Fakat dinde esas olan eşler arasındaki adalet, rahmet ve karşılıklı haklar ise onun hukuk anlayışında yer edinmemektedir.
Dördüncüsü; dincinin asıl amacı terfi ve nimetler iken dindarın amacı ise tezkiye ve şükürdür. Dincilik ile dindarlık arasında bu temel farklar esas alındığında dindarlar mumla aranırken dincilerden ise geçilmiyor. Dinin sadece bir gösteriş, kimlik, reklam, temellük ve terfiden ibaret olduğu "dincilik"ten, dinin bir dünya görüşü, hayat tarzı, temessük, şükür ve hidayetten ibaret olduğu" dindarlığa" geçiş yapılmadığı sürece dinin bir faydası ve anlamı olmayacaktır.
“Hâlbuki onlar, dini sadece Allah’a tahsis ederek, Allah’ı birleyerek, ancak Allah’a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekâtı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur” (Beyyine, 5).
YAZARIN YAYINLADIĞIMIZ DİĞER MAKALELERİ:
- BİR VİRÜSTEN DAHA FAZLA KORONAVİRÜS / Arş.Gör. Erkan Baysal
- EMANET ADALET SADAKAT/Arş.Gör. Erkan Baysal
- İslâmî İnşa ve Nebevî Gelenek-2/Arş.Gör. Erkan Baysal
- İslâmî İnşa -1/Arş.Gör. Erkan Baysal
- İslam ve İnşa/Arş.Gör. Erkan Baysal
- DİNÎ RADİKALİZM VE YIKIM/Arş.Gör. Erkan Baysal
- İLİTAM, İLTİÂM, İLLET-İ TÂM/ Arş.Gör. Erkan Baysal
- Endülüs’te Medeniyetimizi Suriye’de İnsanlığımızı Kaybettik/ Arş.Gör. Erkan Baysal
- Ramazan’ın Misyonu/ Arş. Gör. Erkan BAYSAL
- MUHAKKİK VE RABBÂNİ BİR ÂLİMİN (MUHAMMED SALİH EKİNCİ) MECLİSİNDEN NOTLAR/ Arş. Gör. Erkan BAYSAL
- Bediüzzaman/Ğaribüzzaman (Said’e Bin Selam Olsun)/ Arş.Gör. Erkan Baysal
- TEKFİR VEYA IŞİDÇİLİK/ Arş.Gör. Erkan Baysal
- Hadis Usulü "Yalan Uydurma" Usulü müdür?/ Arş.Gör. Erkan Baysal
- SURİYE SAVAŞI VE COĞRAFYAMIZIN GELECEĞİ / Arş.Gör. Erkan Baysal
- KUR'AN LAFZI ALLAH'A AİT DEĞİL Mİ?/Arş.Gör. Erkan Baysal
- Eş'ârî "Değer Anlayışını" Eleştirirken Ne Kadar Mutezile veya Mâtürîdî’yiz?/Arş.Gör. Erkan Baysal
- Politik, Toplumsal ve Epistemolojik Sünnilik/Arş.Gör. Erkan Baysal
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.