Diktatör Corona’yı Demokrat Yapabilir miyiz?
İranlı reformist yazar Said Haccariyan, 16 Mart’ta mashghenow sitesindeki yazısında Coronavirüsünün, bazılarının iddia etteğinin aksine demokrat değil diktatör olduğunu savundu.
İranlı doktorlardan birinin biraz da halkı teskin etmek amacıyla televizyonda Coronavirüs için ‘mazlum bir virüs’ dediğini de anımsatayım.
Haccariyan’ın bu yaklaşımına tıbbi bir konu üzerinden siyasete gönderme yapmak veya siyaseti tıbbi bir mevzu üzerinden ifade etmeye çalışmak da diyebiliriz, fen bilimlerine ait bir konuyu aşırı güncelliğinden ötürü sosyal bilimlere ait kavramlar ile açıklamak da diyebiliriz.
Said Haccariyan’ın, Coronavirüsün diktatör olduğuna dair getirdiği delillerden iki tanesi oldukça ilginç:
1-Coronavirüs, sosyal ilişkileri atomize ediyor. İnsanların çoğu kendi kendini karantinaya almış. Sanki Corona, sıkıyönetim ilan etmiş gibi. İki-üç kişiden fazla insanın bir araya gelmesi yasak. Bu durum, toplumu atomize ve sosyal kurumları imha ediyor. Okulların, üniversitelerin, sinemaların, sanat ve spor etkinliklerinin tatil edilmesinin yanında siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının da bir çok etkinliği ve toplantısı ya iptal ediliyor veya zorlukla yapılıyor. Dolayısıyla Corona, demokrasiyi ve medeni toplumu hedef almıştır.
2-Corona, solunum yollarını tıkama ile birlikte anılıyor. Bu virüsün eylem biçimi ilginç. Önce kuru öksürük ile başlıyor sonra akciğeri etkileyip solunum yollarını tıkıyor ve hastayı öldürüyor. Yani konuşma ve nefes
alma özgürlüğünü engelleyip boğucu bir ortam, istibdad ortamı oluşturuyor. Bu özelliği itibariyle de diktatör yöneticileri ve diktatör rejimleri andırıyor.
İşin espiri ve ironi yanı bir kenara, gerçekten bu virüs ekonomik, sosyal, kültürel ve hatta siyasal hayatı birçok ülkede felç etti. Kimilerine göre de hayatın neredeyse tüm vechelerini tatil eden aslında virüs değil, bu virüs üzerinden beşeriyetin hayat tarzını ve alışkanlıklarını değiştirmek isteyen odakların algı ve korku yönetimidir.
Bu tartışma kısa ve orta vadede kesin bir sonuca bağlanamayacağı gibi şu andaki gerçeklikleri de çok değiştirmiyor. Gerçek olan, hayatımızın değiştiği ve yavaşladığıdır.
İran’da yılda bir tane bayram vardır. O da milli olan Newruz Bayramıdır. Bayram günleri ve süresi resmi olarak dört gün, örfi olarak ve eğitim sistemi bakımından 13 gündür. 13 Gün boyunca kreşlerden üniversitelere tüm eğitim kurumları tatildir. Gazeteler de bu 13 gün boyunca yayın yapmaz. Yılda bir bayram olması nedeniyle yılın son ayı, her sektörün satış açısından pik yaptığı aydır. Neredeyse sektörlerin kahir ekseriyeti yılın son ayındaki satışlar ile kendini toparlar. 13 gün bayram boyunca da iç turizm pik yapar ve çok büyük bir ekonomik sirkülasyon oluşur.
İlginç bir şekilde İran’da Corona vakası yılın son ayının başlamasına bir gün, Newruz Bayramına 30 gün kala ortaya çıktı. Dolayısıyla ekonominin pik yaptığı son ayı dibe vurdu. Bütün sektörler yarı canlı durumda. Bayram alışverişleri sıfırlandı. Bayram turizmi tatil edildi.
Bayramda akrabalar arası bayram ziyaretlerinin bile iptal edilmesi istendi. Yani hayat felç.
Haccariyan, Coronayı diktatör rejimlere benzetmekle az bile demiş. Hiç bir diktatörün gücü, bir milletin dini veya milli bayramlarını askıya almasına yetmez ama Corona bunu başardı. Hiç bir diktatör rejim, babalar gününde anne-baba ile çocuklarının buluşmasını engelleyemez ama Corona engelledi. Babalar gününde, babalar çocuklarını arayıp kendilerini ziyarete gelmemelerini, tebriklerini telefon ile iletmelerini istedi.
Corona, istibdadını sürdürürken bilim adamları Coronayı yok edecek bir çözüm üzerinde çalışmıyor. Belki Corona ile birlikte yaşamaya imkan verecek bir çözüm üzerinde çalışılıyor. Yani uzlaşı üzerinde. Corona ile uzlaşabileceğimiz, birlikte yaşayabileceğimiz bir çözüm. Bu da Coronavirüsün demokratlaşması demektir. Bilim adamlarının geliştireceği çözüm, diktatör Coronayı demokrat korona yapabilmek.
Milyarlarca insan, bilim adamlarından bu dönüşümü müjdeleyecek haberi bekliyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.