1. YAZARLAR

  2. Ali BAYRAMOĞLU

  3. Darbe kimin işi?
Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Karar
Yazarın Tüm Yazıları >

Darbe kimin işi?

A+A-

Onlarca karine, gösterge, işaret arasından bir kaçına bakalım...


Önce bir haber:

“Gülen cemaatinin üyesi olduğu iddasıyla görevinden alınmış olan, İstanbul eski Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı, Vatan Caddesi'nde bir tank içinde askeri kamuflajlı olarak gözaltına alındı. Aynacı'nın tankın üstündeki askeri giyisili görüntüleri DHA kamerasına yansıdı…”

Sonra bir söyleşi:

MİT'in istihbarattan sorumlu eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş muhabir Ekin Karaca'nın, “Darbe girişimini Gülen Cemaati'nin yaptığından kesin emin misiniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Kesinlikle... Bu tereddüt götürmez bir durum. (…) Benim kendi pratiğim açısından Gülen Cemaati 1970'li yıllardan itibaren özellikle TSK, Emniyet ve yargıda, devlet bürokrasisinde kadrolaşıyor. Bir defa TSK içerisinde ciddi şekilde örgütlenmiş, Silahlı Kuvvetler bünyesinde yaygın şekilde birbiriyle bağlantılı olarak hareket eden bir yapı söz konusu. Bu yapıda çok üst rütbeliler de bulunuyor…”

Ve bir Genelkurmay'dan bir açıklama: “15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimleri 17 Temmuz 2016 günü saat 16:00 itibariyle bütün yurt genelinde tam anlamıyla bastırılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlik ve kurumlarının tamamında mutlak kontrol sağlanmıştır…” (Girişiminin) Türk Silahlı Kuvvetlerinin (…) ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.”

Bunlara bir de, Balyoz davasından hapse düşmüş, emekli edilmiş denizci bir kurmay albayın, darbecilerin nereleri, nasıl kontrol ettiğini gösteren, bunun planlanması ve organizyonunu fikirini veren, darbenin ana kumanda odasını tarif eden şu notunu ekleyelim:

“Darbede görev aldığı iddia edilenlerin görev yerlerine bakınca neredeyse tüm komando tugayları, iç güvenlik bölgesindeki tugaylar başta olmak üzere muharip tugayların neredeyse yarısı, hava üslerinin birkaçı hariç tamamı ve Deniz Kuvvetleri'nin denizaltı filosu dışında tüm muharip gemi grup komutanlıkları emirlerine verilmiş görülüyor. Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanlarının emir subayları ve özel kalem müdürleri, Genelkurmay İstihbarat ve Personel Başkanları ile YAŞ faaliyetlerinden sorumlu Daire Başkanı ile Şube Müdürü örgütün adamları…”

Şu gerçek çıplaktır: Bu bir Gülen darbesidir. Darbeci askerlerin ezici çoğunluğu, merkez karargahı askeri kurumu ve hassasiyetleri değil, Gülen cemaatinin silahlı kanadını temsil ediyor. Cemaatçi askerlerin içinde, kimi ulusalcı, kimi oportünist, kimi çarpık bilgilerle harekete geçmeye ikna edilmiş birlik komutanları olabilir, ancak bu durum, resmin baskın tonunu hiç bir şekilde ortadan kaldırmaz. 15 Temmuz darbe girişimi Gülen cemaatinin iç yüzünü ve gücünü iyice ortaya koymuştur.

Gerçeği yansıtacak daha büyük ayna olabilir mi?

Ancak görmezlik belli bir kesimde ve onların etkisiyle Batı basınında had safhada...

Muhalif bir kesim Gülen cemaatini masum ve mağdur bir yapı olarak gördü. Onlar için, Gülen cemaati siyasi iktidarın 2014 Aralık darbesi gerekçesiyle, bu adımı atanları cezalandırmak, yolsuzluk dosyalarını örtbas etmek ve kendi otoriter gücünü tesis etmek için kullandığı, hukuksuzluklarına bahane kıldığı aslında sivil bir yapıydı.

Ne var ki, bugün gelinen nokta ortada...

Ancak keskin inançlar, keskin ve karşılıksız fikirler ve onun ürettiği cemaatimsi tavırlar, Erdoğan'a yönelik kişisel takıntılar, sınıfsal öfke, korkular bir kez daha darbe girişiminin önüne geçiyor. Erdoğan karşı alınan tavırda “mağdur ve sivil cemaat kurgusu”nun oynadığı rolün baskısı tersten belirginleşiyor. Nitekim bu çevrelerde darbenin Gülenciler tarafından yapılmadığı, cemaatin bu denli derin bir güç olmadığı, hele askerde hiç olamayacağı gibi sanal fikirler biteviye tekrar ediliyor. Dahası, askeri darbe girişiminin vahametinden çok, bu girişimin başarısızlığının Erdoğan iktidarına sağlayacağı imkanlar konuşuluyor, bunlara ilişkin rahatsızlıklar öne çıkarılıyor.

Erdoğan'dan ve AK Parti'nin hatalarından söz etmeden darbecilerle ilgili cümle kuramayanlar, darbeyi yapandan çok darbenin mağduruna kızarak fikir yürütmeye kalkanlar (ki tarihimiz onlarca örneğiyle doludur), ülkede siyasetin merkezinde ne olup bittiği bilmeyenler, anlamayanlar, o ülke hakkında, o ülkede nasıl söz sahibi olacaklar?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.