Çocuklarımızın İlk Öğretmenleri Biz Olmalıyız
A+A-
Müslüman halklar olarak şu durumda problemli bir tarihsel döngüyü yaşamaktayız. Kendi kaderimizi belirleme, öz kararlarımızı beyan etme ve inandığımız dinin şeriatına uygun yönetimler kurma, bağımsız özgür insiyatifler belirleme imkanından ve hakkından yoksunuz. Hemen her alanda müslüman toplımu olarak hak etmediğimiz bir çaresizliği bir tutsaklığı ve istibdatı yaşamaktayız.
Bu problemlerimizden biride çocuklarımızın eğitim problemidir. Bizim değerlerimize, inançlarımıza, kültürümüze, irfanımıza, ahlakımıza ve hayat felsefemize yabancı, yüzyıllar önce kadim düşmanlar tarafından, büyük savaşlar, taaruzlar, istilalar ve işgaller sonunda toplumumuza galabe çalan batılı halkların dışarıdan dayattıkları ve empoze ettikleri modern okullar...
Gerçekten çocuklarımıza neler öğretiliyor bu okullarda. Çocuklarımız nasıl bir terbiye dezgahından geçiriliyor? Onlara iyi ve güzel olmanın yolu, sağlıklı düşünmenin ve yaşamanın yöntemi çocuğun dünyası içinde kalarak verilebiliyormu? Sanmıyoruz. Aslında çocuklarımız okullarda zihnen ve ahlaken bir yoksullaşmaya doğru yol alıyorlar. Çocuklarla birlikte aileler de duyarlılıklarını yitiriyorlar. Ölçüler bulanıyor, davranış bozuklukları doğal kabul edilir hale geliyor.B izler müslümanlar olarak kendi eylem ve davranışlarımızda olduğu kadar, kendi çocuklarımızın ve yakınlarımızın eylem ve tutumlarından da sorumluyuz. Müslümanlar, gördükleri bir davaranış bozukluğunu , bir yanlış eylemi, tavır ve davranışlarıyla düzeltmeye, elinden hiçbir şey gelmiyorsa güçsüzlüğünün ve çaresizliğinin sebeplerini ve güç kazanmanın çare üretmenin yollarını araştırmaya mecburdurlar. Bu yüzden müslümanların çoğunlukta olduğu toplumlarda, başta evler olmak üzere caddeler, iş yerleri, camiler birer okul olma durumundadır.
Son yıllarda yapılan araştırmalara göre çocukların yılda 1500 saati televizyon başında, 900 saati okulda geçiyormuş. Yılın geriye kalan 3860 saatini uykuya verirsek, çocuğun en az 2500 saati aile içinde yada annesi, babası ve yakınları ile birlikte ev içinde yada sokakta geçiriyor. Televizyon önünde geçen zamanıda evde geçen zaman içinde düşünürsek , çocuklar yılda 4000 saatlerini aileleri ile birlikte geçiriyorlar.
Çocukların aile içinde, televizyon internet önünde ve okul içinde harcadıkları zamanları büyüklükerine göre sıralarsak, ailenin önemi büyük bir açıklıkla gözler önüne serilir. Çocukların eğitiminde aile ilk, televizyon yada internet ikinci, okul üçüncü sırayı almakta. Aile eğitimi, kültürel zenginliği ile çocukların tutum ve davranışları arasında çok sıkı bir ilişki olduğu kesin. Günümüzde pek çok anne babanın bilgi ve kültür düzeyinin, çocuklarını teslim ettiği öğretmenlerden çok daha ileri olduğu göz önüne alırsak, ailelerin ve aile içi eğitimin önemi okuldaki eğitimden bir kaç kat daha fazla demektir. Ayrıca aile, çocuklarına sıcak ve samimi ilişkiler içinde değişik alanlardaki bilgileri kolaylıkla aktarabilir. Çocuklar temel tutum ve ve davranışları okuldan önce, ailelerinden öğrenebilirler. Aile içinde pasif değil tam tersine aktif bir öğrenme ve olgunlaşma ortamı vardır.
Toplumun temel taşı olan aileler ne kadar ilgili, hoşgörülü ve bilgili olursa, çocuklarda o kadar ilgili, sorumlu, höşgörülü, olgun ve düzeyli olacaklardır. Bu gün sanıldığının aksine çocuklar, okullarda değil; aile içinde kimliklerini kazanmalıdırlar.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.