1. YAZARLAR

  2. Mahmut ÖVÜR

  3. CHP'nin Suriye paradoksu
Mahmut ÖVÜR

Mahmut ÖVÜR

Sabah Gazetesi
Yazarın Tüm Yazıları >

CHP'nin Suriye paradoksu

A+A-

Suriye'ye uluslararası müdahalenin eşiğindeyiz. Bu müdahaleyle kısa sürede Esed diktatörlüğü yıkılmayabilir ama bölgede oluşan siyasi sıkışmanın önü açılır. Her şeye rağmen de Türkiye'nin...

Türkiye müdahalenin içinde olsa da olmasa da atılacak adım Türkiye'nin haklılığını göstereceği için bölge politikaları yeniden şekillenecek. Ama sadece o kadar değil, müdahale iç siyaseti de etkileyecek.

Başından beri Suriye meselesinde özellikle de CHP, AK Parti'nin tam karşıtı bir siyaset izledi. Öyle ki, CHP bu tavrıyla sadece bir dış politika eleştirisi yapmadı, Esed rejiminin yanında yer alarak taraf oldu.

Esed'in katliamcı politikalarından çok hükümetin tutumunu eleştirdi, Suriye'ye milletvekillerinden oluşan heyetler gönderdi, Baas rejimine moral destek oldu. Kısaca içeride her şeyden iktidarı sorumlu tutarken, Suriye'de eli kanlı iktidara toz kondurmadı.

Irak ziyaretiyle de Ortadoğu'da statükonun değişmesini istemeyen siyasi eksenin yanında yer aldı. Taktik değil stratejik yaklaştı ve bu stratejiye büyük umut bağladı. Hatta Başbakan Erdoğan'ın iktidardan uzaklaştırılması üzerine yürütülen siyaseti de Esed'in ayakta kalmasına bağladı.

En son uluslararası güçlerin tavrını değiştiren kimyasal silah kullanılmasını kınamasına rağmen eli kanlı Esed rejimine karşı Bosna veya Kosova benzeri bir tavra destek vermedi.

BM kararını bekleme önerisi de bu siyasetin bir parçası. Oysa ortada iki buçuk yıl içinde 100 bini aşkın insanı katleden bir iktidar var ve dünya artık buna "dur" deme noktasına geldi.

İşte uluslararası bu müdahale, hâlâ "dur" diyemeyen CHP'nin stratejik seçimini derinden sarsacak. Onun parti içine nasıl yansıyacağını da sonbaharda göreceğiz.

 

BATUM, 5'İNCİ PARTİ Mİ, ROL MÜ ÜSTLENDİ?

CHP, sadece dış politikada değil, iç siyasette de derin bir kırılmanın eşiğinde. Ergenekon ve darbe girişimcilerinin yanında yer alması, açılım sürecine soğuk bakması bir yana yeni anayasanın tıkanmasında da başrolde görünüyor.

Meclis Uzlaşma Komisyonu'nda yaşanan tartışmalara bakın. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın deyimiyle 5'inci parti gibi davranan CHP Milletvekili Süheyl Batum'un rolü ve söyledikleri siyasette yeni bir duruma işaret ediyor.

Parti desen değil, durumu farklı fikre sahip bir siyasi aktöre de uymuyor. Şu manzaraya bakın...

Komisyonda Atilla Kart, grubun sözcüsü olduğunu söylüyor, Batum hemen devreye girip karşı çıkıyor. Kart, başörtüsüyle ilgili bir yaklaşım gösteriyor. Batum, hiç aşağıdan almıyor anında bozuyor.

Aynı şeyi Rıza Türmen'e de yapıyor. Kısaca yeni anayasanın yazılmaması için elinden geleni yapıyor.

Ama en ilginci CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu hiçe sayan sözleri. Batum son komisyon toplantısında uzun bir tartışmanın sonunda şu minvalde bir tespit yapıyor:

"CHP'nin görüşünü öyle başkan değil, genel başkan bile belirlemez. Tutanaklara geçsin rahat edelim diye net söylüyorum."

"Kim belirler?" sorusuna ne cevap verdiğini bilmiyorum ama "ortak belirlenemediği" de çok açık.

Çünkü CHP'de Rıza Türmen ve Sezgin Tanrıkulu gibi anayasa konusunda farklı görüşleri seslendiren isimlerin söyledikleri ortada. Ama o sözlerin arkasında durulmadığı ve geri adım atıldığı da ortada.

Bu durumda eğer Batum, 5'inci partiyse CHP'liler neden susuyor?

Değilse ve yeni anayasa yaptırmamak için bir rol üstlenmişse bu kez de CHP'nin sosyal demokratları ne işe yarıyor?

Sabah

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.