1. YAZARLAR

  2. Yavuz Yılmaz

  3. BÜROKRATLAR VE DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ
Yavuz Yılmaz

Yavuz Yılmaz

Analiz
Yazarın Tüm Yazıları >

BÜROKRATLAR VE DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ

A+A-

 

Bürokratların oluşturduğu hiyerarşik düzen bir devletin olmazsa olmaz özelliklerinden biridir. Bürokratik örgütlenme olmadan bir devletin işleyişini sağlamak mümkün değildir.

Bürokrasi, devletin işleyişinde çalışan, bir konuda uzmanlık eğitimi almış, belli bir hiyerarşik düzen içinde hareket eden ve birbirini denetleyen memurlar topluluğundan oluşur.

Bürokratlar devletin halka değen yüzü olduğundan, vatandaşa karşı davranışları devlet-birey ilişkileri açısından önemlidir. Otoriter devletlerde halk bürokratlardan, özellikle askeri bürokratlardan çekinir. Çünkü askeri bürokratlar devletin gücü ve otoriteyi temsil eden yüzüdür. İşte tam da bu noktada demokratik hukuk devleti, bireysel hak ve özgürlükler ve adalet konusu öne çıkmaktadır.

Geldiği göreve liyakat ve ehliyeti dolayısıyla değil siyasal bağlantıları ile gelen bürokratlar sürekli tedirgindir. Çünkü aynı yolları başka birinin deneyeceğinden ve kendi yerine geçme ihtimalinden endişelidir. Bu endişe onu görevinde başarılı çalışmalar yapmaktan ziyade siyasal bir konum almaya zorlar. Görevlerinde kalmanın mesleki başarılarıyla ilgili olmadığı tezi, onları sürekli verimliliğin dışındaki arayışlara iter. Bu durum, ahlak ve adaleti ihmal eden bir tutum geliştirmelerine sebep olur.

Görevinde en başarısız bürokratlar ise resmi söylemin arkasına sığınarak kendine bir yer edinmeye çalışır. 28 Şubat döneminde süreci yürüten asker ve sivil bürokratların ulusalcı Kemalizm'in arkasına sığınmaları yaptıkları hukuksuzluklara meşruiyet arayışıydı.

Değerlerini işgal ettikleri makamlardan alanların orayı terk etmemek için yapmayacakları alçaklık yoktur. Bu yüzden başarısız bürokratlar siyasal yandaşlıklarıyla ön plana çıkmaya çalışırlar.

Bürokratların hukukla değil siyasal ölçütlere değerlendirildiği ortamda verimlilik yerini siyasal sadakat arayışına devreder. Bürokratlar arasındaki mücadele önce göreve atanmak, sonra orada kalmak mücadelesidir. Hepsi bilir ki, bu süreçte belirleyici olan liyakat ve başarı değil, siyasal bağlılıktır. Bu nedenle liyakat ve başarıya değil, siyasal bağlılığa yatırım yaparlar. Kuşkusuz bunun istisnası az da olsa vardır.

Bürokratlar resmi ideolojinin değil hukuk ve adaletin temsilcileri olmalıdır. Özellikle hukuk alanındaki yargılamaların Cumhuriyet tarihi boyunda sürekli eleştiri konusu olması, hukuk mensuplarının siyasal iktidarın etkisinde kalarak karar vermelerinden dolayıdır. Bu yüzden Türkiye’de hukuk tarih boyunca güvenilir bir kurum olamamıştır. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, Ergenekon ve Şike davaları sonucunda verilen kararlar her zaman tartışma konusu olmuştur.

Bürokraside başarı sağlamak ve verimliliği artırmak, hukuk devletinin yerleşmesine bağlıdır. Bu noktada hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olma ilkesi herkesin üzerinde durması gereken bir konudur. Yoksa bir iktidar döneminde ceza alan bir kişi diğer iktidar döneminde itibarlı bir konuma yükselebilir.

Bürokrasiyi içine düştüğü kuşkulu ve verimsiz durumdan kurtarmanın yolu liyakat ve ehliyet ilkelerini sağlıklı bir şekilde işletmektir. Ehliyet ve liyakatin belirleyici ölçüt olmadığı sistem her tür istismara açıktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.