1. YAZARLAR

  2. Cafer SOLGUN

  3. Boş çuval dik durmaz
Cafer SOLGUN

Cafer SOLGUN

Yazarın Tüm Yazıları >

Boş çuval dik durmaz

A+A-

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun meydan okuması üzerine MHP lideri Devlet Bahçeli Dersim’e gitti ve Tunceli Valiliği’nin bahçesinde bir grup partili ile polis memurlarına hitaben konuştu. Aynı günlerde çeşitli televizyon kanallarında Dersim gerçeğinden en iyi ihtimalle bihaber ve dahası Dersim’in ifade ettiği değerlere düpedüz düşman birçok kişi “uzman” edasıyla bolca vatan, millet, Sakarya, bölücülük, eşkıya, isyan, dış mihrak sözcüklerini kullandıkları konuşmalar yaparak son yıllarda bir parça anlaşılır hâle gelen Dersim gerçeklerini tanınmaz hâle getirme görevlerini ifa ettiler. Tartışmalar seneye bu zamanlarda “isyan mıydı değil miydi” ve “hangi dış mihrakların oyunuydu” havasında yeniden gündeme gelir tabii. Ölmez de sağ kalırsak o zaman da sözümüzü söylemek boynumuzun borcu.

Sayın Bahçeli’nin Dersim ve Seyit Rıza’ya ilişkin inkâr, kin, nefret taşan sözleri bir yana konuya getirdiği bir “açılım” varsa, o da Rus arşivlerinin açılması gerektiğini, gerçeklerin ancak bu şekilde açığa çıkabileceğini söylemesi oldu (30 Kasım 2014, basın). Devlet, Genelkurmay, İngiliz, Fransız arşivlerinden sonra bir de Rus arşivlerine bakmamız gerekecek yani, madem gerçekler ancak bu şekilde açığa çıkabilecek... Açıklansın. Şahsen takipçisi olacağım.

Seyit Rıza’nın İngiltere, Fransa ve şimdi de Rusya ile ilişkilendirilmek istenmesi, gerçeklerin açığa çıkması için değil karartılması için ortaya atılmış bir karartma, bulandırma gayretkeşliğidir. Bu iddiayı ortaya atanların yegâne “sağlam” dayanağı, 1915 tehcirinde Dersim’e sığınan Ermenilerin Osmanlı devletine teslim edilmemiş olmasıdır. Bu, doğrudur. Ancak bunun nedeni Seyit Rıza ve Dersim aşiretlerinin Rusya ile ilişkileri filan değil, bazılarının “feodal” diye aşağıladıkları ahlaki anlayışları ve gelenekleridir.

Bu “dış mihrak” iddiasına kanıt olsun diye propaganda edilen bir de video kaydı var. MHP Milletvekili ve eski Türk Tarih Kurumu BaşkanıYusuf Halaçoğlu’nun “Rus ordusu Şeyh Said ile Seyit Rıza’ya madalya taktı” sözlerine kaynak teşkil eden, kıyafetlerinden Kürt oldukları anlaşılan birkaç kişi ile bazı Rus subaylarının birlikte göründükleri kısa bir görüntü kaydı bu. (Odatv coşkuyla bu görüntüleri yayınladı. Merak edenler görebilsin diye linkini veriyorum:http://www.odatv.com/n.php?n=iste-seyh-saide-takildi-denilen-o-madalyanin-goruntusu--1209141200) “Montaj, dublaj” tartışmasına girmeden Şeyh Said ve Seyit Rıza’nın Rus ordusundan “övünç madalyası” aldığı iddiasının iğrenç bir iftira olduğunu söylemekle yetineceğim. Bu çamurlar ne Şeyh Said’e ne Seyit Rıza’ya bulaşır ama dönüp sahibine yapışır...

Gerçek şudur: Seyit Rıza, 1916 Osmanlı- Rus savaşında Erzurum ve Erzincan’ı ele geçiren Rus ordularına karşı savaşmıştır. Enver Paşa 1915 yılı başlarında Dersim aşiretleri ile Elazığ’da görüşmüştür. 1916 yılında Mustafa Kemalİsmet (İnönüPaşa ve Kazım Karabekir de Dersim aşiretleriyle aynı amaçla görüşmeler yapmışlardır. Aşiretlerin Ruslara karşı savaşma kararı vermelerinde asıl etkili olan ise, Hacı Bektaş Postnişini Cemalettin Çelebi ile yaptıkları görüşmeler olmuştur. Rus ordusu geri püskürtüldükten sonra gösterdikleri “yararlılıktan” ötürü Seyit Rıza ve savaşa katılan diğer aşiret liderlerine ödüller, madalyalar verilmiştir. O yılları anlatan yakılmış ağıtlarımız vardır. Tabii ağıtlarımıza değil “belgelere” güven duyanların Rus arşivlerini bilmem ama Osmanlı arşivlerine göz atmasında yarar var. Mesela dönemin Erzincan Valisi Sabit Bey’in Seyit Rıza için söylediklerine: “Seyit Rıza şimdiye kadar bize din ve namusuyla hizmet etti.

Dersim’de “xaşiya tole pay ra nêvindena” denir. Yani, boş çuval ayakta (dik) durmaz.

cafersolgun@gmail.com

Twitter: @CaferSolgun

Önceki ve Sonraki Yazılar