Bireysel ve Toplumsal Ahlak Oluşumu
Ahlak, insan davranışlarına yön veren temel değer ve normların toplamı olarak tanımlanır. İnsanların bireysel ve toplumsal ahlak edinimleri, değerleri birçok faktörden etkilenir. Bu faktörler arasında içinde yetişilen aile yapısı, sahip olunan dini değerler, eğitim sistemi, maruz kalınan yazılı ve görsel medya, içinde bulunulan toplumun kültürel değerleri ve otoritelerin rolleri yer alır.
Bu yazıda, bireysel ve toplumsal ahlakın oluşması ve otoritelerin bunlar üzerindeki etkisini değerlendirmeye çalışacağız inşallah. Öncelikle bireysel ve toplumsal ahlakın genel bir tanımlarına bakalım.
Bireysel Ahlak;
Bireysel ahlak, bir insanın kendi davranışlarını değerlendirme ve karar verme sürecidir. Bireysel ahlakın temelinde, kişinin doğru ve yanlış arasında bir seçim yapma yeteneği vardır. Bu seçimler, kişinin içinde bulunduğu koşullara ve değerlere göre şekillenir. Bireysel ahlak, bir kişinin kendi karakteri, inançları, eğitimi ve yaşam deneyimleriyle şekillenir.
Toplumsal Ahlak;
Toplumsal ahlak, toplumun kabul ettiği değer ve normların bütünüdür. Toplumsal ahlak, bir kişinin kendi davranışlarından ziyade, toplumda kabul edilen normlara uygun davranmasıyla ilgilidir. Toplumsal ahlak, toplumdaki bireylerin birbirleriyle etkileşimlerinin sonucu olarak ortaya çıkar.
Otoritelerin Toplumsal Ahlak Üzerindeki Etkisi;
Otoriteler, bireysel ve toplumsal ahlakın oluşumunda oldukça etkili bir rol oynarlar. Örneğin, ebeveynler, öğretmenler, dini liderler, siyasi liderler, devletlerin hukuk, adalet ve güvenlik erkleri ve benzeri diğer otoriteler, toplumun ahlaki normlarını belirleme ve etkileme konusunda önemli bir güce sahiptirler. Bu otoriteler aynı zamanda bireylerin davranışlarını da şekillendirerek, bireysel ve toplumsal ahlakın etkileşimli olarak oluşumuna katkıda bulunurlar.
Dini değerler ve kuralları ile bunların en büyük yansıtıcı öğesi olan dini önderler, toplumsal ahlakın belirlenmesinde en büyük rol ve öneme sahiptir. Aynı şekilde ve neredeyse aynı önem derecesine sahip ikinci etken ise devlet yetkilileri ve hukuk sistemleridir. Bu iki faktör çoğu toplumda ve çoğu zaman birbiri ile yakında ilintili, bağlantılıdır. Devletlerin dini veya seküler referanslar ile oluşturdukları yasalar ve bunların tatbiki insanların davranışlarını ve dolayısıyla ahlaki edinimlerini belirler. Bu edinimler hem olumlu hem de olumsuz mana ve muhteviyata sahip olabilir. Örneğin bazı otoriteler ve doğal olarak yöneticileri ile çalışanları, kişisel çıkar ve menfaatleri için mevcut yasaları, kuralları ve ahlaki değerleri çiğnemek suretiyle toplumsal ahlakın olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olabilmektedirler. Örneğin, siyasi liderlerin yolsuzluk, hırsızlık yaparak halkın güvenini kaybetmeleri, toplumsal ahlakın da zayıflamasına neden olabilir. Aynı şekilde mevcut kural ve yasaların tatbikinden sorumlu her kademedeki memur ve yöneticilerin de sorumsuz tutum ve davranışları toplumsal ahlakın zedelenmesinin en önemli sebeplerindendir.
Şimdiye kadar teorik olarak verdiğimiz bilgilerin biraz da pratikteki örneklerine bakalım. Sanırım buraya kadar yazılanları daha da anlaşılır kılacaktır bu örnekler.
İki yıldan fazladır yaşadığım bir Avrupa ülkesinde belediye otobüslerine binerken bilet kullanımı ve kontrolü yoktur. Ancak biletlerin satın alınması kişilerden beklenmekte ve bu bireysel bir sorumluluk olarak addedilmektedir. Kontrol ve zorunluluk olmamasına rağmen ülkenin vatandaşları bilet alımı hususunda ciddi derecede titiz davranmaktadırlar. Yani vatandaşına güvenen ve onlara güven aşılayan otorite, bunun karşılığını samimiyet ve sadakat olarak almaktadır.
Market alışverişlerinde insansız kasaların sayısı son yıllarda gittikçe arttı ve kasiyerlerin olduğu kasa sayısı oranı %30’a düşmüş bulunmaktadır. Özellikle meyve ve sebze reyonlarında alınan ürün ile ödemesi yapılan ürünler arasında ciddi tutarsızlıkların olmadığı ve marketlerin kayıp oranlarının çok düşük olduğu söylenmekte, raporlanmaktadır. Zira poşete mango koyup tartıda patates seçmek mümkün. Patates fiyatına mango alan var mı diye marketin kapısında ilave bir kontrol yapılmamaktadır. Buna rağmen doğru ürün kodlarının %100’e yakın oranda seçildiği söylenmekte ve raporlanmaktadır. Yani müşterisine güvenen market, karşılığını doğruluk ve dürüstlük olarak almaktadır.
Trafikte yayaların, yaya geçitleri haricinde bir yoldan karşıdan karşıya geçmesi yasaktır ve cezaya tabidir. Aynı şekilde arabaların da yaya geçitlerinde durması ve yayalara yol vermesi zorunludur. Aksi davranış cezaya tabidir. Yaya veya araba fark etmeksizin bu kuralları ihlal edenlerin tespiti hiçbir mazeret kabul edilmeksizin cezai müeyyideye tabi tutulduğuna birçok kez şahit oldum. Ancak bu şahitliğimin sayısı iki yılda 3-4 defadan fazla değildir. İnsanlarda bu kurallara uymak artık bir ahlak haline gelmiştir. Yani koyduğu kuralı istisnasız uygulayan otorite, karşılığını vatandaşlarının bir birlerinin haklarına doğal olarak riayet etmesi ve düzenin tesisi olarak almaktadır.
Malumunuzdur ki çocuklarda en büyük öğrenme yöntemi gözlem ve taklit ile olmaktadır. Konuşma, yürüme, yemek yeme, giyinme gibi davranışlar ile ahlaki edinimlerin büyük çoğunluğu gözlem, taklit ve maruz kalma suretiyle çocuklarda oluşmakta ve nesiller arası aktarılmaktadır. Yukarıda verdiğim üç örnek ve benzerleri ile böyle bir toplumda büyüyen çocuklar doğal olarak mevcut yasalara uygun ve toplumda ortak kabul gören doğru davranışları sergilemekte, aksine yönelenlerin sayısı ise azınlıkta kalmaktadır.
Türkiye toplumunda veya Müslüman coğrafyalarda farklı tanımlar ile hayatın içinde kendine meşruymuş gibi bir yer edinmiş birçok gayri ahlaki ve gayri yasal davranış, yaşadığım bu Avrupa ülkesinde insanların aklına bile gelmemektedir. Zira küçüklüğünden beri birlikte yaşadığı hiç kimseden tabiri caiz ise böyle bir kurnazlık ve düzenbazlık gözlemlememiştir.
Hasılı kelam, bireysel ve toplumsal ahlakın inşasında, otoriteler (en altta aile, en üstte devlet ve bunların arasındaki tüm kurum, kuruluş ve bireyler) tarafından konulan kurallar, oluşturulan düzenler ve bunlara riayette takınılan tavırlar en başat rolü oynamaktadırlar. Otoritelerin her kademesinde bulunanların en azından mevcut ve kendi koydukları yasa ve kurallara uymaları, yani kendi yasalarında göre ahlaklı olmaları gelecek nesillerinin de ahlaklı olarak yetişmesine vesile olacaktır.
Rabbim, inanç esaslarımıza göre ahlaklı olmayı nasip etsin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.