1. YAZARLAR

  2. Meryem ŞEKER

  3. BİLGİ TOPLUMUNDA İNOVASYON
Meryem ŞEKER

Meryem ŞEKER

Yazarın Tüm Yazıları >

BİLGİ TOPLUMUNDA İNOVASYON

A+A-

Giriş

 

Bu çalışmada amaç bilgi toplumu ile inovasyon arasındaki etkileşimin sunulmasıdır. Bilgi anlayışının tarihsel olarak farklılaştığı ve bilimsel bilgiyi üreten insanların toplumları etkiledikleri ve içinde bulundukları mekan ve süreçten etkilendikleri gerçeği altında; bilgi, bilgi toplumu, inovasyon, sosyolojik etkiler gibi unsurlar arasında etki açısından net ayrımlar yapmak oldukça güçtür.

   Çalışmada öncelikle inovasyon kavramının tanımı ve türleri verilmiştir. İkinci bölümde bilgi toplumu kavramı ve bilgi toplumunu oluşturan süreç dönemsel olarak irdelenmiştir. Nihayetinde üçüncü bölümde bu kavramların birbirlerine olan etkileri sunulmuştur. İnovasyon faaliyetinin, içinde yaşadığımız ve gittikçe gelişen-ilerleyen bilgi toplumunun sadece bir boyutu olduğuna dikkat edilmelidir.

 

  1. İnovasyonun Tanımı ve Türleri

 

Latince "innovare" kelimesinden türemiş olan inovasyon; OECD ve Avrupa Komisyonun hazırladığı Oslo Kılavuzu’nda şu şekilde tanımlanmaktadır: “Bir yenilik [inovasyon], işletme içi uygulamalarda, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya hizmet) veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesidir” (OECD ve Avrupa Birliği, 2005:50).

İngilizcede kullanılan "invention" terimi inovasyonla sürekli karıştırılmaktadır. İnvention yani icat; ürün, proses, sistemlerin yeni geliştirilmesiyle ilgili çizim ya da modellere denilmektedir. İlk kez ortaya çıkan bir ürünün bilimsel ya da teknik sunuluşudur (Ames, 1961:370). Schumpeter yaşama geçirilmemiş buluşların inovasyon olmadığını belirtmiştir yani icadın üretim faaliyetine katılmasının gerekliliğini savunur (Schumpeter, 1939:84). Trott, bu konuda fikir konseptinin icat ancak bu icadın iktisadi değere dönüştürülmesinin inovasyon olduğunu ifade eder (Trott,2005:15).

Yeniliklerin meydana gelebilmesi için bütün fiziki süreçlerin bilgisiyle bu süreçlerde geliştirilen kademeli bilginin üretim sürecine uygulamasıyla girdilerin çıktılara dönüşmesi teknolojidir. İnovasyon sürecinde ortaya çıkan bilgi birikiminin somutlaştırılması da teknoloji kavramına dahildir (Taymaz, 1993:553; Yücel, 1997:7).

İnovasyon türlerini; inovasyonun yapısında teknolojik özelliklerin var olup olmadığına, teknolojik yoğunluğuna, inovasyonun alanı ve fonksiyonu açısından ve inovasyonun işletmenin içinde veya dışında bulunmasına göre sınıflandırmak mümkündür (Sakaryalı, 2004).

 

  • Ürün inovasyonu
  • Süreç inovasyonu

Alan ve fonksiyonları açısından;

  • Pazarlama inovasyonu
  • Organizasyonel inovasyon

Teknolojik yoğunluğuna göre;

  • Radikal inovasyon
  • Artımsal (kademeli, adımsal) inovasyon

Yeniliğin firma içinde geliştirilmesi ya da dışından transfer edilmesine göre inovasyon türleri

  • 7.Açık inovasyonlar
  • 8.Kapalı inovasyonlar

Teknolojik yoğunluğuna göre inovasyonlar

  • 9. Teknolojik inovasyon
  • 10. Teknolojik olmayan inovasyon  

 

 

  1. Bilgi Toplumuna Doğru

    

     1950'li yıllarda başladığı kabul edilen, etkileşimli sayısal iletişim ağlarının sosyo-ekonomik faaliyetlere katılımı ile ya da bu iletişim ağlarının yoğun kullanımının gerçekleştirilmesi ile beraber bu amaçla kullanılan her türlü teknolojinin ve uygulamanın üretilmesi olduğu döneme bilgi toplumu çağı denilmektedir ( TÜBİTAK, 2002).

     Bilgi, ilkel toplumlarda konuşarak ve işaretle aktarıldığı dönemden sonra yazıya dökülerek eski uygarlıkların doğmasına etki etmiştir. Okur-yazarlık matbaanın bulunmasından sonra artmış, Rönesans böylece Avrupa'ya yayılmıştır. Bilim alanında yaşanan gelişmeler sanayi kesimine yansımış ve yeni makinalar, kaynaklar, yöntemlerin kullanılmasıyla sanayi devriminin başlamasına neden olmuştur. Çağdaş hayata geçilmesi iletişim araçlarının ortaya çıkmasından sonra gerçekleşirken yeni çağa bilgisayar ve iletişim teknolojisinin geliştirilmesi ile ulaşılmıştır ( Aydın, 1997).

   "Toplum, tarihsel gelişme içinde biçimlenmiş bulunan, belirli bir üretim

biçimini temel alan ve insanın gelişmesinde bir aşama olarak ortaya çıkan bir

toplumsal bağlantılar ve büyük insan kümeleri arasındaki ilişkiler dizgesidir" ( Hançerlioğlu, 2001).

           Bilgi toplumu ise; teknolojiye dayalı gelişim ve değişimin hız kazandığı, küresel yarışların arttığı, stratejik kaynak olarak bilginin kullanıldığı, toplumsal ve örgütsel düzeyde öğrenmenin yaşam biçimi olarak algılandığı dönemdir. Bilgi toplumunda; bireysel ve kitle iletişiminde sınırlar olmaz, bilgisayar ve bilgisayara dayalı çalışan araçlar kullanılır, ekonominin temel faaliyeti bilgi üzerine kurulur, üretici ve tüketiciyi bir araya getiren hizmetler bilgi hizmetleri olarak şekillenir, insan sermaye olarak ön plandadır, eğitimin süresi yoktur, her türlü bilgi ve bilgi kaynağı önem kazanmıştır, bilginin sahipliğini ve kontrolünü için uluslar üstü kurumlar örgütlenmiştir ( Rukancı ve Anameriç, 2004).

     Günümüz bilişim teknolojileri önceki felsefi düşünce biçimleri ile temellendirilebilir. Felsefe perspektifinden bilime bakıldığında bilimin bilgi türünün bir etkinliği olduğu ve temelinin bilen varlık özne ile bilinen varlık nesne arasındaki ilişkiye dayandığı fark edilmektedir. Bilimsel bilgi ise deney, gözlem gibi olgularla alakalı iken bir taraftan da kavram, akıl yürütme, hipotez gibi anlıksal niteliğe sahiptir (Çalık ve Çınar, 2009)

Ortaçağ'dan sonra Rönesans'ta akıl ve birey felsefenin odağı olmuşlardır. Bu dönemde felsefe bilimsel gelişmelerle ilgilenmiştir. Bacon bilgi görüşüyle öne çıkan kişi olarak bilginin güç olduğunu temellendirmiştir. Bacon'a göre insanda bilgiyi elde edecek güç vardır ve insan doğaya hükmedebilir. İnsan zihninde putlar vardır ve bu putlar kırılmadan gerçek bilgiye ulaşılamaz (Denkel ve Atalay, 1997).

17. yüzyılda rasyonalizm yükselirken doğanın dilinin matematiksel olarak ifade edilebileceği düşüncesi vardır. Descartes bilgiye ulaşabilmek için önermelerin tümünün mantıktan geçirilmesini ve şüphenin ortadan kaldırılmasını savunmuş ancak duyu bilgisinin yanıltıcı olabileceğini ifade etmiştir. Descartes' in düşünce anlayışı bugün ki bilinç kavramının temelidir ( Gökberk, 1999).

Aydınlanma felsefesi olarak bilinen 18. yüzyıl insan ve aklın ön planda olduğu çağdır. Bu dönemin aydınları David Hume deneyime önem verirken Immanuel Kant Descartes'in akılcılığı ile F. Bacon'un deneyselciliğini birleştirerek yeni bir bilgi kuramı oluşturur. Veri ve düşünceyi sağlam bilgi için gerekli unsurlar olarak görür (Özlem, 2003).

19. yüzyılda değişen siyasi yapılar fikirleri de etkilemiştir. Dönemin bilim anlayışı olgulara dayanır. Bu dönemde Hegel bilgiyi mantıksal bir süreç olarak görür ve düşüncenin zorunlu olarak başka düşüncelerden çıktığını ve başka düşünceye temel olduğunu savunur( Copleston, 2000). Auguste Comte her şeyin işleyişinin bilimsel yöntemle çözümlenebileceğini öngörür.  Comte, emprizmin bilginin kaynağını araştırmasının yanı sıra pozitivm açısından bilimsel olmayan düşünceleri yıkacak bir ideolojik araç olarak ifade etmiştir. Spencer ise denetçi anlayış ile evrimciligi birleştiren bir görüşe sahiptir (Gökberk, 1999a). Nietzche, bilgi anlayışı açısından nihilizme yakın bir tutuma sahiptir. Ona göre nesnel ve gerçek bilgi yoktur. Bilgi göreli ve anlamsızdır ve herkesin kabul edebileceği genel geçer bir bilginin varlığı imkansızdır (Chaix ve Ruy, 2000).

20. yüzyılda dünya savaşlarının oluşturduğu yeni toplumsal yapı dönemin düşünürlerini etkilemiştir. John Dewey insan zihnini doğanın bir parçası olarak görür ve bilginin doğal olarak insan zihninde oluştuğunu savunur. Varoluşçuluğun kurucusu Jean Paul Sartre insan varlığı ile öteki nesnelerin varlığı arasındaki farklılığı incelemiştir ( Sartre, 2009)

Önceleri bilginin varlığı, kaynağı, temelleri tartışma konusu iken bilgi çağında bilgiye ulaşmanın en hızlı ve pratik yöntemlerinin bulunup hizmete sunulması amaçlanır. Sanayi toplumda mekanik altyapı fiziksel emek iken bilgi toplumunun bilişim alt yapısı zihinsel emeğe dayanır (Erkan, 1997).

       Bilgi toplumu; teknolojinin gelişmesiyle beraber bilgi üretimi, sermayesi ve sektörüyle nitelikli insan faktörünün önem kazandığı, eğitimde sürekliliğin öne çıktığı, iletişim teknolojileri ile e ticaret gibi ilerlemelerin toplumu siyasi-ekonomik- kültürel-sosyal açılardan sanayi toplumunun ötesine taşıyan gelişme aşaması olarak ifade edilebilir ( Ünal, 2009a).      Milattan önce tarım devriminde yerleşik yaşama geçilerek avcı ve toplayıcı toplumların yerine çiftçi ve çoban toplumlarına dönüş yaşanır. 18. yüzyılda sanayi devriminde ise tarımla uğraşan insanlar mal ve hizmet üreticisi konumuna gelirler. Günümüz bilgi toplumunun temelinde yaşanan bu tarihsel devrimler vardır. Üçüncü devrim olarak nitelenen "Enformasyon(bilgi) Devrimi" yeni ve köklü değişimlerle insanlardaki bilgi anlayışının değişimin ve teknolojinin etkisinde olacağı öngörülmektedir (Torun, 2003).

      McLuhan "küresel köy" , "elektrik çağı", "iletişim ve enformasyon çağı" gibi kavramları kullanarak yeni bir toplumsal yapıyı isimlendirir. Çağ, enformasyona sahip iletişim teknolojileri ile bayağı ilerlemiştir. Bilinç teknolojik simülasyona uğramış, bilme süreci kolektif  bir hale bürünmüştür. McLuhan' a göre ilkel çağlarda insanlar nasıl bilgi toplamışlarsa bu çağda enformasyon biriktirilmeye çalışılmaktadır. Artık enformasyon dinamiktir ve kişilerin tek işi onu izlemektir ancak mekanik çağın tersine enformasyon çağında iletişim artık ufak bir köyde olduğu şekle bürünmüştür (Geray, 2003; 120).

 

  1. Bilgi Toplumda İnovasyon

 

         Bilim sadece içinde bulunduğu sosyo-kültürel ortamdan etkilenmez aynı zamanda onu etkiler. Bilim anlayışını etkileyen yani paradigma dönüşümü sağlayan dönemlerde önemli buluşlar yapmış olan bilim insanları teorilerindeki ön kabulleri oluşturduklarında içinde yaşadıkları sosyal bağlamdan yani medeniyetten etkilenirler. Dolayısıyla bilimsel paradigma ile sosyolojik bağlam ilişki içerisindedirler. Bilim aynı sanat, felsefe din, dil, hukuk gibi sosyo-kültürel yapının bileşenleri ile bir bütün olduğundan onların özelliklerini yansıtır ( Dikeçligil, 2010).   

     Bilgi artık servet oluşturmak için en önemli güç ve şirketlerin zenginleştirdiği bir varlığa dönüşmüştür dolayısıyla iş hayatındaki süreçlerde başarılı olmak için enformasyonda yetkin olmak gerekir (Toffler, 1992, 166). Enformasyonda yetkinlik ise inovasyonun bir kültür olarak benimsenilmesiyle sağlanır.

     İnovasyonun faaliyete geçmesine etki eden tarihsel-sosyolojik olay örnekleri vardır. Mesela Almanların iki dünya savaşının olduğu dönemde doğal maddelere ikame olarak yapay madde arayışları kimya firmalarını Ar-Ge konusunda dürtmüştür. ABD'nin savaştan sonra askeri uzay teknolojilerine yatırım yapması ilk nesil bilgisayarların üretilmesiyle beraber yarı iletken maddelerde buluş olmasına etki etmiştir ( Freeman ve Soete, 2004a:233).

İnovasyon yapılmasından sonra doğan bazı süreçlere ya da toplumsal değişimlere ise şöyle örnekler verilebilir.   İlk olarak İngiltere'de bol kömürü, James Watt'ın geliştirdiği çift tesirli buhar makinesi, İskoçya ve Galler'den sağlanan demir cevheri, John Kayl ve Crompton'un dokuma tezgahları ve Besgemet'in yeni çelik üretim sistemi gibi yenilikler birinci sanayini devrimini açmaya etki etmiştir. 1840'lardan sonra diğer batı ülkeleri hızlı bir biçimde endüstrileşmeye başlamış ve dünya üzerindeki hakimiyetleri bu güçlerle gerçekleşmiştir. Amerika'nın ilerlemelerin ağırlık merkezi olması ise birinci dünya savaşından sonra başlamıştır. Uçak, telefon, telgraf ve daha sonra transistör, nükleer teknoloji gibi yenilikler de bu döneme ait değişim sağlayan teknolojilerdir. İkinci dünya savaşında tank, top, uçak, roketlerle alakalı atış kontrol sistemleri, radar ve nükleer alanlarla ilgili ilerlemelerin savaş sonuçlarını nasıl etkilediği fark edildiğinde gelişmiş ülkeler yatırımları bilim ve teknolojiye kaydırmaya başlamışlardır. Bilgi çağı adı verilen yeni dönemin ortaya çıkışı ise savaş sürecinde otomatik kontrol alanında edinilen bilgi ve tecrübenin endüstri ülkelerinin elektronik, uzay ve nükleer alanlarındaki rekabet ve bu amaçla geliştirilen teknolojilerin prodüksiyon sistemlerine uygulanması ile olmuştur. Bilgi çağında yoğun bilgi üretimi, zeka ekonomisi, bilgisayar teknolojisi ileri sanayi toplumlarını geride bırakacak seviyede ilerlemiştir. Ekonominin başlıca hammaddesi ve değerli ürünü bilgi olmuştur. Ayrıca bilgi imalat aletleri, fabrikalar, bedensel emek, arazi gibi zenginlik yaratmada ihtiyaç duyulan sermaye varlıklarının yerini almıştır ( Yenilmez, 1993).

      Birinci sanayi devriminin 18. yüzyılın ikinci yarısında yani bilim Rönesans’ından iki yüzyıl sonra büyük mucitlerin etkileriyle hammadde kaynaklarına dayalı olarak ortaya çıkması ( Ünal,2009) yine yaşanan bilgi değişiminin ve yapılan inovasyonların sosyolojik sonuçlarındandır.

Bilgi kuramcısı Masuda bilgi ve enformasyon sayesinde sosyal, ekonomik, kültürel birçok sorunun çözülebileceğini ancak gerekli müdahalelerde bulunulmazsa enformasyon ve iletişim teknolojilerinin denetim toplumuna doğru sürükleneceğini belirtmiştir (Başaran (2010). Dolayısıyla bilgi toplumunda meydana gelebilecek sorunların çözümü büyük önem arz etmektedir.

 

 

Sonuç ve Değerlendirme

 

Bilgi toplumunun şekillenmesinde bilimsel bilginin dışında ekonomik, siyasi, sosyolojik birçok olay etki etmektedir. Aynı şekilde bilgi toplumu, içinde barındırdığı faktörleri yönlendirme özelliğine sahiptir. İnovasyon ekonomik gelişmelerin vazgeçilmez bir unsuru olarak bilgi toplumunda önemli bir konumdadır. İşletme ve ülkelerin yenilik yapmaları hem bilginin çok önemli bir araç olarak kullanılmasını sağlamış hem de yeni gelişmelerin başlamasına etki etmiştir.

Bilgi toplumunda bilgiyi özenli ve yerinde kullanmak hem bireyler hem kurumlar için ayrıcalıklı olma durumudur.

Son zamanlarda bilgi kavramıyla alakalı hassasiyet oluşmuş ve bilgi, hayatın her aşamasını etkileyecek bir unsur olarak görülmeye başlanmıştır. Konuyla alakalı değerlendirme yaparken konunun her iki boyuttan irdelenmesi gerekmektedir. Öncelikle bilginin öneminin yeterince anlaşılmasına dair sorgulamaların yapılması gerekir. Bilginin ya da bilimsel bilginin hayattan koparılamayacak nitelikte ve hem bireysel hem toplumsal ihtiyaç olarak görülmesinin sağlanması üzerine gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Yani bilimsel bilginin yatay ilerlemesinin önünü açacak gelişmeler gerekmektedir. Yanlış bilgi, algı gibi olumsuz etkileyici unsurların toplumdan arındırılması önemli bir görevdir. Bilinç oluşturmak; elit olarak bilgiyi sahiplenip toplumda sınıflar oluşmasının istemekten daha adil ve yapıcı bir tutum olarak görülmelidir. İkincil olarak ise bilginin araçsallığın kavranması üzerine zihinlerin aydınlatılması da çağımızın sorunlarına yönelik bir çözümdür. Bilimsel bilgi; insan ve toplumların iyileşmesi, farkındalık oluşması, değerlenmesi için bir araçtır. Bu tür bilgilerin sadece edinmek için edinilmeleri ya da amaç olarak görülmeleri birçok farklı sorunların doğuşuna etki etme kabiliyetini barındırmaktadır. Yani bilginin değerinin toplumsal farkındalığın oluşmaması ile bilginin yüceltilip hegemonik amaçlar uğruna kullanılması bilginin önemine dair iki sorun olarak görülmektedir.

Bilgi toplumunda inovasyon yapmak artık işletmeler için hayatta kalabilme koşuludur. İnovasyon sadece ürün üretmek değil fikirden başlanarak ürünün pazarlamasına dek süren prosesin tümünü kapsamaktadır. Yukarıda ifade edildiği üzere bilginin araçsallığı inovasyon yönetiminde de bulunmalıdır. Yani inovasyon yapılırken kazan-kazan stratejisi ile toplumsal-bireysel değerler benimsenmeli ve sosyolojik bağlam önemsenmelidir.

Yapılan yenilikler ise insanlar ve topluluklarda değişim ihtiyacı doğurmuştur. Bir çağın ait olduğu değerlere sahip olmayı dilemek en doğal istektir ve bu istek kendiliğinden bir oluşumun sonucudur. Bu nedenden dolayı değişim için değişmeyi dilemek yani bilgi toplumunun zorunluluğu olduğundan bilgiye sadece sahip olmayı istemek ya da bilgiyi edinmiş izlenimi yaratmak için dilemek bilgi çağında gerçekten işe yarayacak yeniliklerin önünü tıkamaktır. Bilgi çağının geleceğinde bir sonraki adım bu yanlışların üzerine gitmek olacaktır.

 




KAYNAKÇA

 

Ames, E. (1961). Research, Invention, Development and Innovation. The American Economic Review, 51(3), 370-381. Retrieved from http://www.jstor.org/stable/1814165

 

Aydın (1997). Turgay Aydın, Bilgi Toplumu ve Demokrasi, Trabzon, 1997, Efor Masaüstü Yayıncılık.

 

Başaran, F. (2010). İletişim Teknolojileri ve Toplumsal Gelişme: Yayılmanın Ekonomi Politiği. Ankara: Ütopya.

 

Chaix, J. ve Ruy (2000). Nietzsche yaşamı ve felsefesi (1. baskı). (L. Çinlemez ve N. B. Serveryan, Çev.). İstanbul: Çiviyazıları Yayıncılık

 

Copleston F. (2000). (4. baskı). Felsefe tarihi, çağdaş felsefe tarihi, Hegel (A.Yardımlı, Çev.).İstanbul: İdea Yayınevi.

 

Çalık, D., & Çınar, Ö. P. Geçmişten Günümüze Bilgi Yaklaşımları Bilgi Toplumu ve İnternet.

 

Denkel, A., & Atalay, A. H. (1997). Düşünceler ve gerekçeler: Felsefe yazıları. Göçebe.

 

Dikeçligil, B. (2010). Bilimsel paradigmaların oluşumunda ve dönüşümünde sosyolojik bağlam. Toplum Bilimleri, 4(7), 53-61.

 

Erkan, H (1997). Bilgi toplumu ve eko-

nomik gelişme (3.baskı). Ankara: Türkiye İş

Bankası Kültür Yayınları

 

Freemaan, C., and Soete L. (2004). Enformasyon Toplumu ve İstihdam, 17. Bölüm, Yenilik İktisadı,5.Basım,Tübitak Yayınları,Ankara.

 

Geray, H. (2003). İletişim ve Teknoloji Uluslararası Birikim Düzeninde Yeni Medya Politikaları, Ankara: Ütopya Yayınları, s. 120.

 

Gökberk, M. (1999). Felsefe tarihi (11.

baskı). İstanbul: Remzi Kitapevi

 

Hançerlioğlu (2001). Orhan Hançerlioğlu, Toplumbilim Sözlüğü,

İstanbul, 2001,Remzi Kitabevi.

 

OECD ve Avrupa Birliği (2005). Oslo Klavuzu. Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler, Üçüncü Baskı, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, Ankara

 

Özlem, D. (2003). Felsefe ve doğa bilimle-

ri (3. baskı). İstanbul: İnkılâp Kitapevi.

 

Rukancı, F., & Anameriç, H. (2004). Bilgi toplumu ve toplumun bilgilenmesinde kütüphanelerin rolü.

 

Sakaryali, A.M.D. (2004). İnovasyon ve Risk Sermayesi.Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi,183-210

 

Schumpeter, J. A. (1939). Business cycles (Vol. 1, pp. 161-74). New York: McGraw-Hill.

 

Taymaz, E. (1993). “Sanayi ve Teknoloji Politikaları: Amaçlar ve Araçlar”. ODTÜ

 

Toffler, Alvin (1992). Yeni Güçler Yeni Şoklar, Türkçesi: Belkıs Çorakçı, İstanbul: Altın Kitaplar

 

Torun, İ. (2003). Endüstri toplumunun oluş-

masında etkili olan iktisadi ve sina-i faktörler. İk-

tisadi ve idari bilimler dergisi, cilt 4, sayı 1

 

 

TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU (2002).

Bilgi Toplumu Politikaları Üzerine Bir Değerlendirme (Dünya ve Türkiye),

Ankara: Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu,

 

Trott, Paul (2005); Innovation Management And New Product Development, 3rd Edition, Prentice Hall Inc. USA.

 

Ünal, Y. (2009). Bilgi toplumunun tarihçesi. Tarih Okulu, 5, 123-144.

 

Yenilmez, E. H. (1993). Bilgi Toplumu Olgusu ve Türkiye Hedef 2000 Yılı. İstanbul, İstanbul Üniversitesi.

 

Yücel, İ.H. (1997). Bilim-Teknoloji Politikaları ve 21. Yüzyılın Toplumu, Devlet Planlama Teskilatı Yayını, Ankara.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.