1. YAZARLAR

  2. Ali BAYRAMOĞLU

  3. Bildiri, tepkiler, sonuçlar...
Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU

Karar
Yazarın Tüm Yazıları >

Bildiri, tepkiler, sonuçlar...

A+A-

Kürt meselesiyle ilgili Türkiye'ye yönelik haksız ve hakikati yansıtmayan bir iddia, bir imaj var.

Bir hüküm gibi ortada dolaşan, “sivil halkın devlet tarafından bilinçli ve planlı bir katliama uğratıldığı” iddiası, özellikle ülke dışında git gide yaygınlaşıyor. Bu iddia, Zizek, Chomsky, Butler gibi etkili isimler tarafından kesin ve keskin bir şekilde savunuldukça, onların saygınlık ve kimlikleri üzerinden sanal ama etkili bir“gerçeklik referansı”na dönüşüyor.

Judith Butler, binlerce kilometre uzaktan mutlak bir hakikatten söz edercesine ve mutlak hakikati temsil edercesine kendinden emin şekilde, “dünya, Türkiye'nin neden sivillere savaş açtığını bilmek zorunda…” diyebiliyor örneğin… Noam Chomsky,“Türkiye'nin IŞİD'e karşı savaştıkları için Kürtlere yönelik suç işlediğini” ima edebiliyor.

Ancak, kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın, iddia sahibi kim olursa olsun, bu tür olaylarda hakikati çıplak hale getiren zamandır.

Nitekim Türkiye bu iddialar karşısında, yöneticisi, yargısı, medyasıyla olgun ve farklı davranmayı bilse, bu iddiaların ölçüsüz ve haksız olduğunu söylemekle, bunu kanıtlamaya soyunmakla yetinse, bir süre sonra sahipleri de bu iddiaların “göle maya çalmayı andırdığını anlayacaklar. Yaşanan sıkıntıların keyfi hak ihlallerinden çok, güç politikasından, örgütün silahlı ayaklanmasından, halkı rehin almasından ve şehirleri her tür ihlalle açık güvenlik sahaları haline çevirmesinden kaynaklandığı kavrayacaklar.

Ama öyle olmuyor.

Buna fırsat kalmıyor.

Devlet başkanından yargıya uzanan bir çizgide, akademisyenler bildirisinde olduğu gibi bu ve benzer iddiaları bir “suç nesnesi”haline getiren, haksız ve dayanıksız da olsa eleştiriyi, eleştirel tartışmayı bir ihanet olarak tanımlayan sistem, bu iddiaların lehine bir faaliyet gösteriyor.

Bu kadarla da kalmıyor. Bildiriye verilen resmi tepkinin dozu, devlet başkanın işaretiyle açılan idari ve adli soruşturmalar demokratik düzenin gerektirdiği doğal ve sert bir reaksiyon sınırını aşıyor, aksi fikre ya da karşı propagandaya yaptırım ve cezalandırma gibi ölçüsüz araçları ifade etmeye başlıyor. Bu oranda da baskıcı bir iklimi ve imajını kendi başına üretiyor.

Yazının devamı için tıklayın >>


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.