1. YAZARLAR

  2. Mücahit Bilici

  3. Beyaz kefen, siyah önlük
Mücahit Bilici

Mücahit Bilici

Yazarın Tüm Yazıları >

Beyaz kefen, siyah önlük

A+A-

Devlete hakim olagelmiş resmi ideoloji Mustafa Kemal’i putlaştırdığı için daralma anlarında türbesi ziyaret edilir. Bu inanca Kemalizm deniyor. Ancak daha ilginç olan devletten uzakta olup da devlete yaklaşan insanların, devlete yaklaştıkça cemallenir gibi Kemal’leşmesidir. Zaman ve Yeni Şafak gibi gazetelerin Mustafa Kemal referans ve resimli anmalarının 90’lardan bu yana evrimi incelenirse bu çok net görülür.

Kırılamayacak kadar büyük bir put inşa ederseniz, sizden sonrakilerin o putu hayra yormak, yani kendilerine yontmak dışında fazla bir seçenekleri kalmaz. (Kutsallaşmış yanlışların, tevilden gayri kurtarılma imkanı yoktur.)

Nitekim CHP tabanı çağdaşlık ezberi için “Ata”-türk vurgusu yaparken, anti-emperyalizm hikayelerine teşne zamanlar ve kesimler için Atatürk’ün “kalpak”lanması gerekiyor. Aynı şekilde bugünün dindar cumhuriyetinde de Mustafa Kemal’in zekice sahiplenildiğini görüyoruz: Gazi Mustafa Kemal Paşa. Bir isimde kemali son’da ve sonradan eklenen Ata-türk gibi iddialı bir soyadda değil de kullanışlı bir lakap olarak hayra yorulmaya takati olan bir dini motifte buluyoruz: Gazi. Erdoğan’ın konuşmalarında M. Kemal’in Gazi Mustafa Kemal haline gelmesi bu açıdan ilginçtir.

Putlaştırmadan nasibini alan hadiselerden biri de Mustafa Kemal’in ölüm yıldönümüdür. 10 Kasım yine evlere şenlik hüzünlerle idrak edildi. Tarihe geçen ve geçmesi gereken anma eylemi ise yaşlı başlı Kemalist amca ve teyzelerinilkokullarda eskiden giyilen (şimdiki durum nedir, bilmiyorum) siyah önlükleri giyip “Andımız” denilen biat ezberini okumalarıdır. Sembolik değeri paha biçilmez bir antropolojik vesika olan bu etkinliğin resim ve videolarında büyük bir vecd ile çocukluğa dönüş arzusu görülüyor. Esra Özyürek’in “modernlik nostaljisi” dediği bu tarz tarihin 20’li 30’lu yıllarına veya kendi bireysel tarihinin ilkokuldaki akıl-baliğ olunmayan “Atatürk’lü anlar”ına duyulan özlemi yansıtıyor. Başöğretmenlerini yitirmiş yetim ilkokul öğrencileri gibi ağlaşmaları bir açıdan samimi bir hal. Böyle “akıl”dan ve “imtihan/yüzleşme”den kaçışı sağlayan bir “primordial” dönüş arzusunun insanlarda varlığı normal.

Siyah önlük, sadece televiyonların değil herşeyin siyah ve beyaz olduğu, demokratik sorumluluk denilen medeni münasebetin kapsama alanına daha girilmeyen sorumsuz bir “çocukça”lığı ifade ediyor. Mesiyanik bir kurtarıcı ve kurtuluş/ilerleme sanrısının içinde olmanın lezzetinin hissedildiği o eski anlar, ah bir geri gelse!

İstibdadın akla düşmanlık ettiğini biliyoruz. Düşünme, sorgulama yerine ezberleme ve tekrarlama beklenir. Onun için bütün otorite kurma çabalarında evrad-ezkar, ve and-mars lüzumu dikkat çekicidir.

90’li yılların sonunda Birikim dergisinde çıkan bir yazımın başlığı Kemalizmin bu çocuklaştırıcı didaktikliğini dile getiriyordu:“Öğretmen Cumhuriyet’te Mazbut Demokrasi.” Bugün devletin dindarların eline geçmesiyle birlikte devlet demokraside inzibata devam ederken, dindar cumhuriyetin kimi gençleri de beyaz kefene girmeyi kahramanlık olarak görüyor. İktidarı kaybetmiş ilerilerin geriyi (çocukluğu), iktidarın şehvetiyle tutuşan gerideki gençlerin de ileriyi (ölümü) arzulamasıdır sırasıyla siyah önlük ve beyaz kefene bürünme.

Siyah önlük içindeki rüküş Kemalizm kadar iktidar pastasının tadını alıp çılgına dönen “reis”çi gençlerin masaörtülerindençakma beyaz kefenleri de sathi ve sahte. Çünkü bu satıhtaki önlüğün altında hakedilmemiş bir imtiyazlı geçmiş, kefenin altında ise tam tekmil bir dünyevi iktidar ve ikbal ihtirası var.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.