BDP-HDPnin İlkel CHP ile İlkeli İttifakı
CHP zihniyeti ile şekillenen devletin “ilkel” resmi ideolojisi, her türlü düşmanlığı ve zulmü Kürtlere reva gördü. Kürtlere, dağı tek alternatif kılan da CHP’nin bu ırkçı, faşist dolayısıyla “ilkel” zihniyetidir.
Bu, “ilkel” resmi ideolojisi Kürtleri, annelerinin emdikleri sütü, fitil fitil burunlarından getirerek adeta doğduklarına pişman etmiştir.
Dahası, 90 yıllık cumhuriyetin temel felsefenin de kurucusu ve mimarı, CHP’nin köhne zihniyetidir.
Kısacası, kendi meşrebine göre vatandaş inşa etmek için ırk ve din tayin eden bu despotik ve patolojik zihniyet, zulüm etmede sınır tanımadı.
İşte BDP’nin, Türkiye’nin batı versiyonu olan HDP, CHP’nin bu “ilkel” zihniyetiyle “ilkeli” anlaşma yapacağını planlamaktadır.
Ziyadesiyle paradoks ve izaha muhtaç olan da Kürtler için “ilkellikte” sınır tanımayan bir parti ile Kürtler için mücadele verdiğini söyleyen bir partinin hangi etik temelde “ilkeli” bir anlaşma yapacağıdır. Nitekim ilkeleri de CHP’nin İstanbul Belediye başkan adayının “kente” karşı suç işlememiş birinin olmasıdır. Yani anlayacağınız “Kürtlere” karşı suç işlemeleri hiç önemli değil. Esasında bu; kenti, Kürtlere tercih etmenin tezahürüdür.
Bu trajikomik durum, tek kelime ile Kürtlerin acılarıyla dalga geçmektir.
Zira böylesi bir ittifak, Kürtlerin lehine olmayacağı gibi, Kürtlere düşmanlık etmiş bir zihniyete güç kazandırmaktan öte bir anlam da ifade etmiyor.
Ayrıca Türkiye’nin partisi olma iddiası ile kurulan HDP‘nin Türkiye’nin Kürdistan’ında tabela partisinden ibaret olan bir CHP ile flört etmesi, HDP’ yi belki homoseksüellerin partisi yapar ama zinhar Türkiye partisi yapmaz.
Dahası kelin ilacı olsa başına sürer misalidir HDP, CHP ittifakı. Zira CHP’nin kendisi Türkiye partisi olmayı beceremediği aşikârdır.
Şayet bu ittifakın temelinde yatan esas hedef, Ak Parti düşmanlığı ise bu durum kendi içinde paradoksal bir çıkmazdır.
Zira 90 yıllık cumhuriyettin son 10 yılında yani Ak Parti ile Kürtlerin inkârı son buldu. Ve Ak Parti ile bu son 10 yılda Kürtler ulusal haklarını kısmi de olsa kazanmaya başladılar. Geriye kalan seksen yılda devlete egemen olan CHP zihniyeti, Kürtleri asimile, inkâr ve yok etme adına her türlü ahlaksızlığı yaptı. Dahası 80 yıl boyunca CHP zihniyetinin yaptığı büyük tahribatın hesabı Ak Partiye değil, esas CHP’ye sormalı.
Bu son 10 yılda Ak Partinin affedilmez birtakım hataların temelinde bile devlete egemen olan ve resmi ideolojiyi şekillendiren Kemalist zihniyetin derinleştirdiği tahribatın büyük etkisi var.
Evet, bu her 2+1 partinin en temel ortak paydaları ve karakteristik özellikleri seküler olmalarıdır. Ve en temelde bu her 2+1 partinin/zihniyetin temel amacı, inançlı ve dindar insanları kendi zihniyetlerine dönüştürmektir.
Özellikle BDP-HDP’nin temel amacı, devletin despotik ve hukuk dışı uygulamalarıyla mağdur ve mazlum olmuş Kürtlerin ulusal haklarını öne çıkartarak Kürtleri sekülerizm potasında eritip dönüştürmektir. Bu, tıpkı CHP zihniyeti misali kendi zihniyetine göre Kürt inşa etmektir.
İşte nasıl ki CHP kendine göre vatandaş inşa ederek bu ülkede iktidar olamadıysa, BDP-HDP de Kürtlerin geleneksel ve İslami değerlerine sırtını dönerek ve hatta saldırarak yanına alamaz.
Hele Kürtlere “ilkelikte” sınır tanımayan bir CHP ile “ilkeli” kılıfı altında ittifaklar kurmak, Kürtlere yapılacak en büyük yanlıştır. Nitekim PKK-BDP bir “sonuçsa,” bunun “nedeni” CHP zihniyetidir. Ve en acısı, “kente” karşı işlenen suçun, “Kürtlere” karşı işlenen suçtan daha büyük görülmesi manidarlığıdır.
Evet beyler, “CHP ‘nin “kente” karşı suç işleyip işlemediğini bilmem” ama Kürtlere karşı zilanda, dersimde ve hatta şeyh Said’e, seyit Rıza’ya karşı dahası 90 yıl boyunca Kürtlere karşı CHP zihniyetinin suç işlediğini hatırlatmak isterim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.