1. YAZARLAR

  2. Zeki Savaş

  3. Güney Kürdistan'ın Ağırlığı
Zeki Savaş

Zeki Savaş

Yazarın Tüm Yazıları >

Güney Kürdistan'ın Ağırlığı

A+A-

Irak'ta sekiz ay süren hükümet bunalımı, Mesut Barzani'nin ev sahipliğinde Erbil'de çözüldü. 8 Kasımda bütün grupların liderleri Güney Kürdistan'ın merkezi Erbil'de uzlaşı sağlayabildi. Bunun ne anlama gediğine yazının devamında değineceğim.

9 Kasımda Bağdat'ta yapılan toplantıda bir gün önce Erbil'de alınan kararlar hayata geçirilmek istendi ama perşembeye ertelendi. Perşembe günü Irak meclisi Allavi'nin grubundan üsame el-Necefi'yi meclis başkanlığına seçti ve arkasından cumhurbaşkanlığı için tek aday olan Celal Talabani için oylama yaptı. Allavi'nin grubu, Talabani'nin düşük oyla seçilmesi için meclisi terk etti.

Irak anayasasına göre cumhurbaşkanı, birinci turda milletvekillerinin üçte ikisinin oyunu alması gerekiyor. Seçim ikinci tura kalırsa, milletvekillerinin yarıdan bir fazlasının oyuyla cumhurbaşkanı seçiliyor. Birinci turda gerekli olan 216 oy sağlanamayınca ikinci turda 195 oyla Celal Talabani yeniden Irak cumhur başkanı olarak seçildi.

Talabani, cumhurbaşkanı seçilmesinin hemen arkasından vakit kaybetmeden Nuri el-Maliki'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi.

İç ve dış dengelerin uzlaşamaması sonucu Irak sekiz ay boyunca siyasi istikrarsızlık içindeydi. Sekiz aylık bilek güreşinin Erbil'de sona ermesinin sonuçlarına gelince…

Erbil toplantısı, Irak'ın siyasi sisteminde Kürdlerin ve Güney Kürdistan'ın önemli bir ağırlığa sahip olduğunu gösteriyor. Bir bakıma Bağdat'a giden yolun, Erbil'den geçtiği söylenebilir. Kürdlerin, dışarıda Amerika ve İran, içeride de Şii ittifakla olan iyi ilişkileri, onlara siyasi istikrarın sağlanmasında stratejik bir konum kazandırmış gözüküyor.

Irak'taki siyasi istikrarsızlığın en önemli nedeni Amerika, Arabistan, Körfez ülkeleri ve bazı Batı ülkelerinin laik olarak nitelendirdikleri Allavi'yi başbakan yapma istekleriydi. Dışarıda İran, içeride Şii ittifakı bu isteme şiddetle karşıydı. Kürdler de Allavi'ye Baasçıların dönüşüne yol açar kaygısıyla temkinli yaklaşıyordu. Sonuçta dışarıda İran, içeride Şii-Kürd ittifakı siyasi bilek güreşini kazandı.

Amerika el-Necefi'nin meclis başkanlığına seçilmesini zafer olarak göstermeye çalıştı ve İran'ın bu konuda geri attım attığını ileri sürdü. Oysa ki, baştan beri Kürdler ve Şiiler meclis başkanının Allavi'nin listesinden seçilmesini önermişlerdi. Amerikalılar yeni hükümette cumhurbaşkanının ve meclisin yetkilerinin artacağını, Maliki'nin artık başkomutan sıfatını taşıyamayacağını dile getiriyorlar. Meclisin yetkileri artsa bile, meclisin kahir ekseriyetini Şii-Kürd ittifakı oluşturuyor. Nitekim el-Irakiye grubunun meclisi terk etmesi, Talabani'nin cumhurbaşkanı olarak seçilmesini engelleyemedi.

Daha iki ay önce Amerika'nın Bağdat Büyük Elçisi, yabancı ülkelerin elçileriyle yaptığı toplantıda, 'Kesinlikle ne Talabani yeniden cumhurbaşkanı olabilecek ne de Maliki başbakan' demişti. Amerika'nın Irak'taki hesabı tutmadı ve siyasi oyunda kaybedenlerden oldu. Avrupa'nın bazı önemli gazeteleri Irak'taki siyasi uzlaşmayı, Amerika'nın Irak'taki güneşinin batışı olarak değerlendirdi. Arabistan'daki Riyad gazetesi de benzer değerlendirmede bulunarak Amerika'nın Irak'ta büyük bir yenilgi aldığını yazdı. Öte yandan Sadr grubundan Kusey Süheyl'in Meclis başkanı ikinci yardımcılığına getirilmesi de Amerika'yı kaygılandıran bir başka konu olarak değerlendirilmektedir.

Cumhurbaşkanının yetkileri artsa bile, sonuç yine değişmiyor. Amerika, Irak siyasetinde İran'a yenik düştüğünü bir şekilde gizlemeye çalışıyor.

Erbil konsensüsü, Irak'ta Şii-Kürd ittifakının siyasi istikrarı sağlayabileceğini, bu ittifakın belirli bir olgunluk düzeyine ulaştığını göstermektedir.

Erbil konsensüsü, dış siyasette Amerika-Arap çizgisine yakın, düşünce olarak da laikliği belirgin olan bir hükümet yerine düşünce olarak mütedeyyin, siyasi yelpazede de dışa bağımlılıktan çok yerel olma özelliğini taşıyan bir hükümetin devamından yana şekillenmiştir.

Saddam rejiminin yıkılmasından beri öne çıkan Şii Araplar ile Sünni Kürdlerin ittifakı Erbil toplantısıyla pekişmiş durumdadır ve bu ittifakın uzun süre devam edeceği kuvvetle muhtemeldir. Irk ve mezhep farkı olan bu iki kesimi bir araya getiren en önemli neden, iki kesimin Baas yönetimi boyunca büyük mezalimlere maruz kalmış olmalarıdır. Sünni Kürdler ve Şii Araplar, çektikleri acıları uzun yıllar unutmayacaklardır.

Amerika ve Arabistan, Irak siyasetinde başarısız kalınca teselliyi Allavi'ye 'Irak Milli Güvenlik Konseyi' makamını oluşturmakta buldular. Bu makamın ve başında yer alacak olan Allavi'nin Nuri el-Maliki'yi tahdit edeceğini ve artık Maliki'nin eski gücünü bulamayacağını söylüyorlar. Halbuki, güvenlik konseyinin yetkileriyle ilgili henüz üzerinde mutabakat sağlanmış değil. Sadece böyle bir kurumun teşkili konusunda bir mutabakat var. İçeriği ve yetkileriyle ilgili ne Kürdler ne de Şii ittifak kimseye bir taahütte bulunmuş değildir.

Geçen sekiz ay içinde Irak'ta çok vahim hadiseler yaşandı, korkunç terör olayları gerçekleşti. Bu olaylarda Amerika ve Arabistan'ın parmağı vardır. Allavi'yi başbakan yapmak için el-Kaide ve Basçıları terör olayları yapmaya yönlendirdiler.Şii Araplar, geçen sekiz ayda en az yirmi şahsiyetin Amerika'nın teşvik ve yönlendirmesiyle terör edildiğine dair belgelere sahiptirler. Hükümetin kurulmasından sonra konuya ilişkin belgelerin ifşası ve Amerika aleyhine hukuki sürecin başlatılması muhtemeldir.

Önümüzdeki dönemde geçen sekiz aydaki pazarlık sürecinin perde arkasıyla ilgili yeni tartışmaların ve hesaplaşmaların açığa çıkmasına tanık olabiliriz.

Amerika'nın Bölge ve Irak üzerindeki emelleri devam ettikçe, Irak'taki siyasi atmosfer hareketliliğini koruyacaktır.

Erbil toplantısı, Irak'ın siyasi geleceği açısından bir dönüm noktası sayılır. Irak ile ilgili nihai kararı verecek olan Şii Araplar ile Sünni Kürdlerdir. Dışarıdan ise Amerika ve İran etkili olmaya devam edecektir. Amerika Allavi ve el-Irakiye grubu vesilesiyle bir yandan etkinliğini arttırmaya öte yandan da Baasçıları farklı kılıf ve yöntemlerle etkili makamlara getirmeye çalışacaktır. Ahmet Çelebi bu konuya ilişkin Amerika'nın Talabani üzerindeki baskısını ve Talabani'nin buna tepki gösterdiğini ifade etti. Şii-Kürd ittifakının Basçıların geri dönmemeleri konusundaki kararlılığı, Amerika'nın çabalarını etkisizleştirebilir.

Gelişmeler, Güney Kürdistanın Irak siyasetinde gittikçe belirginleşen bir rol üstleneceğini şimdiden göstermiş durumdadır.

                                ***

İslam ümmetinin ve bütün dostların Mübarek Kurban Bayramını tebrik eder, adalet ve özgürlük içinde nice bayramların idrak edilmesini Allah u Tebareke ve Teala'dan niyaz ederim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.