1. YAZARLAR

  2. Adem ÇINAR

  3. Başkanlık sistemi içinde Kürt sorununu çözülür mü?(I)
Adem ÇINAR

Adem ÇINAR

Yazarın Tüm Yazıları >

Başkanlık sistemi içinde Kürt sorununu çözülür mü?(I)

A+A-

 

                Başta belirtmek gerek 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Evet”  çıktığı vakit, kronikleşen bütün sorunlarımızı yeni sistem hemen çözecek diye bir şey yok. Aynı şekilde “Hayır” çıkarsa da muazzam yeni sorumlarla karşı karşıya kalmayacağız. Referandumda çıkacak Evet/ Hayır, ülkedeki hain veya ihanetçileri de tek tek ifşa etmeyecek. Referandumda çıkacak sonuç siyasi gerilimleri artırabilir fakat toplumsal düzeyde insanlar günlük hayatlarına devam edecekler. 17 Nisan’dan sonraki günler, 16 Nisan’dan önceki günlerden büyük farklar taşımayacak.

 

      Referanduma sunulan maddelerin anlamı ve amacı: Yeni bir yöntemle devlet yönetmek,  doğacak yeni sorunlar ile var olan sorunları çözmek için karar mercilerini azaltmaktır. Bu tabir Hayır kanadına yetecek bir cümle değil. Fakat ilerlemeyi engelleyen ve ülkeye kambur olan sorunlar, alınan bütün risklere rağmen şimdiye kadar sadece hafifletilebildi. Yeni bir yönetim değişimi sorunların çözülmesini kolaylaştırabilir denilerek referandumun alt yapısı hazırlandı.  Denenmemiş bir sistem değil. Her değişimin riskleri olduğu gibi bunun da var.  Ama bilinen bir gerçek var mevcut olan yönetim tarzının engelleyici ve ikili güç etkeni, yeni sistemle ortadan kaldırılmanın adımları atıldı. Demokratik temsiliyetleri artırmak için de vekil sayısı 550’den 600’e çıkarıldı.

 

      Halı hazırda olan sistemin değişim ve reformlar karşısındaki engelleyici tarafları çok fazla.  Mevcut sistem değiştirilmediği sürece hangi blok hükümet kurarsa kursun, en başta askeri vesayetin gölgesini her zaman ensesinde hissedecek. Yeni teklifte disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak maddesinin getirilmesi,  askeri yargıya düzenleme getiriyor.  Böyle bir madde demokrasinin ve istenilen demokratik açılımların önünü de açıyor. Vesayetin resmi boyutta azaltılması için önemli bir değişim. Fiiliyatta ise vesayetin darbelere girişmeyeceğine kimse garanti veremez. Osmanlı’nın en güçlü olduğu dönemlerde dahi darbeler olmuş, askeri darbelerle 11 padişah değiştirilmiş.

 

      Yapılan ikinci değişim yasama ve yürütmeyle ilgili olan kısımdır. Bu madde karar mekanizmasını en yukarıya, yani başkan olana taşıyor. Mevcut olan sistemde yapılmak istenen değişimler ile alınan ani kararlar gecikmeye ve ikili güç etkenine takılıyordu. Bir ülkenin anayasasında her şey olacak diye bir kaide olmaz. Belli çerçevelerde, uluslararası benzerliklere özel maddeler eklenilerek her ülke anayasasını oluşturur. Beklemediği büyük sorunlarla karşılaştığı vakit anayasası soruna çözüm bulmasa, ek ilavelerle sorunları çözmeye çalışır. Sorun tekrardan çözülmezse yargıyı delme yolu aralanılır veya yargının açığından faydalanır. Yasama,  böyle bir durumda sorunlar çözülünceye kadar ya yumuşatılır ya da yasamanın olayı görmezden gelmesi sağlanılır. Benzer bir uygulamayı Kürt açılımı karşısında 2009’da Mahmur’dan gelen 34 kişi için Ak Parti hükümeti kullandı. Gelenlerin yargıya takılmamaları için özel mahkemeler kuruldu. Fakat yargılama esnasında emsal bir örnek olmadığından 13 kişi tutuklandı. Böylece atılan çözüm adımları başlamadan bitti. Olayın şova döndürülmesi ise yargının esnekleşmesine engel oldu, yasama ise olayı tamamen yargının eline verdi.

 

      2013 yılında Kürt açılıma yönelik atılan adımlar ile İmralı’ya heyet gönderilmesi de anayasada karşılığı olmayan bir maddeyle gerçekleştirildi. Atılan adımların yasal karşılığı olmadığından olay istenilenden daha yavaş yürüdü.  Oysa yasama olayı kanunlaştırsaydı, yargının işi de kolaylaşacaktı. Olay belki de bu günkü konumdan daha farklı değerlendirilecekti.

 

***

        Ak Parti hükümetinin yaptığı reform niteliğindeki birçok değişimin anayasada karşılığı bulunmuyor. Reformların yasal güvenceleri yok denilecek kadar az.  Çoğu reformlar risk alınarak yapıldı. Başörtü serbestiyeti, Kürtçe’nin seçmeli ders olması, Kürtçe kanal açılması,  andımızın kaldırılması, Kur’anı Kerim ve siyer derslerinin okullarda öğretilmesi gibi reformların geleceği tehdit altındadır.  Yeni sistemde umut edilen bu tür reformların yargıya takılmadan yasallaştırılmasıdır.  Yönetmelik ve tüzüklerle bu tür reformlara engel görülen yasaların değiştirilmesi, reformlardan verim alınmasıdır. Yoksa bu tür reformlar yasal güvence altına alınmadığı vakit, üniter devlet yapısına ve devletin bölünmez bütünlüğüne tehlike olarak değerlendirip kaldırılabilir.

 

       Yukarıdaki örnekleri vermenin nedeni anayasal engellerin reformlar karşısında her an oluşturulabileceğindendir.  CHP, 2009 yılında devletin ödediği sendika aidatlarının iptali için anayasa mahkemesine dava açtı. Anayasa mahkemesi sendika aidatlarını iptal edince, hükümet farklı formüller geliştirdi.  Anayasa iptalinden dolayı sendikalı memurlardan tekrar aidat kesildi. Fakat hükümet yeni formülle sendikalı memurlara üç ayda bir belli bir ödeme yapılacağı yönünden kanun çıkardı. Kısacası iptal edilen aidat önce sendikalı memurdan kesiliyor, üç ay sonrada kesilen aidata denk bir para memura veriliyor.  Böylece önce kes, sonra öde mantığıyla maliyelere sadece iş yükü oluşturuldu.

 

       Benzer bir uygulama da okulların imam hatiplere dönüştürülmesinde alındı. Danıştaya açılan dava sonucunda: Danıştay, valiliklerin okulları imam hatip liselerine dönüştürmesine izin veren yönetmeliği iptal etti, okulların tür değiştirmesi ile okul isimlerinin değiştirilmesini kanuna aykırı buldu. Şuan bu tür davalar çoğaltıldığı vakit dönüştürülen birçok okul kapatılacak, isim değişikleri de geri iade edilecek.

 

      Sonuç itibariyle yapılan her değişimi nimete dönüştürmek de bizim elimizde,  fobi kehanetleriyle felakete dönüştürmek de bizim elimizdedir. Gaibi biz bilmeyiz, ama halka fayda vermeyen mevcut bir sistemde de diretmek yanlıştır. Sistemleri oluşturan ve değiştiren insanlardır, demokratik bir sistemde de halk başındakini seçer ve değiştirir. Nostradamus gibi oturup kehanetlerde bulunmak da kimseye fayda vermez, fobi ve kehanetlerle de sorunlara rota çizilmez. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.