1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Başbakan Yıldırım'dan Yunanistan'a çağrı
Başbakan Yıldırım'dan Yunanistan'a çağrı

Başbakan Yıldırım'dan Yunanistan'a çağrı

Başbakan Yıldırım, "Bizim tavsiyemiz Yunanistan'a, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde, gerginliği artıracak, provokasyonlardan, kışkırtmalardan uzak durmasıdır." dedi.

A+A-

 

 

AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, Marmara Üniversitesi Sultanahmet Rektörlük Binası'nda "Referandumdan Bir Yıl Sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" konulu panelde konuştu.

 

Türkiye'nin, yükseköğretim konusunda AK Parti iktidarlığında son 15 yılda çok ciddi mesafe katettiğini dile getiren Yıldırım, bütün illerde üniversite kurulduğunu, bazı illerde 8-10 üniversite olduğunu söyledi.

Yıldırım, 72 üniversiteden 186 üniversiteye çıkıldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Herhalde bu hafta içerisinde de 8-10 üniversite kuruluşunu daha mecliste görüşeceğiz ve böylece 200'e yaklaşmış olacak üniversite sayımız. Üniversitede okuyan öğrenci sayısı 8 milyona yaklaştı. 8 milyon birçok ülkenin nüfusundan daha fazla. Tabii her ilde üniversite olması, bazıları 'Nam olsun, şan olsun diye her yere üniversite açıyorsunuz, her ile üniversite açıyorsunuz. Bunlar tabela üniversitesi falan.' diye bizi tenkit ettiler, etmeye devam edenler var. Ama şunu bilmenizi istiyorum. Yani üniversite insanların gidip bir şeyler öğrenmeleri, üniversal olaylara, küresel bakış kabiliyeti kazanmaları... Bunda ne zarar var, anlayabilmiş değilim. Üniversitelerimizin en ufağı bile o şehrin adeta bir yaşam merkezi haline getiriyor. Üniversite olan şehirler de lig atlayan bir konuma geliyor. Üniversite olmayan şehir artık hayal edilemiyor. Dolayısıyla örnek vermek gerekirse Erzincan Üniversitesi, Erzincan'ın il nüfusu 85 bin, üniversitesinin nüfusu 30 bin. Bu ne demektir? Nüfusun üçte biri üniversiteden oluşuyor ve şehrin ekonomisine, sosyal hayatına, kültürel hayatına çok büyük katkı sağlıyor çünkü yurt dışından, yurt içinde doğudan, batıdan, Ege’den, Trakya’dan, Karadeniz’den her taraftan insanlar geliyor. O coğrafyayı öğreniyor, oradaki insanların gelenekleriyle, görenekleriyle, yaşamlarıyla ilgili fikir sahibi oluyorlar. 

Doğuyla batının, kuzeyle güneyin kaynaşmasını sağlıyoruz. Ne diyoruz? Biz birlikte Türkiye’yiz. Birlikte Türkiye olmanın da yolu da sadece bulunduğumuz bölgeyi o bölgenin geleceğini düşünmek değil, doğusuyla batısıyla, az kalkınan çok kalkınan yerlerin aynı anda gençlerimiz tarafından bilinmesi, görülmesi ve geleceğin Türkiye tasavvurunun zihinlerinde oluşması." 

"Sayısal uçurumu ortadan kaldırıyoruz"

AK Parti iktidarı süresince bölgesel kalkınma açığını kapatma yönünde çalışmalar yaptıklarını anlatan Yıldırım, "2003 yılında doğu, güneydoğu, bugün terörün en yoğun mücadelesinin verildiği illerimiz ile daha gelişmiş, batı illerimiz arasındaki fark çok fazlaydı. Örnek vermek gerekirse, milli gelir, ortalama 3 bin 200 dolar iken doğu, güneydoğuda 500-700 dolar arasındaydı. Ama milli gelirimiz 11 bin dolara yaklaştığı bir durumda, doğu, güneydoğuda ortalama milli gelir 6 bin 500 dolar üzerine çıktı. Esasında aradaki fark ciddi anlamda kapandı. Yani yarı yarıya kapandı." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, 15 yılda Türkiye genelinde yapılan 16 bin 500 kilometrelik bölünmüş yolun 4 bin 500 kilometresini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptıklarını hatırlattı.

İnternetin, geniş bandın, İstanbul ve Hakkari'de aynı olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla sayısal uçurumu ortadan kaldırıyoruz. Bunun neye faydası var? Terörle mücadeleye faydası var, toplumsal barışa, kardeşliğe faydası var, üniter devlet yapımıza olan güvene, geleceğe olan umuda, gençlerimizin geleceğe bakışlarına büyük faydası var. 2008 senesinde Hakkari'ye gittiğimde orada terör tekrar yoğunlaşmıştı, ciddi bir terör faaliyeti vardı. Sokaklarda insanlar yoktu, çocuklar sokakları doldurmuştu. Etrafımı sardı çocuklar, benimle fotoğraf çektirdiler. Fotoğrafları çektirdikten sonra dedim ki 'Siz bu fotoğrafları nasıl alacaksınız?' 'Goley Bakanım, e-mailden alırız.' dediler. Yani oradaki altyapının gelişmesinin getirdiği bir sonuçtur. Topyekün olarak 15 yılda size önemli bir çarpıcı istatistik vermek isterim. Türkiye nereden nereye geldi? 2003 yılında Türkiye, dünya altyapı gelişmişliği sıralamasında 39'uncuydu. Şu anda nerede? 9'uncu sırada. Gelişmiş ülkelerin içerisine Türkiye şu anda altyapı gelişmişliği bakımından zaten girmiş vaziyette."

Türkiye'nin birçok gelişmiş ülkeden daha iyi altyapıya sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Karayolu altyapımız var. Havayolu altyapımız var. Demiryollarında Avrupa'nın 6. hızlı trenine sahip olan ülkeyiz, dünyada 11. sıradayız. Havacılıkta Avrupa'nın 2. sırasına yükseldik. Dünyanın en fazla ağı olan varış noktasına sahip havayolu şirketimiz var. 304 noktaya uçuyoruz. Daha geniş ağa sahip başka bir havayolu yok. Afrika'da sadece 45 noktaya doğrudan uçuş yapıyoruz. Biz göreve geldiğimizde Avrupa'ya sadece mağrip ülkelerine vardı, Sahra Altına hiçbir uçuşumuz yoktu. Oralara gitmeye kalktığımızda ya İspanya'ya ya Almanya'ya ya İtalya'ya gidiyorduk, onların üzerinden gidiyorduk, 1 günümüz yollarda geçiyordu. Şimdi oralarda 40'tan fazla ülkede büyükelçiliklerimiz var, 45'in üzerinde doğrudan uçuşumuz var." değerlendirmesinde bulundu.

"94 yıllık yönetim alışkanlığımızı değiştiriyoruz"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile herkese hak ettiğini veren bir yapı dizayn ettiklerini düşündüğünü belirten Yıldırım, şunları söyledi:

"Biz mükemmeli arasaydık, iyiyi bulamazdık. Mükemmel iyinin düşmanıdır. İyiyi bulmakla yetindik. İleride aksaklık olursa bundan sonra gelen babayiğitler de bunun gereğini yaparlar. Biz bir adım yaptık. 94 yıllık yönetim alışkanlığımızı, darbelerle vesayetlerle milletin gına getirdiği bir yönetim anlayışını değiştiriyoruz. 1950'ye kadar sayma, zaten kapalı rejim. Cumhuriyetten devam eden, 1950'de bir patlama olmuş. Sıkışa sıkışa milli irade patlamış. O da 10 yıl dayanabilmiş. 10 yıl sonra onu da hizaya getirmişler. 1980'e kadar kıpırdanmalar. 1980'de tekrar bir tokat. Sonra 28 Şubat'ta tekrar bir balans ayarı. AK Parti iktidarında bir kaç teşebbüs daha var. Bu sefer darbe FETÖ'cülerden geldi. Geleneksel vesayet odakları yoruldular, usandılar FETÖ'cülerle istişare ettiler. Oradaki FETÖ'cüler alanı iyi değerlendirdiler günün birinde kafayı kaldırdılar. Demek ki kurumlar, biz burada Cumhuriyet değerlerine karşı hiçbir yapılanmaya göz açtırmayız demeleri bir şey ifade etmiyor."

Yıldırım, FETÖ'nün damarlardaki mikrop gibi her tarafa nüfus ettiğini, kendini son ana kadar hissettirmediğini, hiçbir ilkesi ve doğrusunun olmadığını, sonuç almak için her şeyi mübah sayan, bütün değerleri ve kutsalları da yok eden bir örgüt olduğunu dile getirdi. 

Sistemin geldiğini ve bundan sonraki değerlendirmelerin uyum sürecinin daha sağlıklı yapılmasına katkı sağlayacağını anlatan Yıldırım, "Başbakanlık kalkıyor, onların kurumları ne olacak, nereye gidecek? Bürokrasi nasıl şekillenecek? Parlamento, yürütme ilişkileri nasıl olacak? Yerel yönetimlerle yürütmenin ilişkileri nasıl olacak? İç tüzük meselesi nasıl olacak? Bütün bunlar zaten kurulan komisyonlar marifetiyle çalışılıyor." dedi.

Öte yandan 2018 Ocak ayı işsizlik oranının da açıklandığını, bu oranın yüzde 10,8 olduğunu anlatan Yıldırım, "Diyorlar ki 2017 aralık ayı yüzde 10,4'tü. Şimdi 10,8. Doğru, matematik olarak yanlış değil. Ama bunlar hep bir yıl önceki aynı döneme göre kıyaslanır. O zaman baktığımızda 2017 Ocak'ta neymiş? Yüzde 13. 2018 Ocak'ta neymiş? 10,8. Yani yüzde 2,2 işsizlikte düşüş var. 2017'den, 2018'e daha iyi şartlarda girdiğimizi gösteriyor. Ekonomiyle ilgili de maalesef bu ara fırsatı ganimet bilerek, bazı jeopolitik belirsizlikler, küresel ve bölgesel riskleri fırsat bilerek Türkiye ekonomisi üzerinde de ciddi bir spekülasyon yapma gayretleri var. Bunun farkındayız. Ekonomi yönetimimiz olsun, Merkez Bankamız olsun gündemine hakimdir. Ekonomiyle ilgili göstergelerimiz birçok bizim durumumuzdaki ülkelerden zaten iyi. Gelişmiş ülkelerden de daha iyi konumdadır. Dolayısıyla bunun bilimsel bir gerçekliği yok. Tamamen dedikodular üzerinden, piyasa düzenini bozmaya gayret etme çalışmalarıdır. Bunların hepsi de sonuçsuz kaldığı gibi bundan sonra da aynı olacak. Tedbir almak gerekiyorsa anında gereken tedbirleri almaktan çekinmeyiz."

"Yunanistan'a tavsiyemiz kışkırtmalardan uzak durması"

Panelin ardından bir gazetecinin "Son dönemde Yunanistanlı yetkililerin bölgede gerginliği arttıran açıklamaları var. Dün akşam da Yunanlı gençler Ege'deki bir adaya Yunan bayrağı dikme girişiminde bulundu. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yıldırım, Ege Denizi'nde zaman zaman gerginliği arttırmaya, kışkırtmaya yönelik komşu ülke Yunanistan'ın birtakım faaliyetlerinin olduğunu söyledi.

Son zamanlarda bu ihlallerde artışların göze çarptığını ifade eden Yıldırım, "Özellikle aidiyeti, sahipliği belli olmayan kaya parçaları var. Onlara yönelik Kardak kayalıklarına benzer girişimlerin olduğunu görüyoruz." dedi.

Başbakan Yıldırım, yine Didim açıklarında yerleşim yeri olmayan bir kayalığa Yunan bayrağı dikme girişimi olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Bunun üzerine de sahil güvenlik ekiplerimiz gerekli müdahaleyi yaptılar ve oradan o bayrağı kaldırdılar. Bizim Yunanistan'a tavsiyemiz; iyi komşuluk ilişkileri içinde gerginliği arttıracak provokasyonlardan, kışkırtmalardan uzak durması, komşuluk hukukuna uygun olarak hareket etmesidir. Ülkemizin egemenlik haklarından kimsenin taviz vereceğimizi düşünmemesini özellikle bekliyoruz. Şartlar ne olursa olsun bu yönde yapılacak oldu bittilere, fiili durumlara gereken karşılığı vermeye kararlıyız. Bunun bilinmesini isteriz."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.