1. YAZARLAR

  2. Hasan Cemal

  3. Başbakan Erdoğan mı, Başkan Obama mı?
Hasan Cemal

Hasan Cemal

T24
Yazarın Tüm Yazıları >

Başbakan Erdoğan mı, Başkan Obama mı?

A+A-

Nasıl ki, bu ülkede terörle mücadele ediyoruz derken ifade ve basın özgürlüğünün canına okunabiliyorsa, gazetecilere hapishane kapıları ardına kadar açılabiliyorsa, yeni ‘nefret söylemi’ yasası da özgürlüklerin kısılmasına yol açabilir. Böyle bir tehlike karşısında Başbakan Erdoğan’ın bakış açısı mı, Başkan Obama’nın Birleşmiş Milletler’deki sözleri mi?..

Hazreti Muhammed’e hakaretler içeren Müslümanların Masumiyeti isimli film iğrenç mi?
Evet iğrenç.
Bunu daha önce de yazdım.
Peki, böylesine bir iğrençlik, demokrasileri demokrasi yapan ‘
ifade özgürlüğü’nden yararlanabilir mi?
Erdoğan’ın yanıtı hayır:
İslam’ın yüce değerlerine ve Hz. Peygamber’e hakaret, fikir ve inanç hürriyeti içinde değerlendirilemez.”
Herkes bu görüşte değil.

Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da filmi iğrenç diye niteliyor, ama bu filmin çekilmesi ifade özgürlüğünün içinde olmalı diyor.
Başkan Obama da bu kanıda.

ABD Başkanı, Birleşmiş Milletler konuşmasında filmi eleştirdi, ancak yasaklanamayacağının altını çizdi.
Şu sözler Obama’nın:
“Her gün bana da hakaret ediyorlar. Müslümanların neden rencide olduklarını anlıyorum. Ancak ifade özgürlüğünü savunduğumuz ve ona sahip çıktığımız için bir şey yapamıyoruz. Çok farklılaşmış bir toplumuz. Bu nedenle, ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlama gayretleri kolayca eleştirel duruşta olanları susturmaya ve azınlıkları baskı altına almaya yol açıyor. Nefret söylemine karşı en güçlü silah yasaklar değil, tam tersine daha çok ifade özgürlüğüdür. Bağnazlık ve küfre karşı hoşgörünün sesi, karşılıklı saygı ve anlayışı güçlendirir.”
Tayyip Erdoğan böyle düşünmüyor.
Başkan Obama’ya tepki gösterdi. Filmin ifade özgürlüğüne sokulmasına karşı çıkıyor.
Bana gelince...
Bu iğrenç film konusunda Obama’ya değil, Erdoğan’a daha yakın duruyorum. Böyle filmin ifade özgürlüğünden yararlanmasını doğru bulmuyorum.
Daha önce de belirtmiştim.
Bir çizgi çekmek şart!
Ama nasıl?
Kim, kimler tarafından?
Hangi kriterlere göre?
Örneğin ben Salman Rüşdi’nin 
Şeytan Ayetleri isimli romanını ifade özgürlüğü içinde savunmuştum 1980’lerin sonunda. Ayetullah Humeyni’in çıkardığı ‘ölüm fetvası’nı da kınamıştım.
Dinler de, kutsal inançlar da eleştirilebilir.
Ama tabii üslubu içinde...
Öyle de, bu ‘üslup’un ne olması gerektiği konusu da son derece çetrefil, karmaşık bir mesele.
İnce bir çizgi var.
İpince bir çizgi, aradan geçen. Bu çizgi o tarafa da, bu tarafa da kayabilir.
İfade özgürlüğünü koruyorum, nefret söylemini engelliyorum derken, bir bakarsınız ifade özgürlüğü de ayaklar altına alınmış, eleştirel sesler de susturulmuş, yaratıcılık çiğnenmiş...
Bu da yakın ihtimal.
Örnekleri çok.  
Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla 
Türkiye’de nefret söylemi konusunda yeni bir yasal düzenlemeye gidileceği anlaşılıyor.
Bu beni tedirgin etti.
Çünkü en halishane niyetlerle yola çıkılsa da, hem böyle bir yasanın içeriği, hem de uygulaması ters tepebilir, kötü emellere alet 
olabilir
 diye düşünüyorum.
Bir başka deyişle:
Böyle bir yasa, bu ülkede ifade özgürlüğünden hiç de hazzetmeyenlerin elinde yeni bir baskı aracı haline gelebilir.
Nasıl ki, bu ülkede terörle mücadele ediyoruz derken ifade ve basın özgürlüğünün canına okunabiliyorsa, gazetecilere hapishane kapıları ardına kadar açılabiliyorsa, yeni ‘nefret söylemi’ yasası da özgürlüklerin kısılmasına yol açabilir.
Bu ihtimal var.
Böyle bir tehlike karşısında da, bu sefer Erdoğan’ın bakış açısına yine yakın durmakla birlikte, bu kez Obama’nın sözlerini de önemsiyorum.
Uzun lafın kısası:
İfade özgürlüğü hassas bir konu...
İyi pazarlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.