1. YAZARLAR

  2. Reha RUHAVİOĞLU

  3. barzanî ziyareti kriz mi fırsat mı?
Reha RUHAVİOĞLU

Reha RUHAVİOĞLU

gazeteipekyol
Yazarın Tüm Yazıları >

barzanî ziyareti kriz mi fırsat mı?

A+A-

     güney kürdistan federe devleti başkanı mesud barzanî’nin haftasonu türkiye başbakanı erdoğan ile diyarbekir’de görüşecek olması ahmet türk’ün doğru tahmin ettiği üzere kürtler (ve türkler) arasında tartışılıyor. türk mahallesinde yapılan, ziyaretin çözüm/barış sürecine katkı yapacağı gibi değerlendirmelerin yanında kürt mahallesi daha renkli argümanlarla tartışıyor. öyle ki aynı parti (bdp) içinde bile birkaç farklı yaklaşım görmek mümkün. örneğin bdp genel başkanı selahattin demirtaş “hewlêr kadar diyarbekir de kendi evidir” gibi güzel bir jest yaptıktan sonra daveti bir seçim yatırımı ise dahi kendisinin buna prim vermeyecek deneyimli bir siyasetçi olduğunu ifade ediyor ve beklentilerini “inşallah kürtlerin genel yaklaşımlarını, genel hassasiyetlerini dikkate alan bir pozisyonda olacaktır. kendisinin de diyarbakır ziyareti vesilesiyle vereceği mesajlar kürtlerin birliğine hizmet etmeli, çözüm arayışlarına hizmet etmelidir. ” diyerek dile getiriyor. leyla zana’nın da benzer değerlendirmelerinin yanında diyarbekir büyükşehir belediye başkanı osman baydemir de “kürt halkının evladı olarak barzani'yi diyarbakır'da ağırlamaktan her zaman şeref duyacağını” söylüyor. ama bütün bunlara karşın bdp diyarbakır il örgütü, görüşmenin gerçekleşeceği 16 kasım günü protesto gösterisi yapacağını açıklıyor.

     biz sıradan insanlar gördüklerimiz ve bildiklerimizle amel eder, dünyayı öyle değerlendiririz. ama hepimiz biliyoruz ki siyaset yapanlar gün gün değişen konjonktürü göz önüne almak, öyle davranmak zorundadırlar. hele kürdistan’ın da bir parçası olduğu “ortadoğu” siyaseten bir mayın tarlasında yürümeye benziyor. erdoğan da barzanî de bu görüşme ile kendilerinin hedef alınacağı bir tartışmaya kapı açtıklarının idrakindedirler. ikisi de kar-zarar hesabı yapmış ve diyarbekir’deki görüşmenin kazandıracağı neticesinde ortaklaşmış görünüyorlar.

     eğer bir seçim hesabı varsa; erdoğan’ın barzanî’yi diyarbekir’e davet etmekle kürtler nezdinde kazanması ihtimali kadar yozgat, afyon gibi yerlerde tepki toplaması sonucu da muhtemeldir. pkk-hükümet arasındaki süreçte kürtlerin bir kısmını rahatsız eden “misak-ı millî, türkiyelileşme vs” nasıl siyaseten ise barzanî’nin gelişi de siyasetendir. çözüm sürecine dair kafası karışık olanlar nasıl “başkan’ın bir bildiği var” diye avunuyorlarsa burada da “barzanî’nin bir bildiği var” diye düşünülebilir…

     barzanî, dünyaya açılabileceği yegane kapı olan türkiye ile ilişkileri sıcak tutmak zorunda, erdoğan ise barışık olduğu tek komşusu ile diyaloğu geliştirmek, mümkünse daha çok kazançlı çıkmak arzusundadır. hükümet, pkk ile yürütülen sürecin önemli bir aktörü olan barzanî’nin gelişini, bu süreçte kendi elini güçlendirecek ve yerel seçimlere yönelik bir reklama dönüştürmek hatta rojava konusunda pyd’yi dışarıda bırakacak bir noktada uzlaşmak isteyebilir. ama hükümet böyle istiyor diye böyle olacak değil, ayrıca barzanî kurtlar sofrası olan ortadoğu’da on yıldır dengeleri iyi okuyabilen ve siyaseten kazanmayı başarabilen bir lider. demirtaş’ın da ifade ettiği üzere deneyimlidir, bir propaganda malzemesine dönüştürülmek konusunda tedbiri elden bırakmayacağı umulur. görüşmenin siyasi etkilerini ancak görüşmeden sonra görmek mümkün olacaktır.

     barzanî’nin diyarbekir’e erdoğan’ın misafiri olarak gelmesinin içe sinmemesinin arkasında iki etken var: 2013 newroz’una dtk/bdp tarafından davet edildiği halde icabet etmemiş olması ve rojava konusunda pyd ile anlaşmazlığın aşikâr olduğu bir süreçte geliyor oluşu… bu iki sebep de anlaşılır ve kabul edilebilir. bu sebeple bir kırgınlık da hissedilebilir, normaldir. ama bütün bunlar kürdistan mücadelesinin en değerli aktörlerinden biri olan mesud barzanî’yi itibarsızlaştırma kampanyasına dönüşmemelidir…

     akparti, türkiye cumhuriyeti devleti’ne hükümet eden bir iktidardır. böyle bir      organizasyonu başûr ile bakur kürdlerinin birliğini sağlamak için yapıyor olacağı fikri doğası ile çelişkilidir. bu bağlamda barzanî’nin davet edilmesinin arkasında siyasî bir hesap, seçim yatırımı vs. olabilir, barzanî hata da yapıyor olabilir. lakin hataya hata ile mukabele hatadır: barzanî’nin böyle bir zamanda gelişini yanlış bulanlar başka bir yanlışla mukabele etmemelidir. davet edenler nasıl bir hesap yapıyorsa yapsınlar, -varsa- art niyet bertaraf edilebilir, hesaplar akim bırakılarak bütünleşme imkanı zorlanabilir. kriz sözcüğünün çincede fırsat olarak da okunabildiği söyleniyir. misal dtk/bdp, kelimeyi çincesinden okuyup "kesk û sor û zer" renkleri ile giyinmiş bir milyon insanın ellerinde ala rengîn ile barzanî’yi karşılamaya gitmelerini organize edebilir, böyle bir karşılama hem kdp-pkk/pyd anlaşmazlığına ab-ı hayat olur hem de varsa bir oyun, onu kuranların ellerinde kalmış olur, olmaz mı?

     şivan - ibo düeti üzerine birkaç söz

     erdoğan, barzanî’yi davet ettiği programda şivan perwer ile ibrahim tatlıses’in düet yapacağını açıklayınca zihnimden ibo’nun şivan’dan çalıp türkçeleştirdiği ve bu sayede “imparator” olduğu şarkılar geldi. şivan perwer bundan birkaç ay önce ibo ile görüşmüş, muhabbet etmişti. doğrusu ben kendisi kadar geniş yürekli değilim. ve duygusal davrandığımın idrakinde olarak ifade etmeliyim, bence hikayedeki en kötü nokta şivan’ın ibo ile düet yapacak olması, bunun olmayacağına dair ümitlerimi canlı tutmakta kararlıyım…

     şivan kalp atışlarımıza ritim veren, efsunlu sesi ile ruhumuzu titreten, rüyalarımıza gelen ozanımızdır. onu bir allah dostunu sever gibi severiz. bu sebeple uğruna sürgün olduğu şarkıları türkçeleştiren, asimile eden, isotizmin rol modeli ibo ile düet yapmamalı! yaparsa kızarız, ama ibo için şivan’ı silecek de değiliz…

     twitter/ruhavi


 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.