1. YAZARLAR

  2. Yıldız RAMAZANOĞLU

  3. Barış Sürecinin Şifacı Kadınları
Yıldız RAMAZANOĞLU

Yıldız RAMAZANOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları >

Barış Sürecinin Şifacı Kadınları

A+A-

     "Buluşan Kadınlar", Türkiye’nin dört bir yanından kadınların katılımıyla yaklaşık on üç yıl önce oluşturulan bir e-mail grubu. İnisiyatifin üyeleri her yıl farklı bir şehirde buluşuyorlar.

     Bu toplantılarda iki gün boyunca kendi belirlediğimiz gündem üzerinden dünyanın, ülkemizin, bölgemizin, kadınların meselelerini konuşup Müslüman’a yaraşır bir insanî duruşun nasıl tesis edilebileceğini tartışıyoruz.    

     Ülkemiz yeni bir barış sürecini yaşarken Mayıs ayının son günlerinde Başkent Kadın Platformu’ndan Hidayet Şefkatli Tuksal ve Hazar Derneği’nden Ayla Kerimoğlu başta olmak üzere birçok arkadaşımızın ve sivil toplum kuruluşumuzun katkısıyla Diyarbakır’da toplandık. Adana, Osmaniye, Afyon, Ankara, Antalya, Batman, Muğla, Mardin, Bodrum, Adıyaman, Kahramanmaraş, Bursa, Diyarbakır, Malatya, Konya, Urfa, Gaziantep, İzmir, Eskişehir, Tekirdağ, Hakkâri, Van gibi neredeyse 81 ilden gelen yaklaşık 300 katılımcı “Ortak Geleceğimizin İnşâsı” teması üzerinden barışın koşullarını, hakiki bir helalleşmeyi, yeni bir zihnin oluşması için gerekli çabaları ve fedakârlıkları masaya yatırdılar.  

     Yayınlanan sonuç bildirisinde “çözüm sürecine gözümüz gibi, bebeğimiz gibi bakma hassasiyeti ve kararlılığı içinde olduğumuzu dostun düşmanın herkesin bilmesini istiyoruz. Ne yaparsak yapalım, kaybettiğimiz canları geri getiremeyeceğiz ama bu barış sürecinde iyileştireceğimiz her yaranın, kaybettiklerimizin ruhuna iyilikle değeceğine inanıyoruz.” denilmesi çok önemli.  

     Kamer Vakfı’nın ve Nebahat Akkoç’un kıymetli desteği, çabalarımızı desteklemek üzere Aksu Bora, Melek Taylan, Gülten Kaya, Ayşe Böhürler, Mualla Kavuncu, Gülseren Onanç, Seher Dilovan, Ayşe Gül Altınay, Mine Lök Beyaz, Merve Kavakçı İslam, Sezgin Tanrıkulu, Altan Tan, Galip Ensarioğlu, Zeynep Karahan Uslu, Hilal Alkan gibi birçok sanatçı, milletvekili ve akademisyenin bu buluşmaya katılmak üzere Diyarbakır’a gelmeleri, barışın tesisinde mütedeyyin kadınların rolüne büyük önem atfetmelerinin göstergesi.    

     Baştan sona büyük bir heyecanla izlenen, her saati öğrenmekle, anlamakla, dinlemekle, konuşmakla, kendimizle yüzleşmekle geçen iki günden aktarılacak çok şey var. Yaşanan heyecan, yüce insanî karşılaşmalar, yoğun duygular ve çoğu ilk kez şehre gelen konukların Diyarbakır’a duydukları sevgi için kelimeler gerçekten kifayetsiz.    

     Roboski’den üç annenin katılımı bizim için çok değerliydi. Onların acılarını uzaktan duymakla sarılarak, dokunarak dua ile paylaşmak çok farklıydı. Olayın vukuundan sonra sarf edilen her sözle biraz daha yaralanmıştı yürekleri. Neredeyse kurbanlar suçlanmıştı kendi ölümleri için. Anneler Günü’nde olayın olduğu yere gittiklerini anlattı Emine Ülek, oğlunun katırındaki semerin bulunduğunu söylüyordu, ondan bir parçaya kavuşmuş gibi.

     Gülten Kaya’nın dediği gibi yalancı tarihle büyümüş, üretilen korkular üzerinden kimliklerimizin reddedilmesini yaşamıştık. Birbirimizin şifacısı olmamızdan başka yolumuz yoktu ama barışmadan önce tanışmamız gerekiyordu. İyi ki gelmişim diyordu ortamın güven verici havasına vurgu yaparak.

     Çocukluğu Siirt’te geçen ve savaşın etkilerini "Kejê" adlı öykü kitabında derinlikle anlatan Emine Uçak Erdoğan’ın "Kendimi yüz yaşında hissediyorum" demesi ve bir Kürt kadınından aktardığı barış sözleri unutulacak gibi değildi. Barış çocuğu olmayan, yıllarca evlat yolu gözleyen bir kadının aldığı müjdeye benziyordu. Hamile olduğunu öğrenir kimseye söyleyemezsin nazar değmesin diye, böyle hissediyordu barış süreci hakkında.    

     Diyarbakırlı Şükran Hanım’ın anlattıkları ise gerçekten ezber bozucuydu. Babası imamdı ve ağabeyi imam hatip mezunu olup Dicle Üniversitesi’nde öğrenciyken haksızlıklara dayanamayıp dağa çıkmış ve sonra da bir operasyonda hayatını kaybetmişti. Bir mezarının bile olmaması aileyi derinden sarsmıştı.  

     "Terörist" kelimesine daha yakından bakmadan hiçbir yere varamayız. Onları gayri insanileştiren, iletişim kurulması mümkün olmayan kişiler olarak işaretleyen bu kelime, yıllarca genç insanları dağa sürükleyen politikaların görülmesini engellemek için silah gibi kullanıldı. Şiddet sarmalında elbette PKK da büyük acılara sebep oldu ve belki de Genç Siviller’den Şehadet Çitil’in söylediği gibi önce yangını söndürmeli, yangını kim çıkardı tartışmasıyla zaman kaybetmek yerine.      

     Fakat barışın sadece Kürt-Türk ekseninde ele alınması kalıcı bir barış getiremez, onlarca yıldır ayrımcılığa, haksızlığa, adaletsizliğe uğrayan her kesimden inanç ve etnisite mensupları sürece dahil edilmeli, hiç kimse kendini susturulmuş, sözü kesilmiş hissetmemeli.  

     Davetlilerden biri olan Takuhi Tovmasyan’ın Ermeni tehciri sırasında kaybolan ve o gün bugündür bütün çabalara rağmen hiçbir izine rastlanamayan Mardik amcası ve bütün diğer kayıplar için anlattığı hikâye, sonra çocuklarına bu sızıyı aktarmamak için aldığı iç barış kararı ve amcasının ruhu için helva kavurup Allah’ın merhametine sığınması hepimizi etkiledi. Hep birlikte bütün kayıplarımızın ruhları için, isimlerini zikrederek pişirdiğimiz helvayı yerken bütün kayıplarımız için Kur’an okuduk ve her dilden ilahiler söyledik.    

     Bildiride söylendiği gibi siyaset diliyle barış iklimi oluşturmak mümkün görünmüyor, Taksim’de yaşananlar bize bunu bir kez daha gösterdi. Kadınlar merhametten, fedakârlıktan, birleştirici ve toplayıcılıktan vazgeçmeden, mağduriyetler arasında hiyerarşiler kurmadan, hiç kimseyi ‘ben acı çekerken görmezden geldin’ diye suçlamadan ilerlemekte kararlı. Barış yolunda her söz, her kıpırtı, her iyilik ve ihanet takip altında.  

     Ressam Hülya Yazıcı’nın küratörlüğünde Türkiye’den ve yurtdışından sanatçıların tam üç yılda hazırladıkları "7 Vadi 60 Kanat Gölgesi" başlıklı sergi, Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde birkaç gün önce açılmıştı. Gezi Parkı eylemcilerinden bir grup, bekçiyi darp ederek içeri girmek suretiyle bütün eserleri tahrip ettiler ve sergiyi kapattılar. Bu neyin düşmanlığı ve nasıl doğayı ve insanı korumaktır, kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

     ZAMAN

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.