1. YAZARLAR

  2. Mehmet Arı

  3. Ayrılık Fitne midir?
Mehmet Arı

Mehmet Arı

Yazarın Tüm Yazıları >

Ayrılık Fitne midir?

A+A-

     Müslüman cemaatlerin kendi iç yapısı içinde meydana gelen ayrılıklar bir fitne midir? Cemaatlerden ayrılıp kendi yolunu çizen kardeşleri birer hain olarak mı görmek gerek. Ayrılıkların sebebini karşıdakinin zaafiyeti görmek ne kadar doğru? Cemaatten ayrılıp İslam’a hizmet etmeye devam eden kişilere karşı bulunan ön yargının kaynağı nedir? Yoksa İslam dini sadece o cemaate inmiş bir din midir? Eğer İslam sadece belli bir zümreye inmemişse insanları yargılama ve sorgulama melekesini nereden almaktayız?

     Ayrılıkları incelediğimizde iki şekilde meydana geldiğini görmekteyiz. Doğal yoldan meydana gelen ayrılıklar ile fitne ile oluşan ayrılıklardır. Bir liderin fikir veya fiziki olarak ölmesini takip eden bir durum ki, bu doğal bir süreci takiben oluşmuş bir ayrılıktır. Liderin yönetsel ve fikirsel olarak yetersiz görünmesi durumunda yeni arayışların ortaya çıkmaması, o akımın lider ile beraber son bulacağının işaretidir.  Arayışların ortaya çıkması ise insanın sürekli daha iyiyi arama arzusundan  kaynaklanmaktadır.  Burada ortaya çıkan durum sorunun itikadı olmaktan daha ziyade, yöntem ayrılığıdır.

     Bediüzzaman Said NURSİ öldükten sonra, nur cemaatinin 11 kola ayrılması, Hz. Yakup öldükten sonra İsrailoğulları’nın 12 kola ayrılması, bir babanın vefatından sonra evlatların arasındaki bağların zayıflaması...  bu örnekler doğal ayrılıklara verilecek örneklerdir. Bu yapıları ve kişileri ayakta tutan bir lider veya baba vardır. Cemaatteki kişilerin farklı düşünceleri olsa bile, lidere olan itimatlarından dolayı liderin etrafında toplanabilmektedirler. Liderin düşüncelerini kabullendiklerinden  dolayı, kendi düşüncelerini bir kenara bırakmışlardır. Liderin ölmesi, belli bir süre sonra bireyleri düşünmeye ve farklılıklarını fark etmeye götürür. Mirası sahiplenip ne kadar ortak olmaya çalışılsa da, farklılıklar çatışmaya dönmeden meydana gelecek bir ayrılık daha hayırlı gibi görünmektedir. Birliktelik fitnecilerin orta çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Yapıyı sahiplenme adına çatışmalar çıkmaktadır. Bu çatışmalar tasavvuf ve modern yönetimlerde çıkmamasının nedeni, yapının bir liderden çıkıp organizasyona dönebilmesindedir.  Büyüklerin ölümü üzerinden yıllar geçti, insanlar farklılıklarının farkına vardı. 28 Şubat süreci bu sürecin gecikmesine neden oldu. Tüm toplum tehdit altında olduğu süreçte insanların düşünmesi, kendini fark etmesi zordur. Cemaatin ertelenmiş bir süreci yaşaması doğal olandır. Unutulmaması gereken ayrılığın bir yöntem ayrılığı olduğudur.  İtikadı ayrılıkların meydana gelmesi, aynı eğitimden geçmiş ortak kuşaklardan daha ziyade, birkaç kuşak sonra meydana gelebilecek durumdur. Aynı okulun eğitiminden geçmiş kişiler, farklı okullara eklemlenmek yerine kendi yollarını çizerler.

     İkinci bir ayrılık türü ise kardeşlerin arasına fitne girerek meydana gelen ayrılıklardır. Fitne yeryüzünün en lanetli sözcüğü bence. Toplumları ve kardeşleri birbirine kırdıran ve yok olmasına sebep olacak kadar tehlikeli. Zaten Kuranı Kerimde fitnenin yok edilmesi öncelenmiştir. Yeryüzünde fitne yok olup din yalnız Allahın oluncaya kadar savaşın(Bakara :193) ayeti ile düşmanın ne Yahudi ne Hıristiyan ne Müslüman olduğu, düşmanın fitne olduğu ifade edilmiştir

     Fitne itikadı ve ameli olabilmektedir. İtikadı olanlar savaşı kaybetseler bile münafıklıklarını devam ederken, ameli olanlar ise fitne bittiğinde tövbelerini etmişlerdir. Ameli fitne çoğu insanın haksız yere münafık olarak çağrılmasının bir nedenidir. İfk hadisesinde Hz. Aişe’ye atılan iftiralara inanıp bu nifaka düşenlerden biri de Eubekir(r.a)’in akrabasıdır. Ebubekir(r.a.) akrabasına olan zekatını kesmiş, Kuran tarafından uyarılınca yardımlarına devam etmiştir. Burada ameli bir fitne varıdır.

     Peygamber zamanında meydana gelen fitnelere dikkat ettiğimizde ensar ve muhacirin birbirine kılıç çektiği görülmüştür. Beni Müstalikoğulları gazvesinde kuyudan su çekerken su kaplarının karışması ile olay kılıçları çekmeye kadar götürmüştür.  Peygamberin fitneye ve münafıklara yaklaşımı, günümüzde münafık damgası yedirilen ve cemaatten ve toplumdan dışlanan bireylerin aksine daha ılımlı olmuştur. Çoğu zaman nifakının ortaya çıkmasını sağlamış, toplumun bizatihi kendisinin fitneyi dışlanmasına ön ayak olmuştur.  Abdullah bin Übey bin Selül’ün yaptığı  nifaklara karşı devlet gücü elinde bulunmasına rağmen, herhangi bir devlet gücü yaptırımına gitmemiştir. Nifakının ortaya çıkmasını sağlayıp, onu insanların vicdanında mahkum etmiştir. Bu aynı zamanda nifakın taraftar bulmasına da mani olmuştur. Bunu tamamen onu serbest bıraktığı anlamına getirilmemelidir. Nifaka karşı alınan tedbirler farklı bir konudur.

     Tarih içinde meydana gelen kardeş savaşlarının çoğu nifak ile ortaya çıkmıştır. Bugün Ortadoğu'da meydana getirilen nifak, on binlerce cana mal olmuştur. Güneydoğudaki nifak binlerce kişinin hayatına mal olmuştur. Yine alevi-sünni nifakı yine binlerce cana mal olmuştur.  Afganistan’da meydana gelen nifak ülkeyi, ülke olmaktan çıkardı. Ayrılık yapıların kaçınılmaz sürecidir. Nifak ile ayrılıkların felaketler getirdiği bir dünyada, doğal bir ayrılık yaşamak en güzeli olsa gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.