1. HABERLER

  2. ARŞİVİMİZ

  3. Arınç: Belaltı vuruş beklemiyorduk, saflığımıza verin!
Arınç: Belaltı vuruş beklemiyorduk, saflığımıza verin!

Arınç: Belaltı vuruş beklemiyorduk, saflığımıza verin!

Operasyonla ilgili hükümet kanadından ilk açıklama Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç\'tan geldi. Arınç, \"Yargının arkasındayız\" dedi.

A+A-

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 17 Aralık operasyonu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Arınç yaptığı açıklamada yargının arkasında olduklarını belirterek, "Bugüne kadar yapılanları şerefle anlatan hükümetimizin yolsuzluktan yana tavır almasını hiç kimse beklemesin, Başka olaylarda yargının yanında yer tutan hükümetimiz, bu konuda da yargı sürecinin her zaman arkasında duracaktır" diye konuştu.

İşte Arınç'ın konuşmasından önemli satır başları;

Önemli bir operasyon kapsamında sizlere bilgi sunmak istedim. Bugün öğleden sonra başbakanımızın başkanlığında bir araya geldik. Olayı elimizdeki bilgiler kapsamında değerlendirdik. Bir an önce bir açıklama yapılmasında zaruret bulunduğunu düşündük.Yakinen takip ediyorsunuz, dün sabah erken saatlerde İstanbul merkezli, 28 adrese yapılan baskınlarla 52 kişi gözaltına alındı. İş adamları ve fatih belediye başkanımız da dahil olmak üzere, üç bakanımız emniyete götürüldü. 51 kişinin sorgusuna başlanıldığı öğrenildiği.

"3 AYAKLI OPERASYONUN BİLGİLERİNİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM"

Celal Kara’nın yürüttüğü rüşvet yolsuzluk operasyonuyla ilgili iki yeni savcı da görevlendirildi. Dört bakanımızın, bir belediye başkanımız vardır, bazı bakan arkadaşlarımızın çocukları isimleriyle bahsedilmektedir, bürokratlar vardır. İnşaat firmalarının isimlerinden bahsedilmektedir. Rüşvet gibi yolsuzluk gibi kara para aklaması gibi. Türkiye’yi derinden sarsan bu üç ayaklı operasyonla ilgili olarak bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

" İKİ SAVCI GÖREVLENDİRİLDİ"

Başsavcı Çolakkadı tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Şunu söylemek istiyorum. Soruşturmaların kapsamı, şüpheli sayısının çokluğu, nazara alınarak, delillerin toplanıp soruşturma için önceden beri uygulandığı gibi bu soruşturmaya yardım etmek üzere de iki cumhuriyet savcısı daha görevlendirilmiştir.

Yeni görevlendirilen savcılar memurlar ve kamu görevlilerinin memur suçları soruşturma bürosunda görevli olup önceden beri memur olup soruşturmayı yürütmektedirler. Yargı mercileri iç düzenlemeler çerçevesinde hakikatlerin ortaya çıkarılması için çalışamkta olup diyerek yaptığı işleri anlatıyor başsavcı. Rutin bir işlemdir.

"GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA İDDİASIYLA YERLERİ DEĞİŞTİRİLDİ"

Bu sırada emniyet genel müdürlüğü tarafından açıklama yapıldı. Basında yer alan emniyet personelinin yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili şu açıklama yapılmıştır. Haklarındaki görevi kötüye kullanma iddialarıyla ilgili yerleri değiştirilmiştir. Bu da basına aksetmişti.

Üçüncü bir açıklama HSYK tarafından yapıldı. Burada da Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevleri anlatılıyor. Yani terörle mücadele kanunun 10’ncu maddesine bakanlar hariç, yetki ve görevlerinin tespitine ilişkin, o yer cumhuriyet başsavcısına ait olup kurumumuzun bir yetkisi bulunmamaktadır. İstanbul cumhuriyet başsavcılığı da savcıların görevlerinin başında olduğu, gözaltı sürelerinin dolmadan ifadelerinin alınması için iki savcının daha görevlendirildiğini söylüyorlar.

"HÜKÜMETİMİZİN GÖRÜŞÜ 11 YILDAN BERİ DEĞİŞMEMEİŞTİR"

Son açıklama Ankara Valiliği'nden yapılmış. Validen izin almışlar isim vermemişler başlıklı haberlerinin yalan olduğunu ifade ediyor. Bu haberlerin başka illerden gelen polis amir ve memurlarının il valileriyle görüşmeleri mümkün değildir deniyor. Çıkan haberlerin yalan ve maksatlı olduğunu ifade ediyorlar.

Buna bir adli operasyon, yargı süreci başladığını da ifade etmeliyim. Bu konuda hükümetimizin görüşü 11 yıldan bu yana değişmemiştir. Partimiz henüz kurulma aşamasındayken, biz siyasetin yozlaştığı bir noktadaydık. Siyasetçilerin yolsuzluklarla ilişkileri konuşuluyor ve başarılı sayılmıyordu. Bu 3Y yolsuzluklar, yasaklardı. Bizi güvenle destekleyen halkımız bizi desteklemiş ve onaylamıştır. Geldiğimizden bu yana mafya ve çete örgütleri yargının önüne çıkarılmıştır. Pek çoğu dağıtılmıştır. Resmi kayıtlarda sayısının 55 olduğunu biliyoruz. Elbette kararları hakimler savcılar vermektedir. Yakalanmalar gözaltılar yargı süreci içinde değerlendirilmektedir. Bizim görevimiz nedir? Geçmişte olmayan tek şeydir. Siyasi irademiz güçlüdür. İrademiz yolsuzluk yapanların kökünü kazımak üzere dimdik ayakta durmuştur.

"İSİMLER KİM OLURSA OLSUN..."

Bugüne kadar yapılanları şerefle anlatan hükümetimizin yolsuzluktan yana tavır almasını hiç kimse beklemesin. Bunu şu sözlerimle tamamlayayım, eğer bir rüşvet kara para aklama söz konusu ise bunu yargı en iyi şekilde aydınlatmalıdır. Başka olaylarda yargının yanında yer tutan hükümetimiz, bu konuda da yargı sürecinin her zaman arkasında duracaktır.

İsimler kim olursa olsun geçmişte veya bugün hükümetimizde ne kadar iyi ilişkilerde farz edilirse edilsin bizim için nötrdür. Yargı Sürecinin verceği karar saygılı olacağız. Yargı bilmeli ki çete ve mafyalarla mücadele eden hükümet yargımızın arkasında olacaktır.  İddia varsa ispatlanmalıdır.

"MUHALAFETE YAKIŞMAZ"

Muhalefete bir şey söylemek istiyorum. Hükümetin yıpratılmasını istemek, seçimlere kırık olarak gitmesini isteyebilirler. Muhalefetin meşru hakları vardır. Bu olay bugüne kadar ceyran etmiş pek çok olayda olduğu gibi dikkatle takip edilmelidir. Henüz ispatlanmış bir şey yokken peşinen hükümlü saymak muhalefete yakışmaz. İddialar üzerine bu iddiaların araştırılmasını isteyebilirler ne bakanlarla ne ismi geçenlerle ilgili peşin hüküm öne süremezler.

"İNSAFLI OLSUNLAR"

Suçlama noktasına gitmek hükümeti suçlu tutmak doğu olmaz. İnsaflı olsunlar. Biz hükümet olarak dosyada neler olduğunu bilmiyoruz ama boy boy fotoğraflar onlara konulan alt yazılar hukukla bağdaşmaz. Adli görevi etkilemek suçtur. Bize düşen sabırla ama bir an önce yargının elindeki delillerle suçladığı kişilerle yüzleşmesidir. Burada kimin suçu nedir hükümetimiz siyasi anlamda bazı çalışmaları da ayrıca yapacaktır.

Soruşturma süreci gizlidir ama bu gizliliğe uyulmuyor. Lütfen insaları karalamayın. Hukuk herkes için geçerlidir.  Bizim beklediğimiz yargı sürecinin şeffaf süratle gerçekleştirlmesidir. Bu olayların bugün cereyan etmesi ne anlama geliyor? Hükümet olarak bu mesleye bakma hakkımız var. Bu tür suçlamayla insanlara karşı karşıya gelecekleri açıkca yazıyorlar.

"YERİ GELDİĞİNDE AÇIKLAYACAĞIZ"

Bu işin planlayıcısını, ne amaçla yaptıklarını az çok biliyoruz. Belki zamanı geldiğinde açıklayabileceğiz. Bu kadar kişi aynı yerde olmamışlar, niçin birini bir ay önce, iki ay önce, sabahın beşinde evlerine baskınlar yaparak bu işleri başlatıyorsunuz?

İkincisi nedir, bu işi yapanlar diyelim ki emniyetteki şube müdürleridir. Bir üstüne haber vermesi istenir. Arkadaşlar şube müdürünün başlattığı operasyondan başındaki müdürün, İstanbul Emniyet Müdürünün, Ankara Emniyet Müdür habersizdir. Haber verselerdi önlem alırlardı diyebilirsiniz. Arkadaşlar bir görev ifade ediliyor. En azından bir operasyon yapılacak. İsimleri gizli tutabilirsiniz.  Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltına alındığını basından duyması kadar acı bir şey olabilir mi?

"PSİKOLOJİK HARPLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Bazılarının görev yerleri değiştirilmiştir. Soruşturmanın gizliliği esastır demiştim, şu anda yayınlanmayan tek şeyden haberdar olduk. Bakanlar hakkında fezleke tanzim edileceği, UYAP’a bilgi vermeden gerçekleştirildiği de iddiaların içinde. Psikolojik harple karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Bunun amacı ne olabilir? Hükümetimizin yıpratılması. Önce Gezi'ye şimdi böyle olaylarla yıpratma kampanyası olduğu görülüyor.

Ortada bir iddia var. Kimlerin ismi geçiyorsa, hükümetimizle ilgili olanlarından hiç ilgisi olmayanlara kadar bu iddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Nereye kadar varacaksa, kim hakkında deliller varsa, kim hüküm giyecekse bizi ilgilendirmiyor. Biz yolsuzluklara karşı savaş vermiş bir hükümetiz. Yargıya düşen ifadelerin alınması gözaltına alınanlardan serbest bırakılanlar olacaktır.

Bu operasyon niçin bu zamanda yapılabileceği düşünün hükümeti yıpratmak zor durumda bırakmak için. Bu işi yapanları en kısa zamanda bulacağız. Ellerindeki imkanları kendi çıkarları için kullanan örgüten bahsediyorsak bunu halkımızın önünde ilan edeceğiz.

BAKANLAR İSTİFA EDECEK Mİ?

Toplantıda bu konuda ne konuşulduğunu söylemem. Bakan arkadaşlarımızı seviyoruz, masum olduklarına inanıyoruz ama bir suça karışmışlarsa, bu onları koruyacağımız anlamına gelmez. Bir insanın suçu sabit olmadıkça bizce masumdur. Bakan arkadaşlarımız 'Bize müsaade' diyebilirler ya da başbakanımız böyle bir ricada bulunabilir. Ne yapılacağını zaman içinde görürürüz. 

"ARKASINDA CEMAAT Mİ VAR?"

Bülent Arınç, bir basın mensubunun "İşin içinde cemaat mi var" şeklindeki sorusunu, "Bu sözlerimden cemaati hedef aldığım anlaşılamaz" yanıtını verdi.


 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.