1. HABERLER

  2. EYLEMLER VE STK

  3. Andımız Kaldırılsın, Eğitimde Irkçı Uygulamara Son Verilsin!
Andımız Kaldırılsın, Eğitimde Irkçı Uygulamara Son Verilsin!

Andımız Kaldırılsın, Eğitimde Irkçı Uygulamara Son Verilsin!

1933 yılından bu yana ilköğretim çağındaki çocuklara okutulan bu andın kabul ve izah edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Zira öğrenci andı, evrensel hukukun belirlediği temel insan hak ve özgürlüklerine, çocukla ilgili Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar ara

A+A-

Eğitim ve öğretim yılının başladığı bugün tekrar “ANDIMIZ KALDIRILSIN” demek için buradayız. 12 Haziran 2009 tarihinde MAZLUMDER olarak ilköğretimde okutulan militarist ve faşist and dayatmasının sona erdirilmesi için başlattığımız kampanyamız 5. yılına girmiş bulunmaktadır. Ancak toplumun büyük bir çoğunluğunun yüksek sesle dile getirdiği bu talep, şimdiye kadar bir iktidar nezdinde bir karşılık bulmamış ve görmezden gelinmiştir. Geçen yıllarda olduğu gibi yeniden, eğitim öğretim yılının başladığı bu günde buradan hükümet ve bu konuda yetkili bakanlıktan talebimizi yineliyoruz.

1933 yılından bu yana ilköğretim çağındaki çocuklara okutulan bu andın kabul ve izah edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Zira öğrenci andı, evrensel hukukun belirlediği temel insan hak ve özgürlüklerine, çocukla ilgili Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere açıkça aykırı olduğu gibi insan fıtratına ve İlahi hukuka da ters düşmektedir.

"Türküm" ile başlayan ve "varlığım Türk varlığına armağan olsun" ile devam eden ve son olarak "Ne mutlu Türküm diyene" ifadeleri son bulan bu and, "Türk" ırkını esas alan, Türkiye'deki diğer etnik kimlikleri görmezden gelen, öğrencileri militarist bir bakış açısı ile hizaya sokan, ailelere çocukları konusunda tasarruf yetkisini çok gören hatta buna tahammül dahi göstermeyen, çocuklardan başlayarak ideolojik devlet algısına hizmet eden bireyler yetiştirmeye adanmış bir metindir.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın SBS sınavlarının değiştirilmesi ile ilgili yaptığı toplantıda bir Ece Ayhan şiirine atıfta bulunarak kullanmış olduğu “ Efendiler, Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?” dizesini ilköğretimde and dayatmasına maruz bırakılan çocuklar için de yinelemesini isterdik. Bugün ne yazık ki artık çocuklar ve çocukların geleceği bahsi açıldığında sadece girecekleri sınavlar konuşulmaktadır. Üretilen bu dil, zehirli bir dildir. Zira eğitimin sadece “öğretim” yüzü ile ilgilenen bir toplum inşa edilmiştir. Arka planda bırakılan “andımız” başta olmak üzere milli eğitimdeki birçok uygulama, çağın özgürlükçülüğü esas alan anlayışının gerisinde kalmış ve bu uygulamaların kaldırılması sınavlar bahsi ile hep ötelenmiş ve görmezden gelinmiştir.

Artık hükümetin bu ülkede etnik, dini ve kültürel farklılıkların, başta Kürtler olmak üzere halkların taleplerinin net bir şekilde ortaya konduğunu görmesi gerekmektedir. Bundan geri dönüş söz konusu değildir. Çünkü bu talepler, hem evrensel ölçülere hem de ilahi ölçülere göre haklı ve meşrudur.

Siyasi iktidarın Türkiye’de tekçi, asimilasyoncu, inkârcı anlayışın terk edildiği retoriği pratik bir karşılık bulmadığı sürece edilen beyanatların ve verilen sözlerin bir aldatmadan öteye gidemeyeceği açıktır. Bundan dolayı and dayatması ve resmi dil zulmü hükümet açısından turnusol görevi görmektedir.

Eğitim öğretim yılının başladığı bu günde öğrenci andının kaldırılması ile beraber Kürt toplumunun tamamına yakınının vazgeçilmez olarak gördüğü anadilde eğitim talebini de burada yinelemekte fayda görüyoruz. Konu ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent ARINÇ’ın geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında anadille ilgili olarak kendisine sorulan soruya verdiği “çocuklarını Kuzey Irak’a göndersinler” cevabı, bir zamanlar Süleyman DEMİREL’in başörtüsü ile eğitim ve çalışma isteyenler için söylediği “Arabistan’a gitsinler” sözünü hatırlatmış, değişen iktidar ve geçen zamana rağmen değişmeyen statükocu ve faşist devlet anlayışını ortaya koymuştur. İnsanların doğuştan sahip oldukları temel hak ve özgürlükler talep beklenilmeksizin, üzerinde pazarlık yapılmaksızın kendilerine sunulmalıdır. Devletin temel ve asli unsuru budur. Devlet, varlık sebebini unutmamalı ve bu yönde bir an önce yasal düzenlemeleri hayata geçirmelidir.

MAZLUMDER olarak; tekçiliğe, ırkçılığa ve asimilasyona hizmet etmesi yanında çocukların ahlaki ve psikolojik gelişimine de düşman olan andının ve milli eğitimdeki diğer ırkçı uygulamaların kaldırılmasını, anadilde eğitim ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz. Öğrenci andı okullardan kaldırılıncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha kamuoyuna deklere ediyoruz.

 

                                                                                                                                                                                                         Abdurrahim AY
                                                           MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı

DESTEK VEREN KURUMLAR:


Ufuk-Der
Azadî İnsiyatifi
Kurdî-Der
Maper,
Nûbihar
Özgür-Der
Özgür Eğitim-Sen

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.