1. YAZARLAR

  2. Cafer SOLGUN

  3. Aleviler'i Kutuplaştırmak...
Cafer SOLGUN

Cafer SOLGUN

Yazarın Tüm Yazıları >

Aleviler'i Kutuplaştırmak...

A+A-

     Gülsuyu’nda Hasan Ferit Gedik adlı gencin uyuşturucu taciri alçaklar tarafından öldürülmesi, ardından cenazenin defnedilmesinin bir “olay” hâline gelmesi ve cenaze töreni esnasında DHKP-C’li olduğu anlaşılan kişilerin silahlı şovu, bir kez daha Alevi meselesiyle ilgili ciddi ve düşündürücü bir noktada bulunduğumuzu ortaya koydu.

     Meseleyle ilgili son derece ciddi algı hataları var ve bunlar bazı çevreler tarafından sistematik şekilde empoze ediliyor. Bunlar alelade hatalar olsa lafı edilmeye bile değmezdi. Ama öyle değil. Alevilerin kendi talepleriyle gündeme gelmesi ile adlarının bazı radikal sol örgütler ve onlara yönelik operasyonlarla adeta eşitlenmesi bir ve aynı şeyler değil. Birileri Alevileri kriminalize bir topluluk hâline getirmek çabasında.

     İşin ilginç tarafı, bu manipülasyonun farklı çevrelerce körükleniyor olması. Kimi CHP’li vekillerin çıplak bir “AKP karşıtlığı” etrafında Alevileri kemikleştirmek için hayli gayretkeş olduklarını biliyoruz. Ama iktidar partisi de bundan rahatsız olmak şöyle dursun, aksine destek sağlayan bir tutum sergiliyor. Bunun son örneği, Mehmet Metiner’in bir TV programında cemevleri için “terör yuvası” demesi oldu. Bu yaklaşım, kimler Alevileri nereye sürüklemek istiyor sorusunu ciddiyetle düşünmemizi kaçınılmaz kılıyor tabii ki...

     Bu yaklaşımın AK Parti tabanında yol açtığı algının ne şekilde kendisini gösterdiğini Gezi olaylarından biliyoruz. Gezi ve takip eden günlerde hayatını kaybeden gençlerin çoğunun Alevi olması, bu kesimde, “polis durup dururken adam öldürecek değil ya...” şeklinde bir tepkiyle karşılanıyor. Bu kafada olanlara göre ölen gençlerin Alevi olması da bir “tesadüf” değil zaten. Tesadüf değil de ne peki diye sorduğunuzda, alacağınız cevap hazır: “Aleviler hükümeti devirme girişimine alet oluyor, terör örgütlerine militanlık yapıyor” vb.

     90’lı yıllarda “irtica tehlikesi” ve “laiklik elden gidiyor” konseptiyle Türkiye’yi 28 Şubat’a sürükleyen ve 2002’den sonra daha da ileri gitmek için planlar yapan güçlerin hevesleri kursaklarında kaldı. Öngördükleri “laik- anti laik” kutuplaşması umdukları sonucu vermedi. Peki, şimdi Alevileri ve Sünnileri belirli odaklar etrafında kutuplaşmaya zorlayanlar kimlerdir ve muratları nedir? Kemalizm ve resmî ideoloji konusunda görüşleri kamuoyu tarafından çok iyi bilinen bu satırların yazarına bile iktidarın yanlışlarına “yanlış” dediği için “sen de Kemalist oldun, aslına rücu ettin” diyebilecek kadar kendinden geçmiş edepsizler var...

     Yıllardır naçizane sorunun önem ve ağırlığına dikkat çekmeye, sağlıklı ve işleyen bir demokrasi inşa etmenin Kürt sorununun yanı sıra Alevi sorununun da çözülmesini gerektirdiğini anlatmaya çalışıyorum. Aynı zamanda sorunun bir “kutuplaşma” potansiyeli taşıdığına da vurgu yaparak... Dindar yurttaşların sorunlarına gösterilen hassasiyeti Alevilerin “eşit yurttaşlık” taleplerine göstermediğiniz zaman, Alevi toplumunda zaten bir realite olarak var olan mağduriyet, güvensizlik ve “ötekileştirilme” duygusunu derinleştirmiş olursunuz. Hele ki Aleviler yoğun bir şekilde “bunlar bize hak vermez” propagandası altında iken...

     Alevileri “belirli” bir adrese yönlendirmek, kutuplaştırmak, karşıtlaştırmak, Sünni yurttaşların önyargılarını gidermek yerine adeta daha da derinleştirmek daha önce Ergenekoncuların denedikleri tehlikeli bir yönelimdir. Başka kılıflar, duyarlılıklar etrafında, hele ki inanç temelli bir bağlamda bu oyunu yeniden sahnelemenin olası sonuçlarını anlamak isteyen yakın tarihimize bakmalıdır. Yine de anlamıyorsa, Ortadoğu gerçekleri üzerine biraz daha kafa yormalıdır.

     ***

     PYD lideri Salih Müslim’in lise çağındaki oğlu Şervan Salih Muhammed Muslim Telabyad’da El Kaide çeteleri tarafından öldürüldü. Müslim ailesi ve Kürtlerin başı sağolsun...

[email protected]

     TARAF

Önceki ve Sonraki Yazılar