1. YAZARLAR

  2. Abdülkadir Selvi

  3. AK Parti'ye kapatma davası mı açılıyor?
Abdülkadir Selvi

Abdülkadir Selvi

Yenişafak
Yazarın Tüm Yazıları >

AK Parti'ye kapatma davası mı açılıyor?

A+A-

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı şu günlerde öylesine yoğun ki, çoğu zaman hafta sonları da çalışıyorlar.

Siyasi Partilerin dosyalarının tutulduğu Başsavcılığın seçim döneminde yoğun olması normal. Ama şu günlerde birileri daha yoğun.

Ayrıca partilerle ilgili kapatma davaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılıyor.

Refah Partisiyle ilgili kapatma davasında, 'Habis bir ur' diyen Vural Savaş'lar, 'Google' davası açan Abdurrahman Yalçınkaya'lar geride kaldığı için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda neler oluyor sorusuyla pek ilgili değiliz.

Kamuoyu, Adalet eski Bakanı Mehmet Ali Şahin'in açıklamalarından cemaatin, 'Yargıtay imamı' olduğunu öğrendi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda da cemaatin bir imamı var mı orasını bilmiyorum. Ama 17 Aralık darbe girişimiyle Erdoğan'ı devirmek için harekete geçen, 'Paralel yapı' nın kolları burada da rahat durmuyor.

17 Aralık'tan sonra iki kritik operasyon yaptılar.

Biri Adana'da MİT tırlarına yönelikti. Diğeri Van'da El kaide operasyonuydu.

El Kaide operasyonunda AK Parti'nin imajı hedef alınmıştı. Bir de El kaide ile AK parti arasında ilişki olduğunu gösterebilecek bir belge, bulgu ve tanık üretmeye çalıştılar.

Adana'daki MİT tırlarına yönelik operasyon ise bu işin az sonra anlatacağım ikinci ayağıyla ilgiliydi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda İ. ve H. İsimli iki savcının, AK Parti'yle ilgili kapatma davası için delil topladığı söyleniyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil, birikimli bir hukukçu. Türkiye'nin, siyasi partiler mezarlığı olan eski Türkiye olmadığının bilincinde. Anayasa değişikliği ile siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırıldığını en iyi bilen isimlerden. Hem de hukuk cüppesini taşımanın ne anlama geldiğini bilen bir insan. Vural Savaş ya da Abdurrahman Yalçınkaya genleri taşımıyor.

Partilerle ilgili kapatma davası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın öyle bir talimatı yok ama paralel yapı burada da rahat durmuyor.

AK Parti hakkında kapatma davası açılabilmesi için bir dosya oluşturuyorlar.

Peki kapatma davasını nereden açmayı planlıyorlar? Eskiden olduğu gibi laikliğe karşı eylemlerden dolayı odak oluşturmaktan dolayı değil. 17 Aralık'tan bu yana ileri sürdükleri 'Yolsuzluk' iddiaları nedeniyle de açmayacaklar. Zaten bu konuda siyasi partilerle ilgili kapatma davası açılması söz konusu değil.

Peki ne? İki ayaklı bir strateji belirlemişler.

1-Anayasa'nın 2. Maddesi'nde yer alan, Cumhuriyetin niteliklerinden. Daha önce Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan laiklik ilkesinin çiğnenmesi esas alınırdı. Bu kez iddia farklı. Anayasa'nın 2. Maddesi şöyle:

'Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir'

Paralel savcılar, Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan, 'sosyal bir hukuk devleti' ilkesinden hareket ediyorlar.

17 Aralık operasyonu üzerine bir grup hakim ve savcının yerlerinin değiştirilmesi, yeni HSYK yasası ve Başbakan Erdoğan'ın yargıya ilişkin eleştirileri kapatılma gerekçesi olarak dosyada yer almış durumda.

2-Kapatma davası hazırlığının ikinci ayağını ise Anayasa'nın 3. Maddesi'nde tarif edilen, 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' ilkesi oluşturuyor. AK Parti, 'Devletin bölünmez bütünlüğüne karşı eylemlerde bulunmakla' itham ediliyor.

Bu başlığın altına Oslo görüşmeleri giriyor. MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın İmralı görüşmeleri yer alıyor. Daha net bir ifadeyle kapatma gerekçelerinden birini çözüm süreci oluşturuyor.

Peki buna cesaret edebilecekler mi? Askeri vesayetin güçlü olduğu bir dönemde AK Parti'yi kapatamayan irade, buna cesaret edebilecek mi?

22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47 alan AK Parti'ye kapatma davası açılabilmişti. Ama bu kez eğer AK parti yüzde 40'ın biraz altında hele hele yüzde 35'lere yakın bir oy alırsa kapatma davasına yeltenebilecekler. Çünkü AK parti gidiyor, dengeler değişiyor diye hesap yapanlar, üzerlerindeki kapatma baskısına direnemeyebilir.

Ama eğer AK Parti yüzde 40'ın üzerinde oy alırsa, hele hele birkaç puan üstte çıkarsa, o zaman bu dosyalar paralel yapının elinde kalacak.

O yüzden bu seçim, bir yerel seçim olmanın çok ötesine geçti. Paralel yapının, AK Parti'yi kapatma planıyla birlikte, 'Demokrasi mücadelesine' dönüştü.

Tabi işin Anayasa Mahkemesi boyutu çok farklı ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda birileri bu niyetle deliller oluşturup, fotokopi makinalarını çalıştırıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.