1. YAZARLAR

  2. Vahap Coşkun

  3. Afrin Operasyonu (1): Rusya
Vahap Coşkun

Vahap Coşkun

Serbestiyet
Yazarın Tüm Yazıları >

Afrin Operasyonu (1): Rusya

A+A-

 

Bu yazıda HDP içindeki gelişmeleri ve 2018’deki muhtemel beklentileri ele alacağımın sözünü vermiştim. Ancak hafta sonu başlayan Afrin Operasyonu gelip gündemin başköşesine yerleşti. O nedenle bu ve bundan sonraki bir-iki yazıda Afrin’e değineceğim. Zaten HDP’yi –özellikle de Şubat ayında gerçekleştirilecek kongre vesilesiyle- daha çok tartışma fırsatı bulacağız.

 

Afrin’e dönük bir operasyonun kesin olarak yapılacağının işaretini Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk olarak 13 Ocak’ta Elazığ’da verdi. 20 Ocak’ta da eş zamanlı olarak Afrin’e havadan ve karadan bir operasyon başlatıldı. “Zeytin Dalı” adı verilen operasyon, Türkiye’de bir seferberlik ruhunu egemen kıldı. Ana-akım medya operasyona muazzam bir destek veriyor. Meclis’te –HDP hariç- bir oybirliği var. Farklı kesimleri temsil eden birçok sivil ve yarı-sivil toplum örgütleri de topyekûn hükümetin arkasında vaziyet almış durumda.

İçte kendi pozisyonu –neredeyse- herkese kabul ettiren iktidar, dışarıda da güçlü duruyor. Operasyona karşı sert ve mutlak reddiye içeren bir itiraz yükselmiş değil.  Türkiye ile Rusya üzerinden konuşan Suriye bile yasak savma türünden bir açıklama ile yetindi. Başta Rusya ve ABD olmak üzere güç merkezlerinin operasyon hakkında öne çıkardığı iki husus var: Biri, Türkiye’nin güvenlik endişelerinin meşru görüldüğü vurgusudur. Diğeri de, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması ve operasyonun kısa süre ile sınırlı bir alanda icra edilmesi talebidir.          

Rusya’nın yeşil ışığı

Fırat Kalkanı’nın yapılmasından itibaren sürekli olarak gündemde tutulan operasyonun şimdi gerçekleştirilmesi birtakım koşulların sağlanmasından sonra mümkün olabildi. Bunun en önemlisi, Rusya’nın Afrin için Türkiye’ye yeşil ışık yakmasıydı. Eğer Rusya, askerlerini Afrin’den çekmese ve Suriye hava sahasını kullanma olanağı tanımasaydı, Türkiye’nin Afrin’e müdahale etmesi çok güç olurdu.

Çünkü Türkiye ne Rusya ile karşı karşıya gelmeyi isterdi ne de sadece kara destekli bir hamleye girişmeyi tercih ederdi. Ancak Rusya askerlerini Afrin’den çıkardı ve Türkiye’ye Suriye hava sahasını açtı. Böylece Türkiye uzun bir müddettir peşinde koştuğu harekâtı gerçekleştirme olanağına erişti. Rusya’nın Afrin noktasında Türkiye ile mutabık kalmasını sağlayan birkaç faktörden bahsedilebilir.

Bardağı taşıran damla

Birincisi, PYD/YPG ya da SDG’nin giderek daha fazla ABD’nin etki alanına girmesine gösterilen bir tepkidir. Özellikle ABD’nin son dönemde yaptığı “Türkiye ve Irak sınırları boyunca konuşlandırılacak olan 30 bin kişilik Sınır Güvenlik Gücü oluşturulacağı” yönündeki açıklama, bardağı taşıran damla işlevi gördü.

Her ne kadar daha sonra bu ifade ABD’li yetkililer tarafından toparlanmaya çalışılsa da, ok yaydan çıkmıştı artık. Rusya, iskeletini SDG’nin meydana getireceği bir ordu yapılanmasını, ABD’nin Suriye’de alternatif bir iktidar odağı inşa etme ve sonu Suriye’nin parçalanmasına çıkacak bir yoldaki cüretkâr bir adım olarak niteledi. ABD’nin bu girişimini kendi Suriye planları için bir tehdit olarak gördü ve buna karşılık SDG’yi tedip edecek bir operasyon için Türkiye’ye Afrin kapısını açtı.

Afrin’e karşılık İdlip

İkincisi, Afrin’e yönelik operasyon İdlip’ten bağımsız olarak düşünülemez. İdlip bir çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edildi ama buna karşın Rusya destekli Suriye ordusu İdlip’te operasyonlar yapıyor ve muhalif gruplara karşı ilerleme kaydediyor. Türkiye ise bu durumdan duyduğu hoşnutsuzluğu birçok defa kamuoyuna duyurdu.

Suriye, Türkiye’nin Afrin’e girmesine sıcak bakmıyordu. Suriye’nin Türkiye’nin operasyonuna ikna olması İdlip ile alakalı; muhtemeldir ki Rusya, İdlip’in tamamen  inisiyatifine bırakılacağı yönündeki bir teminat ile Şam’ı Afrin’e razı etmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde Türkiye’nin İdlip’teki muhalif gruplara desteğinin azalacağını ve koruma zırhının zayıflayacağı öngörülebilir.

Operasyondan sonra Afrin

Üçüncüsü, Rusya’nın Suriye sahasındaki asıl ortağı, Şam yönetimidir. SDG gibi alandaki diğer aktörlerle taktik bazı birliktelikler içinde olabilir ama Rusya için stratejik müttefik, rejimdir. Rusya, rejim ve SDG arasında bir seçim yapmak mecburiyetinde kalsa, şüphe yok ki tercihini rejimden yana kullanacaktır. Afrin’de olan budur, bundan sonra olacak olan da bundan farklı değildir.  

Bu bağlamda Afrin’de de Rusya’nın ana gayesi, kentin rejime devrini sağlamaktır. SDG’nin Türkiye tarafından yıpratılması ve idareyi elinde tutamayacak bir hale gelmesi, Rusya’nın bu hedefine ulaşmasını kolaylaştırır. Operasyondan istediğini elde etmesi halinde Türkiye, Afrin’de Fırat Kalkanı bölgesi tarzında bir yapı kurmaya çalışacaktır. Ancak demografik ve diplomatik güçlükler buna elvermezse, Afrin’de bir SDG hâkimiyeti yerine bir Esed hâkimiyeti Türkiye için daha kabule şayan olacaktır.

Afrin’in Türkiye ve ÖSO eliyle rejime devri belki Türkiye’nin Suriye’deki bütün iddialarının iflası olarak görülebilir. Çünkü bunun anlamı, Türkiye’nin dün Esed’i devirmeye çalışırken bugün onun yönetiminin devri daimi için Esed’in değirmenine su taşıması olacaktır. Bu muazzam tornistanı sağlayan Türkiye için Suriye denklemi bütünüyle değişmesidir. Türkiye’nin tehdit sıralamasında artık Esed değil SDG birinci sırada yer alıyor.

Türkiye’nin yumuşak karnı

Dördüncüsü, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin derinleşen boyutudur. Türkiye, Rusya için büyük bir öneme sahip; S-400 alımı, nükleer santral ortaklığı, Astana Süreci’ndeki işbirliği vb. işlerle iki ülke arasında bağlar giderek daha sıkı dokunuyor. Rusya açısından bakıldığında Türkiye ile ilişki ağını büyütmek son derece faydalı. Zira bu sayede Türkiye’nin tarihi olarak içinde yer aldığı Batı bloku arasında ilişkileri mesafeli tutabiliyor, NATO içinde rahatsızlıklar yaratabiliyor, Suriye sahasında ABD’nin etki gücünü sınırlayabiliyor.

Keza Türkiye’nin yumuşak karnının Kürt meselesi olduğu herkesin malumu. Rusya da bu meselede Türkiye’nin gönlünü hoş edecek küçük adımlarla kendisi için büyük mesafeler kat edebileceğinin farkında. Afrin’in Rusya için küçük bir taviz olduğu açık, ama bunun üzerinden Türkiye’yi kendisine bağlama potansiyeli büyük.  Rusya, Afrin’de Türkiye’ye yol vererek Türkiye’yi Suriye’deki oyun planına uygun yönde hareket ettirme şansını artırdı.

Afrin Operasyonunu konuşmaya devam edeceğim.

 

 

                     

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.