1. YAZARLAR

  2. Fehim TAŞTEKİN

  3. ABD'nin Canı Kürtler'den Savaş İster
Fehim TAŞTEKİN

Fehim TAŞTEKİN

Fehim TAŞTEKİN
Yazarın Tüm Yazıları >

ABD'nin Canı Kürtler'den Savaş İster

A+A-

     Valizler lobiye inmiş, Suriyeli muhalifler başka bir otele taşınıyor. 3 gün planlanan ama 5 gün süren tartışmalar arpa boyu yol vermemiş ama masa da dağılmamış. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nda (SMDK) Müslüman Kardeşler’i dengelemek için örgütün çatısını laik ve liberal adaylarla genişletme girişimi sonuçsuz. Mişel Kilo’nun 25 adayından 5’i üye yapılmış, ikisi de sonradan üyeliğini geri çekmiş. ABD öyle istediği için Suudi Arabistan da laik-liberal kanat için bastırmış ama Müslüman Kardeşler’i tutan Katar’ın direnci kırılamamış. Esad yönetimiyle masaya oturulmasını öngören Cenevre Konferansı’na gitme, SMDK’ya yeni lider seçme ve Ghassan Hitto başkanlığında 19 Mart’tan beri kurulamayan ‘geçici hükümet’ konusuna sıra bile gelmemiş. İki günlük uzatmada bir netice çıkar diye ümitlenenler var. Bu da dış baskının gücüne bağlı. Batılı payandalar olmasa SMDK dağıldı dağılacak. Lobide bir muhalif gayet bıkkın: “Herkes koltuk derdinde. Suudi Arabistan ve Katar gibi parayı veren ülkeler de söz sahibi olmak istiyor.” Kavganın kaynağında bitmeyen bir ‘vekâlet’ savaşı. Bölge ülkelerinin dayatmaları yüzünden SMDK’yı bırakan Muaz el Hatib sahada insani yardımlara adanma kararı almış.

     Barzani ile ipler gerili

     Dikkatim her birleşme toplantısında daha da bölünen muhalif tayfada ayrı frenkansta giden birinde: Demokratik Birlik Partisi (PYD) temsilcisi Şerwan İbrahim. Kürt Ulusal Konseyi’nin (KUK) üç temsilcisi gibi o da SMDK üyesi olmadığı için dinlemekle yetiniyor. Kürtler, SMDK’ya katılmak için istenilen garantilere ‘onay’ bekliyor.

     Konu çok: PKK ile barış sürecinin Rojava’ya (Batı Kürdistan) yansıması, ABD’nin Kürtlerden beklentileri, Türkiye-PYD flörtü, Cenevre umudu, Esadlı ya da Esadsız Suriye’de Kürtlerin tercihi, Mesut Barzani ile gerilim, KUK ile ortaklığın temelini atan Erbil Anlaşması’nın durumu vesaire.

     PYD’yi Barzani üzerinden baskılama çabasından sonuç alamayan Türkiye’nin şimdi ‘Batı Kürdistan’ı Öcalan’la pazarlıkların bir parçası yapabileceğine dair bir beklenti var. İbrahim bir kere Barzani’nin PYD ile Kürt Ulusal Koalisyonu arasında Kürt Yüksek Konseyi’nin kurulmasıyla sonuçlanan işbirliği sürecindeki rolünün abartıldığını düşünüyor. Barzani PYD’nin milis gücü Halk Koruma Komiteleri’ni (YPG) dengelemek için 600 kadar firari Suriyeli Kürt askerden peşmerge gücü eğitmişti. Bu güce ait 74 kişi Suriye’ye geçmeye kalkışınca YPG tarafından gözaltına alınmış, Barzani “Kimsenin despotizmine izin vermeyiz. Erbil Anlaşması uygulanmazsa yeni bir karar alırız” diye çıkışınca da bırakılmıştı.

     - Barzani ile köprüler atıldı mı?

     “Barzani ciddi bir hata yaptı, sınırları kapattı. Bölgede büyük bir lider ama bu yüzden halkın desteğini yitiriyor. Çünkü sınırın kapanması insanların hayatlarını etkiliyor. Bu kişilerin girişi kontrol noktasına bildirilse sorun çıkmazdı, sınırı yasadışı olarak geçtiler.”

     - Barzani’nin eğittiği peşmerge gücü eninde sonunda gelecek. O zaman PYD ne yapacak?

     “600 kişinin YPG karşısında bir önemi yok. Gelip sorun çıkarmadıkça YPG içinde eritilebilirler.

     - Barzani PYD’nin diğerlerine kendini dayattığını söylüyor. Barzani’nin çıkışıyla Erbil Anlaşması çökmedi mi?

     “Hayır çökmedi, sorunlar var ama Kürt Ulusal Konseyi (KUK) ile toplantı yapıldı, müzakereler sürecek, gelen sinyaller olumlu. PYD Erbil Anlaşması ile kurulan ortak komitelerde çalışıyor diğer KUK içindeki 15 parti çalışmıyor. Bunun sorumlusu onlar.”

     İbrahim bu yanıtını verirken cep telefonundan bir ortak çalışma çizelgesini gösterip sorumlulukları yerine getirmedeki PYD ve 15 partili KUK arasındaki farkı gösteriyor. PYD’deki havaya bakılırsa anlaşma Barzani’siz de yürüyebilir. İbrahim, Barzani’den para almadıklarını da söylüyor.

     Biz bunları konuşurken PYD’nin siyasi kanadını oluşturduğu Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) yöneticisi Nasır Hacı Mansur, Kurdpress’e açıklamasında kılıçların çekildiğini gösterdi:

     “Barzani yanlı ve müdahaleci. Arkadaşlarımız şimdiye kadar şunu dile getirmekten çekindi. Aylardır Erbil Anlaşması konusunda bir propaganda yapılıyor. Güya Barzani, Suriyeli Kürtleri birleştirmesi işini şahsen üstlenmiş. Halbuki bu süreç Kandil’deki PKK liderlik konseyi ve Süleymaniye’deki KYB siyasi bürosundan birkaç kişinin arabuluculuk çabaları sonucu gerçekleşti. Sonunda sürecin Barzani adına tamamlanması kararlaştırıldı. Barzani’den siyasi insaf ve adabı gözetmesini istiyorum.”

     Kürtler'in Türkiye ile flörtü

     Türkiye’nin gerekirse güç kullanmakla tehdit ettiği PYD ile alt düzeyde flört başlamış. İbrahim’e soruyorum:

     - MİT’in PYD lideri Salih Müslim’le görüşmüş olabileceğine dair dedikodular var, böyle bir temas oldu mu?

     “Bu düzeyde değil. Benim başlangıç düzeyinde temaslarım oldu. Daha çok kendimizi anlattık. Türkiye ile iyi bir diyalog ve işbirliği istiyoruz.”

     Amerikalılar'la da yollarının kesiştiğini öğreniyoruz.

     - Amerikalılar PYD’den ne istiyor?

     “Amerikalı diplomatlar ‘Şam ve Halep’te Özgür Suriye Ordusu ile birlikte rejime karşı savaşın’ dediler.”

     - PYD’nin buna yanıtı ne oldu?

     “Rejimle savaşımız ÖSO’dan farklı. Kürt bölgesi kurtarılmış bir bölge, eğer ÖSO gibi çatışmaya girersek savaş bizim şehirlerimizi de yakar. Uluslararası toplum burada mülteciler için kamp kurabilir, insani yardımlar buradan yapılabilir.”

     Yani ‘Kürt bölgesine insani müdahaleler için bir nevi tampon bölge gözüyle bakın’ demek isteniyor.

     Cenevre ile ilgili Kürtlerin beklentisi diğerlerinden biraz farklı.

     - SMDK’nın İstanbul toplantısından ne çıkar, başaracaklar mı dersin?

     “Başaramazlar, Cenevre’de de ABD, Esad rejimiyle anlaşabilir.”

     - Bu durumda Kürtler ne yapar?

     “Yeni rejimle pazarlığa otururuz.”

     - Fiili özerklik ne olacak?

     “Geri adım atmayız. Kürt bölgesinin patronu artık Kürtler. Ya bu şekilde yaşar ya da ölürüz.”

     - Bu durumda rejim diğer yerlerdeki gibi Kürt kentlerini de yerle bir edebilir?

     “Bu süre içinde siyasi, sosyal ve askeri olarak güçlendik. Durum farklı.”

     En zor mesele Öcalan

     - Afrin gibi yerler Arap denizinde bir adayken özerk bölgeleri nasıl tutacaksınız?

     “Bunlar müzakere edilir.”

     - Afrin’de Tevhit ve Fatih Tugayları ile çatışmalar başladı. PYD’nin ÖSO ile yaptığı ateşkes anlaşmasına ne oldu?

     “Afrin’de bir Alevi köyüne gidip katliam yapacaklardı, izin vermedik. Bu yüzden çatışma çıktı. Bu iki grup anlaşmaya taraf değildi zaten.”

     En kritik konu PKK ile barış görüşmeleri sürerken Abdullah Öcalan’ın PYD’ye Türkiye’nin de arzu ettiği bir yönde istikamet verip vermeyeceği.

     - Öcalan’dan bir mesaj geldi mi?

     “Hayır gelmedi.”

     - Gelirse PYD’nin tavrı ne olur? PYD’nin PKK’dan farklı bir yol tutturma şansı var mı?

     “PYD, Suriye ile sınırlı ayrı bir yapılanma, kendi süreçleri ve karar mekanizmaları var. Elbette Öcalan sadece PYD değil farklı kesimlerde saygı görüyor. Ama Öcalan böyle bir dayatmada bulunmaz.”

     - Türkiye’den çekilen PKK’lıların Suriye’ye dönmesi dengeleri nasıl etkiler?

     “Gelenler evlerine dönüp normal hayata karışır.”

     - Milis olarak dönecekler ama…

     “YPG’den ayrı bir milis gücü olmaz. İsteyen YPG’ye katılır. Ben sorun olacağını sanmıyorum.”

     PKK’nın YPG’nin elini güçlendireceği öngörülse de PKK’lı PYD’li ayrışması yaşanır mı sorusu akıllarda.

     RADİKAL

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.